| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Hazine ve Maliye Bakanlığı b)Kamu İhale Kurumu c)Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ç)Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu d)Sermaye Piyasası Kurulu e)Gelir İdaresi Başkanlığı f)Türkiye İstatistik Kurumu g)Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ğ)Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu h)Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ı)Yatırımcı Tazmin Merkezi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 12 .11.2021 |
ŞEVİN COŞKUN (Muş) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli üyeler; hepinizi selamlıyorum.
TÜİK, özellikle ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk alanlarında gerçeği gizliyor; güvenilirliğini ve inandırıcılığını yitirmiş durumda. Çünkü işsizliğin en yoğun yaşandığı bu dönemde, TÜİK 2021 Ekim verilerine göre işsizlik sadece yüzde 12,1; DİSK-AR'ın verilerine göre ise geniş tanımlı genel işsizlik oranı yüzde 27,2'dir. Genç işsizliği Mayıs 2021'de yüzde 42,4 olarak hesaplandı; bu oran kadınlarda yüzde 33,7; erkeklerde ise yüzde 23,9. Özellikle kadınların istihdamı, ekonomik açıdan güçlenmesi ve bağımsızlığı önünde büyük engel olan iktidar, kadınları işsizliğe itmeye var gücüyle devam ediyor.
Sosyoekonomik ve gelişmişlik verilerine göre en düşük kentlerin başında Van, Muş, Bitlis, Hakkâri yer alıyor. Ülkenin içinde olduğu ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı almış başını gidiyor; bunun yansımasını en derin halklarımız yaşıyor. Zamlar, neredeyse haftalık yapılıyor. Dört ay içinde ayçiçeği yağına yüzde 60, tavuk etine yüzde 64, mercimeğe yüzde 41 zam yapıldı.
Bugün, İstanbul'da ekmeğe yüzde 25 zam yapıldı. Önceki gün de Edirne'de ekmeğe yapılan zamma bulunan kılıf, fiyat yükseltmek yerine gramaj düşürmek oldu; 2 TL'ye satılan 230 gram ekmek, 30 gram küçültülerek aynı fiyattan satılma kararı alındı. İktidarın zam oyunları bununla sınırlı değil elbette. En son "Benzine 15 kuruş indirim yaptık." denildi, birkaç gün geçtikten sonra da 29 kuruş zam yapıldı. Zam örneklerini saymakla bitirmek mümkün değil. Kışa girerken yapılan zamlara baktığımızda, iki ayda kömüre yüzde 72, oduna yüzde 33, sobaya yüzde 31, LPG'ye 71 kuruş... Doğal gaza son iki yılda yapılan zamlarla Türkiye açık ara farkla zam şampiyonu oldu. Ayrıca, sebze ve meyvede de durum çok farklı değil. Marketten alışveriş yapamayan yurttaşlar, pazardan da akşam saatlerinde artakalan sebze ve meyveleri toplamak zorunda kalıyor artık. Unutmayalım, bu ülkede insanlar evine ekmek götüremediği için intihar etti. Bu kadar açlık ve yoksulluk varken iktidar ve yandaşları lüks içinde yaşıyor.
Ülkenin temel geçim kaynakları arasındaki tarım ve hayvancılık da bitme noktasına geldi. Çiftçiler ve hayvan yetiştiricileri durmadan yapılan zamlar nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşıyor. Bu mağduriyeti yaşayan kentlerden biri de seçim bölgem Muş kenti. Hayvan yetiştiricileri yem ve samana yapılan zamlarla baş edemiyor. Muş Ovası, Türkiye'nin 3'üncü büyük ovası. Muş Ziraat Odasının belirttiğine göre, her yıl ekim ayı itibarıyla ovanın tamamı ekilirken bu yıl sadece yüzde 10'u ekilmiş. Çiftçi artık tarlasına giremiyor çünkü gübre fiyatlarına on altı ayda 31 kere zam yapıldı. Gübre, mazot başta olmak üzere girdilerin pahalılığı nedeniyle verimli toprağına rağmen Muş Ovası ekilemiyor. Çiftçinin mağduriyeti bununla da sınırlı değil. Özelleştirilen Muş Şeker Fabrikası üreticiyi Ağrı Şeker Fabrikasına mahkûm etti. Fakat devlet Ağrı Şeker Fabrikasını da gözden çıkarmış olacak ki neredeyse on ay boyunca faal olmayan fabrikanın bakım ve onarımları bu sürede yapılmadığı için, bu yıl hasat zamanında meydana gelen arıza, üreticiyi zor durumda bıraktı; şeker pancarı taşıyan traktörler kilometrelerce uzayan kuyruklarda beklemek zorunda kaldı.
Ülkedeki derinleşen ekonomik kriz nedeniyle esnaf, çiftçi, işçi, emekçi, kadınlar, gençler, engelliler her geçen gün daha da zor durumda. Bakanlığın bütçesinde de görüldüğü gibi, 2022 bütçesi pandemi şartlarında artan yoksullukla mücadele için toplam bütçenin ancak yüzde 2,8'ini ayırabilmiş durumda; bu da iktidarın halklara değil, yandaşa dair bir bütçesi olduğunun göstergesidir. Bizler her fırsatta "Saraya, savaşa, yandaşa değil; halka bütçe." demeye ve mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz. Bu nedenle, halka ait olmayan bu bütçeyi de reddediyoruz.
Teşekkür ediyorum.