KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcıları, değerli askerî ve sivil bürokratlar, hocalarım, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Millî Savunma Bakanlığı, geçen yıllarla kıyaslandığında benzeri sorunlara sahip bir bakanlığımız. "Benzeri sorunlar" derken benzeri sorunlar ama geçen yıllara göre de daha derinleşmiş sorunlar var, önemli sorunlar var maalesef. Bu sorunların sebebi de maalesef önemli ölçüde Cumhurbaşkanlığı yani kanuna göre, Anayasa'ya göre politikaları belirlemesi gereken yer Millî Savunma Bakanlığı icracı bir bakanlık mevcut Anayasa'ya göre. Bu durumda da mevcut politikaların belirlenmesi sorunlar çıkarmış durumda. O sorunların da çözümlerinin maalesef oluşturulamamasına da sebep olmuş.

Şunu söylemek istiyorum: Bugün ekonomide nasıl bir sıkıntı varsa benzeri bir durum Millî Savunma Bakanlığı'nda da var. Yani ekonomide... Biliyorsunuz, en son Hazine ve Maliye Bakanlığını görüşmüştük burada cuma günü. Hazine ve Maliye Bakanlığını ve Merkez Bankasını, kamu mali kurumlarını, ekonomi kurumlarını hep beraber burada görüştüğümüzde şu ortaya çıkmıştı: Hazine ve Maliye Bakanı, Merkez Bankası'nın bu kur politikasını benimsemediğini açıkça belirtmişti. "İhracata yönelik, ihracatı artırmaya yönelik, kuru artırma politikamız yoktur." demişti açıkça ve sorulduğunda da çok net olarak "Faiz bir sonuçtur, sebep değildir." demişti, bunları da net olarak ifade etmişti. Yani Cumhurbaşkanlığından ifade edilen politikalar ile Maliye ve Hazine Bakanlığının politikaları arasında bir farklılık olduğu net olarak ortaya çıkmıştı.

Benzeri bir durumu ben burada görüyorum maalesef. Burada da ilgili bakanlıklarımıza sorulmadan, devlet aklıyla iş yapılmadan ortaya konan bazı politikalar var. Bunlardan bir tanesi S-400. S-400 meselesi çok önemli Türkiye için, maalesef çok çok önemli oldu. S-400'e ihtiyacımız vardı, Türkiye'nin bir savunma füze ihtiyacı vardı, bununla ilgili olarak da uğraşıldı. Önce Çin'den alınacaktı; Sayın İsmet Yılmaz'dı Millî Savunma Bakanı, hatta ben burada kendisine sorduğumda "Muhakkak alacağız, her türlü görüşmeyi yaptık, hiçbir problem yoktur, alacağız." demişti ancak gerçekleşmedi; biliyorsunuz, Ruslardan aldık S-400'ü. Ancak bu, bizim tarafımızdan da eleştirilmeyen bir adımdı, önemli bir adımdı çünkü sonuç olarak Amerika Birleşik Devletleri karşısında, NATO karşısında ihtiyacımız olan bir silah sistemini tedarik ediyorduk. Bizim de muhalefet olarak desteklememiz gerekiyordu ve destekledik de eleştirmedik en azından konuyu, eleştirmedik, siyasi malzeme konusu da yapmadık. Ancak gelinen noktada, bugün 2,5 milyar dolar ödediğimiz -ki parasının önemi yoktur, çok önemli görmüyorum parasını- bu silah sistemini birkaç yıldan beri henüz kuramadık, kurmadık, kurdurmadılar ve kullanamıyoruz. Peki, bunu yapamayacak idiysek neden yaptık? Biz bunu, bu S-400 alımını bir devlet aklıyla yapmadık mı? Devlet aklıyla olmadı mı bu? Bugün S-400 meselesi, dünya arenasında maalesef Türkiye için, bir anlamda, mahcubiyet projesi olmuştur, maalesef bir mahcubiyet projesi hâline gelmiştir S-400. Parasını -2,5 milyar dolar gibi çok büyük bir meblağ- ödüyorsunuz, alıyorsunuz, kurduramıyorsunuz, kullanamıyorsunuz. Bu, bir millî duruştu, biz de o nedenle desteklemiştik, yanında olmuştuk ama büyük sıkıntılar getirdi. Hatta sadece 2,5 milyar dolara mal olmadı, bir de F-35'ten olduk; F-35 gibi önemli bir silah sisteminden olduk; hatta sadece F-35'ten olmadık, F-35'lerin parasını -1,4 milyar- ödediğimiz kısmının haricinde, bir de F-35 üretim sistemine dâhildik, o sistemden olduk. Ne kadar doğrudur bilmiyorum Sayın Bakanım ama F-35 üretim sisteminin yıllar içerisinde bize getireceği ihracat rakamının 12 milyar dolar olduğu söyleniyor.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR - 11.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Efendim?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR - 11.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 11.

11 milyar dolar olduğu Sayın Bakan tarafından ifade edildi, 11 milyar dolarlık bir ihracattan da olmuş olduk. 2,5 milyar dolar S-400'ün maliyeti var, F-35 için 1,4 milyar dolar ödedik; bunların farklı maliyetleri de var yani çok önemli bir sıkıntı da getirmiş vaziyette. Ancak dediğim gibi, parasal boyutundan daha önemlisi de yani bu 15-16 milyar doların ötesinde bir de mahcubiyet söz konusu oldu Türkiye için; bu, üzüntü vericidir.

Sayın Bakanım, geçen yıl konuşmuştuk: F-4'ler envanterden çıktı, F-16'larla ilgili olarak da 2027'den itibaren çıkacağını biliyoruz, maalesef 300'ün altında F-16'mız var. Hava Kuvvetleri açısından, savaş uçağı açısından sıkıntılıyız, savaş uçakları çok önemli bir güçtür. Biliyorsunuz, bu Global Firepower Strength Ranking'de, 2021'de de geçen yıl olduğu gibi 11'nci sıradayız ancak -benim hatırladığım kadarıyla- 2017'de 8'inci sıradaydık, 2018'de 9, ondan sonra yine 9'uncu sıraya gelmiştik, şimdi 11'inci sıradayız iki seneden beri yani geriliyoruz. Bu durum devam ederse, uçak tedariki yapamazsak ki biz yirmi yıldan beri savaş uçağı alamadık yani AK PARTİ döneminde tek bir savaş uçağı alabilmiş değiliz. Tank da çok az miktarda aldık yani 15-20 tank aldığımızı hatırlıyorum bu dönemde, tankla ilgili de benzeri sıkıntılarımız var yani biraz önce siz ifade ettiniz Sayın Bakanım konuşmanızın başında; ne demiştiniz: "Dünyada yeni bir dönem başlıyor, güvenlik ortamı yeniden şekilleniyor, güç dengeleri, aktörler ve roller sürekli değişiyor." Şimdi, böyle kritik bir ortamda Türkiye'nin, Türkiye gibi bir ülkenin savaş uçağı ihtiyacı had safhada, tank ihtiyacı yine aynı şekilde yani bizim çok daha fazla güçlü olmamız lazım. Demek ki bu politikalarla ilgili olarak bazı yanlışlar yapılıyor, devlet aklı kullanılmıyor. Böyle bir sıkıntımız var maalesef, bunu halletmemiz lazım.

Şimdi, Sayın Bakanım, biraz önce ifade ettiniz: 80 milyar liralık bir bütçeniz var, yüzde 30'luk da bir artış söz konusu. Gerçekten Türkiye, kaynakları kısıtlı bir ülke, bu şartlar altında çok büyük bir para ayırıyor, önemli bir meblağdır bu. Geçen yıla göre de yüzde 31'lik bir artış söz konusu ama "80 milyar lira" dediğimiz rakam şu andaki kurla 8 milyar dolar Sayın Bakanım yani çok önemli bir meblağ değil biliyorsunuz yani ilk sıralarda yer alanların savunma bütçelerini dikkate aldığımızda maalesef çok düşük bir rakam. Onun için, çok iyi bir şekilde kullanmamız lazım, çok bilinçli politikalar izlememiz lazım, S-400'de olduğu gibi hatalar yapmamamız lazım. S-400 derken Sayın Bakanım, bu FIRTINA obüsleriyle ilgili olarak da bilgi verirseniz çok memnun oluruz son konuşmanızda. Tank Palet Fabrikasıyla ilgili bugün bilgi vermediniz. Tank Palette son durum nedir? Katarlılar ortak oldu, biliyoruz ancak bu FIRTINA obüsleri de buna dâhil mi, değil mi? Böyle tartışmalar vardı. Bununla ilgili de bilgi verebilirseniz çok çok memnun oluruz.

Sayın Bakanım, sorun çok, konuşmak istediğimiz konu çok. Önce şu ödeneklere değineyim. Şimdi, son yıllardaki, son beş yıldaki ödenekleri çıkardım. 2016'da başlangıç ödeneğiniz 28 milyar ancak yıl sonu ödeneği 38 milyar olmuş, gider 26 milyarda kalmış. 2017'de 28 milyarlık bir başlangıç ödeneği var, 41 milyar yıl sonu ödeneği, 30 milyarlık bir gider var. 2018'de 40 milyarlık başlangıç ödeneği, 52 milyarlık yıl sonu ödeneği, 39 milyarlık bir harcama var. 2019'da 46 milyarlık başlangıç ödeneğiniz var, 65 milyarlık yıl sonu ödeneği, 50 milyar gider var. 2020'de de 53 milyarlık bir başlangıç ödeneği vardı, 61 milyarlık yıl sonu ödeneğiniz var, şimdiye kadar 61 milyar harcamışsınız. 2021'de de 61 milyarlık bir bütçemiz vardı. Bilmiyorum ne kadar harcama söz konusu ancak bunların biraz artması lazım; bu harcamalara, gerçekleşmelere baktığımız zaman bir miktar artması gerektiğini düşünüyoruz, bu yıl yüzde 31'lik bir artış söz konusu olsa da.

Bedelli askerlikten bahsettiniz Sayın Bakanım. 2019'dan beri üç yılını doldurdu. Bununla ilgili olarak bir araştırma yaptırdınız mı acaba? Yani bunun sonuçları nedir? Hem askerî cenahta sonuçları nedir hem toplumsal cenahta sonuçları nedir? Yani kimler askerlik yapıyor? Sosyolojik açıdan baktığımızda toplumda nasıl bir sorun yarattı ya da nasıl olumlu bir hava estirdi? Kimler, hangi kesimler askerlik yapıyor? Bunlarla ilgili bir araştırmamız var mı? Genellikle bu tür araştırmalar yaptırılıyor biliyorsunuz; çok da önemlidir yani daha önce askerlik kutsal bir görevdi, öyle gören bir toplumduk, şimdi bu hangi duruma geldi? Nereye oturuyor, toplumdaki karşılığı nedir? Bunları bilmemiz lazım.

Emekli edilen, kendi isteğiyle emekli olmayan yarbay ve albaylar yaş sınırı nedeniyle emekli maaşı alamıyor Sayın Bakan. Bunlar tabii, devletin ve milletin bekası için çalışan bu insanlar birdenbire emekli edildiklerinde, maaş alamama durumuna düştüklerinde sıkıntı da oluyor. Dolayısıyla da bununla ilgili bir düzenleme yapılması lazım. Bu konuyla ilgili bir çalışmamız var mı?

Yine, belirttiniz ama askerî yargı ve askerî hastaneler konusu çok önemli. Ben, siz de dâhil olmak üzere hiç kimsenin asker olup da bu yargı meselesini, hastane meselesini mevcut şekliyle kabul ettiğini düşünmüyorum; herkes, bütün ordu mensupları, Silahlı Kuvvetleri mensupları bundan şikâyetçi. İyi bir sistemimiz vardı özellikle sağlıkla ilgili olarak, maalesef onu terk ettik, sıkıntılar var. Bununla ilgili de bir düzenleme yapılması lazım.

Askerî yargıyla ilgili olarak da disiplin konusunda bazı zaaflar getirdiğini biliyoruz. Geçenlerde astsubayların bir toplantısına katıldım Sayın Bakanım, onların da emeklilik konusunda, emekli maaşları konusunda -çok düşüyor- talepleri var; onları dile getirelim, tutanaklara girsin ve bir çalışmanız var mı yok mu onu da bilmek isteriz.

Bir de harp okullarında, özellikle kara harp okulunda eğitim önceki yıllara göre daha farklı bir şekilde olmaya başladı yani sizin döneminiz ile bu dönem arasında epey bir fark var. Subay kökenli hocalar yerine daha çok dışarıdan hocaların geldiğini biliyoruz. Onunla ilgili de bilgi verebilirseniz memnun oluruz. Nasıl bir durum söz konusu; teğmen yetişirken, teğmen çıkarken nasıl bir teğmen söz konusu geçmişe göre, bir araştırmamız var mı?

Yine, Sayıştay raporlarına değindiniz Sayın Bakan, ben de müsaadenizle onlara değineyim. Şimdi, geçen yıllarda da bazı sorunlar vardı; bazılarını hallettik, izlemeye alınanlardan bazılarının halledildiğini görüyoruz ancak 6 kadarı da halledilmemiş vaziyette. NATO POL'le birlikte toplam 15 Sayıştay eleştirisi var Bakanlığınızla ilgili olarak; döner sermayeli işletmeler, kantinler, sosyal tesisler dâhil olmak üzere 15 eleştiri var. Bunlardan bazıları rutin, önemli değil ama bazılarını sormak istiyorum. Mesela "Yapılmakta olan yatırımlar hesabının fiilî durumla uyumlu olmaması." Çok bilgi yok bu konuda, bu nedir? Yapılan yatırımlar ile fiilî durum neden uyumlu olmasın? Hangi tür yatırımlar bunlar? Bir de "Geçici tahsisteki bazı malzemelerin takip işlemlerinin zamanında başlatılmaması." Şimdi, Millî Savunma Bakanlığından bazı yerlere, diğer kurumlara, bakanlıklara malzemeler veriliyor. Bunların takip işlemleri yapılamıyor. Neden dolayı veriliyor, neden dolayı takipleri yapılamıyor? Bu da müphem kaldı, anlaşılır değil, Sayıştay raporunda da değil ya da bize geldiği şekliyle de değil. Bunlarla ilgili bilgi alabilirsek çok memnun oluruz.

Şimdi, savunma sanayisinden de bahsettiniz, not aldım. Savunma sanayisiyle ilgili olarak -çok önemli bir konu- başarılı olduğumuz alanlar var ancak savunma sanayisiyle ilgili olarak yapılan projelerin bazıları -duble, hem özel sektör tarafından savunma sanayi projeleri yürütülüyor hem de kamu tarafından, kamu şirketleri tarafından- çakışan projeler olabiliyor. Kamu ve özelin birbirine daha fazla destek olması lazım bu projelerde. Tabii, teknoloji çok önemli; teknoloji desteği verebilmeleri lazım kamu ve özel şirketlerin birbirlerine, sonuçta millî bir alan. Onun haricinde, MKE'yi bir -özelleştirme diyemem tabii ona- anonim şirket hâline getirdiniz, daha aktif çalışması amaçlanıyor. Ancak personel açısından sıkıntılar yarattı, sürekli olarak -bizlere de sizlere de geliyordur- personelin talepleri geliyor. Anonim şirket, bir anonim şirket ile -özel şirketle, özel sektörle- kamu arasındaki en önemli fark anlayışındadır. Çalışanların anlayışı da çok önemli, şirketin anlayışı da çok önemli. Çalışanlar açısından, yıllardan beri kamuda çalışan, bir iş garantisi olanlar açısından birdenbire özel sektörde, bir anonim şirkette çalışır hâle gelmek önemli sıkıntılar yaratmıştır. Bunun giderilmesi lazım, bunun baştan da düşünülmesi lazımdı aslında. Tabii, MKE'nin bir anonim şirket hâline gelmesiyle birlikte mantalitesinin de değişmesi lazım, daha farklı bir mantaliteyle, o mantaliteye sahip kadroyla birlikte çalışabilmesi lazım ve yeni projelerinin olması lazım. MKE çok önemli işlevler görmüş geçmişte, önemli işler yapmış bir kurumumuz, bundan sonra da yapabilmesi lazım ama yeni bir vizyona ihtiyacı var, onunla beraber tüm bunları yapabiliyor olması lazım.

Sayın Bakanım -biraz vakit doldu herhâlde- şu ALTAY tankı meselesine de girmek istiyoruz. Şimdi, bu, bizim savunma sanayi tarihimizdeki en sıkıntılı projelerden bir tanesi oldu maalesef. "Gerçekleştireceğiz." dedik, üç seneden beri gerçekleşmedi. Şimdi, son durum nedir? Galiba yapabileceğiz. En son Uzak Doğu'yla görüşüldü, bazı izinler alındı, anlaşmalar yapıldı, önümüzdeki yıllarda herhâlde tank yapabilecek duruma geleceğiz inşallah, onu göreceğiz. Ancak son durum nedir? Biraz daha detaylı bir bilgi verebilirseniz memnun olacağız. Bu FIRTINA obüsleri meselesini de sormuştum.

Sayın Bakanım, tamam, süre doldu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çok teşekkür ederim.

Bütçelerinizin hayırlı olmasını diliyorum.

Başarılar diliyorum Sayın Bakanım.