KOMİSYON KONUŞMASI

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Sağ ol Başkanım.

Sayın Bakanım, Sayın Komisyon Başkanım, Sayın Bakan Yardımcılarımız, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun kıymetli milletvekilleri, Bakanlığımızın değerli bürokratları, basınımızın kıymetli mensupları; Millî Savunma Bakanlığımızın 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesap Kanunu ile 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ni görüşmek üzere bir aradayız. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerime başlarken bin yıldır vatanımızın bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yâd ediyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 83'üncü yılında saygı ve rahmetle anıyorum. Ülkemizin ve milletimizin istiklali ve istikbali, güvenliği, huzuru için vazife icra eden Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman personeline teşekkür ediyorum.

Milletimizin ülkesine olan güveninin artmasında ordumuzun gösterdiği başarıların büyük payı vardır. Türk milleti, askerliğe ve teşkilatçılığa olan yatkınlığı sayesinde, sürekli kendini yenilemeyi, geliştirmeyi, büyütmeyi başarmıştır. Türkiye'nin güçlü duruşunun en önemli ayaklarından biri de askerî alanda verdiği teknolojik mücadeleler ve kazandığı zaferleridir. Türk Silahlı Kuvvetleri bu mücadelelerin ve kazanılan zaferlerin vücuda gelmiş hâlidir. Bu noktada özellikle şunu vurgulamak isterim ki Irak ve Suriye'de icra edilen harekâtlar Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin 51'inci maddesinde belirtilen meşru müdafaa hakkı çerçevesinde, komşularımızın sınırlarına ve egemenlik haklarına saygılı bir şekilde ve sadece millî güvenliğimize tehdit teşkil eden teröristlere yönelik yürütülmektedir. Sınırlarımızın yanı başında ülkemize yönelik terör tehdidine müsaade etmemiz de beklenmemelidir.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, sayın milletvekilleri; Suriye sınırımız üzerinden ülkemizi bölmek için harekete geçen PKK, PYD, YPG'li ve DEAŞ'lı canilerin 40 binden fazla sivil vatandaşa zarar vermesinden sonra tepelerine binilerek 27 Mayıs 2019'da Hakurk'a başlatılan Pençe-1 Operasyonu, 12 Temmuz 2019'da Pençe-2'yle kuzeydoğuya doğru genişletilmiş, sağlanan alan hâkimiyetinin daha da artırılması maksadıyla Haftanin'e 23 Ağustos 2019'da Pençe-3 ve 16 Haziran 2020'de de Pençe-Kaplan Operasyonları icra edilmiştir.

Terör örgütünün, diğer bölgelerde oluşturulan baskıdan kurtulmak maksadıyla Gara'ya yerleşmesini ve bu bölgede yeniden yapılanmasını engellemek, kaçırılan vatandaşlarımızla ilgili istihbaratı teyit etmek ve müdahalede bulunmak maksadıyla 10-14 Şubat 2021'de Gara'ya Pençe-Kartal-2 Operasyonu icra edilmiş, 23 Nisan 2021'de de Avaşin-Basyan ve Metina bölgelerine yönelik eş zamanlı olarak başlatılan Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım harekâtlarıyla terör örgütü üzerindeki baskı daha da artırılmıştır.

Ortaya koyduğumuz kararlılık ve elde ettiğimiz başarı, oyunu tümden değiştirmiştir. Libya'da hem diplomatik hem askerî alanda gösterdiğimiz başarı sadece Akdeniz'de değil tüm dünyada kartların yeniden karılmasına yol açmıştır.

Karabağ'ın azatlık mücadelesinde Azerbaycanlı kardeşlerimize verdiğimiz hasbi destek ve sadece kırk dört günde kazanılan zafer, bir kez daha tüm gözleri üzerimize çevirmiştir. Bizim hiç kimsenin toprağında, egemenliğinde, birlik ve beraberliğinde gözümüz yoktur. Biz sadece emperyalistlerin ve onların oyuncağı hâline dönüşmüş kifayetsiz rejimler ile terör örgütlerinin zulmü altında inleyen kardeşlerimizin çağrılarına kulak veriyor, onlara karşı tarihî sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Binlerce, on binlerce kilometre öteden özellikle ses verip gelen, sırf kendi siyasi ve ekonomik çıkarları, güvenlik ve refah kaygıları için oluk oluk kan akıtanların tersine biz yaşatmak için gidiyoruz. Türk'ün olduğu yerde zulüm olmaz, Türk'ün olduğu yerde masum kanı akmaz, Türk'ün olduğu yerde mazlum gözyaşı dökmez, Türk'ün olduğu yerde ancak güven olur, huzur olur, refah olur.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; belirtmek isterim ki, Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, ülkemizi savunma sanayisinde dışa bağımlılıktan tamamen kurtarıncaya kadar millî teknolojilere yatırımlarımızı artırarak devam ettireceğiz. Çünkü biz geçmişte silah, mühimmat ve askerî teçhizat bakımından dışa bağımlılığın bedelini çok ağır ödemiş bir ülkeyiz. Kıbrıs Barış Harekâtı sebebiyle maruz kaldığımız ambargoları, keyfîlikleri, baskıları, hatta tehditleri asla unutmadık, unutmayacağız. Kıbrıs Türkü'ne sahip çıktığımız için, üç yıl boyunca, bırakın parasını peşin ödediğimiz uçakların verilmesini, bakım ve onarımları için gönderdiğimiz uçaklar dahi bize teslim edilmedi. Hatta bu uçaklar için Türkiye, bizzat müttefikleri tarafından, hangarda saklama ücreti ödemek mecburiyetinde bırakıldı.

Ülkemiz talep ettiğinde kırk dereden su getirilen silahlar, DEAŞ'la mücadele kisvesi altında, Suriye'deki teröristlere binlerce tır ve uçak seferiyle teslim edildi. Vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirdiğimiz sınır ötesi harekâtlarda sözde dostlarımız bizi zaafa düşürmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı. Terör örgütünün elebaşıları, meşru bir siyasetçi gibi, kırmızı halı serilerek en üst düzeyde ağırlandı. Ülkemize yönelik sergilenen bu ikiyüzlülükleri esefle takip ederken kendi hazırlıklarımıza da hız verdik.

Ülkemiz, savunma sanayisinde, şu anda dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde 7 firmayla temsil ediliyor. İnsansız hava aracı, silahlı insansız hava aracı ve taarruz insansız hava aracı üretiminde artık dünyanın ilk üç dört ülkesinden biriyiz Allah'a şükür.

Savunma sanayisindeki tek icraatları fabrika kapatmak olanların, diğer vizyon projelerimiz gibi, elbette bunları da anlamasını beklemiyoruz. Bunun için biz işimize bakıyor, hedeflerimize odaklanıyoruz.

Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; ordusu işgal edilemeyen, devşirilemeyen, çökertilemeyen bir ülkenin topraklarının da işgal edilemeyeceği inancıyla, askerimizle, eğitimiyle, donanımıyla, teknolojisiyle, vizyonuyla daha çok güçleneceğiz. Başka bir vatanımızın, başka bir devletimizin, başka bir sığınağımızın olmadığı bilinciyle hedeflerimize ulaşana kadar durmayacağız, duraksamayacağız, her engeli aşıp geçeceğiz inşallah. Mevlâna'nın dediği gibi, bir ayağımızı Anadolu'ya sıkı sıkıya basacak, diğeriyle siyasi ve ekonomik vizyonumuzun gerektirdiği her yeri dolaşacak, her gönle dokunacağız.

Son on dokuz yılda yaptığımız hamleler sonucunda yerlilik ve millîlik oranı yüzde 20'lerden -hamdolsun- yüzde 80'lere çıkmış durumdadır. Suriye'de, Libya'da karşılaştığımız durum, füze savunma sistemlerine daha çok önem vermemiz gerektiğini göstermiştir. Bu çerçevede, ASELSAN ve ROKETSAN tarafından tamamen millî ve yerli olarak geliştirilen HİSAR-A alçak irtifa hava savunma füze sistemi önemlidir. Bu sistem, yapılan nihai sistem testlerinde hedefi yüzde 100 başarıyla imha etmiştir. İlk yerli ve millî havadan havaya füzemizin üretilmesi amacıyla yürüttüğümüz proje kapsamında geliştirilen BOZDOĞAN görüş içi ve GÖKDOĞAN görüş ötesi füzelerinin testleri de başarıyla gerçekleştirilmiştir. BOZDOĞAN füzemizi inşallah en kısa sürede envantere alacağız. Bu başarı sayesinde, uzun menzilli hava savunma sistemimiz SİPER'in çalışmalarında da önemli ilerlemeler kaydedildi.

Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; Afganistan'da yeni bir siyasi ve jeopolitik hakikatle karşı karşıyayız. Ülkede güvenlik ve istikrarın bir an önce sağlanması sadece bölgesel düzeyde değil, uluslararası ölçekte de kritik önemdedir. Diyalog kanallarını açık tutarak, stratejik sabırla ve kademeli olarak yaklaşmalıyız. Bugün Afgan halkı, siyasi belirsizlik yanında, kırk seneyi aşan istikrarsızlık, çatışma ve terörün yıkıcı sonuçlarıyla da mücadele ediyor. Böyle bir dönemde uluslararası toplumun Afgan halkına sırtını dönme, bu ülkeyi kendi kaderine terk etme lüksü yoktur. Siyasi süreçten bağımsız olarak, ülkede giderek derinleşen insani kriz nedeniyle Afgan halkıyla güçlü bir dayanışma sergilememiz gerekiyor. Bu zor günlerinde Afgan halkına karşı kardeşlik görevimizi yerine getirmeyi sürdüreceğiz inşallah.

Suriye'de, tüm dünyanın gözlerinin önünde, yüz binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca kişinin yerlerinden edilmesine neden olan insani dram 10'uncu yılını geride bıraktı. Ülkemiz bir yandan 4 milyona yakın Suriyeliye kucak açarken, bölgeyi kana ve gözyaşına boğan terör örgütlerine karşı da sahada mücadele etmektedir. DEAŞ'la göğüs göğüse çarpışan ve bu terör örgütünü hezimete uğratan tek NATO ülkesiyiz.

Yine, sahadaki varlığımızla, PKK terör örgütünün Suriye'deki uzantılarının işlediği katliam ve etnik temizlik faaliyetlerinin önüne biz geçtik. Şehitler verme pahasına yürüttüğümüz çabalar sonucunda güvenli hâle getirdiğimiz bölgelere şu ana kadar 500 binin üzerinde Suriyelinin gönüllü olarak geri dönüşünü sağladık. Aynı şekilde, İdlib'deki varlığımız sayesinde milyonlarca insanın hem canını kurtardık hem yerinden edilmelerini önledik.

Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; Doğu Akdeniz'deki sükûnet ortamının devamı ortak çıkarımızdır. Deniz yetki alanlarının paylaşımına ilişkin sorunların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözülmesini temenni ediyoruz. Bunun için, öncelikle, Doğu Akdeniz'de en uzun kıyıya sahip Türkiye'yi bölgede yok sayan anlayıştan vazgeçilmesi şarttır. Kıbrıs meselesinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir çözüm ancak sonuç odaklı gerçekçi bir yaklaşımla mümkündür. Birleşmiş Milletlerin "eşit" olarak kabul ettiği adadaki 2 halktan birinin lideri sizlere hitap edebilirken diğer liderin bu platformlarda sesini duyuramaması adil değildir; bunu kabul etmiyoruz. Çözüm için, adanın asli unsuru olan Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi gerekiyor. Kıbrıs Türk halkının ortaya koyduğu yeni çözüm vizyonunu destekliyoruz. Buradan, uluslararası topluma Kıbrıs Türklerinin görüşlerini açık fikirlilikle ve ön yargısız bir şekilde değerlendirme çağrısında bulunuyoruz.

Kafkasya'daki istikrar bakımından yakın dönemde önemli adımlar atılmıştır. Azerbaycan, meşru müdafaa hakkını kullanarak Güvenlik Konseyinin yıllardır uygulanamayan kararlarına konu olan öz topraklarındaki işgali sona erdirmiştir. Bu gelişme, bölgede kalıcı bir barış adına yeni fırsat pencerelerinin açılmasına da imkân sağlamıştır. Tarafların atacağı her olumlu adımı destekleme kararındayız.

Libya'da uluslararası meşruiyete verdiğimiz güçlü destek sayesinde ateşkes tesis edilmiş, ardından da Başkanlık Konseyi ve Millî Birlik Hükûmeti kurulmuştur. Millî Birlik Hükûmetinin, kamu hizmetlerinin sağlanması, tüm kurumların birleştirilmesi ve seçimlerinin zamanlıca düzenlenmesi çabalarına destek vermeye devam edeceğiz inşallah. Uluslararası topluma, Libya'nın tüm bölgelerini temsil eden meşru Hükûmetinin yanında durulması çağrımızı tekrarlıyoruz.

Askerî olarak ayak bastığımız her yerde farkımızı gösteriyor, dengeleri değiştiriyor, hayır dualarıyla anıldığımız bir iklim oluşturuyoruz. Bu manzara karşısında yarınlarımıza çok daha güvenli şekilde bakabiliriz.

Türkiye'nin bu konuma gelmesinde katkısı olan herkese, başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, şükran borçluyuz. Hiç şüphesiz, en büyük şükranı da aziz milletimize, kahraman gazilerimize borçluyuz.

Teröristler karşısında kahramanca çarpışan askerlerimize, polislerimize, jandarmamıza, korucularımıza teşekkür ediyoruz; kendilerini dev aynasında görenlere meydanı bırakmayan kahraman ordumuza şükranlarımızı sunuyoruz. 15 Temmuzda canı pahasına istiklaline ve istikbaline sahip çıkan aziz milletimize teşekkür ediyoruz.

Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; biraz önce ifade ettiğim hususlara ilave olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ülkemize yönelik terör tehdidine karşı icra edilen tüm operasyonlar, başta Irak ve Suriye olmak üzere tüm komşularımızın sınırlarına ve toprak bütünlüğüne saygılı, uluslararası hukuka uygun, meşru müdafaa hakkı kapsamında ve sadece terörist unsurlar hedef alınarak yapılmaktadır.

Hudutlarımızda kaçakçılığın yanı sıra yasa dışı ve düzensiz göçmen akınının engellenmesi, teröristle mücadelede yetkinliğin artırılması için gerekli tedbirler alınmaktadır, bu faaliyetler de ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordineli olarak yürütülmektedir. Aynı şekilde, Ege'de, Akdeniz'de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası'nda Uluslararası Garanti ve İttifak Anlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam edilecektir.

Değerli hazırun, aynı anda birden fazla harekât alanında mücadele eden, dünyanın birçok bölgesinde barışın ve istikrarın sağlanmasında görev alan Millî Savunma Bakanlığımızın bütün personeli millî, manevi ve mesleki değerlerinden aldığı ilhamla ve yüksek görev bilinciyle üstüne düşen görev ve sorumlulukları azim ve kararlılıkla yerine getirmektedir, getirmeye de devam edecektir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün söylemiyle "Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. Ordumuz Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız teminatıdır." Allah her bir ferdini korusun ve gözetsin.

Sözlerime burada son verirken terörle mücadelede vatan toprakları uğrana canını veren aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve kahraman gazilerimize de acil şifalar dilemek istiyorum.

Millî Savunma Bakanlığımızın bütçesinin Bakanlığımıza, milletimize, ülkemize ve gönül coğrafyamıza hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.