ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, kıymetli hazırun; öncelikle, hepinize saygılarımı iletiyorum. Bakanlığımızın 2022 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.

Sayın Bakan, ALTAY tankı konusuna değinmek istiyorum. 9 Kasım 2018'de bu fabrika BMC'ye verildi, sözleşme imzalandı. Buna göre, ilk tankın on sekiz ay sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmesi gerekiyordu, tam otuz altı ay geçti ancak tank ortada yok. Tank Palet Fabrikasını beş kuruş bedelsiz Katar'ın büyük ortağı olduğu bir şirkete peşkeş çektiniz; üç yıl geçti, elimizde ne ALTAY tankı var ne de Tank Palet Fabrikası var. Fabrikamızı neden verdiniz?

Yetmedi, BMC'ye Karasu'da 2 milyon metrekare hazine arazisini, üstelik kamulaştırmasını da yaparak tahsis ettiniz; bu da yetmedi, değeri 1,5 milyar lirayı bulan süper teşvik verdiniz; ortada hâlâ fabrika yok. Fabrikanın temelini Erdoğan attı Ocak 2019'da, temeli atarken "Tesisin ilk bölümü 2020 başında devreye girecek; istihdam olacak, ihracat olacak." dedi; 2020 geçti, 2021 geçti, fabrika yok. Halkın malı, hazinemizin değeri nerede? Fabrika neden yapılmadı? Ülkemizin kaybettiği zamanın, paranın hesabını kim verecek?

Sayın Bakan, bir Ethem Sancak vardı, Türkiye'de haksız zenginleşmenin en açık örneklerinden bir tanesiydi. 2014'te BMC fabrikasını, arazi değerinin yarısına, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan aldı, dönemin parasıyla 360 milyon dolar tuttu. Bir ay sonra yarısını 300 milyon dolara Katar ordusuna sattı, ilk bir ayda 120 milyon dolar net para kazandı. Kendi, kalan hissesinin yarısını Erdoğan'ın köylüsü Talip Öztürk'e sattı, geçtiğimiz haziran ayında da şirketin yarısını 480 milyon dolara Tosyalıya sattı; buradan 300 milyon dolar net para kazandı. Ethem Sancak'ın havadan 420 milyon dolar net kazancı var, parayı cebine koydu ve ortadan kayboldu. Kendisine "Tank nerede?" diye soran yok "İnşaatı niye bitirmedin?" diyen yok. Kendisini "Ordunun fabrikası 5 kuruş bedelsiz sana tahsis edildi. Ne yaptın, bir çivi çaktın mı?" diye hesaba çeken yok. Para cebinde yok oldu gitti, hiçbir hesap sorulmayacak mı Sayın Bakan?

ALTAY tankının motor ve güç grubuyla ilgili... Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, iki üç hafta önce, ALTAY tankının güç grubu için Güney Kore'yle niyet beyanının imzalandığını duyurdu. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan haberlerde, güç grubu için, başta, ortak üretim konuşulurken Güney Kore'den hazır ürün tedarikine geçildiği ileri sürülüyor; bu, doğru mu? Niyet beyanının esası nedir, hangi aşamadadır? Bu tank ne zaman üretilecektir?

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, sözleşmeden sonra ilk "tweet"i attı "9 Kasım 2018'de, on sekiz ay sonra, ilk tank Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilecek." dedi. Sürenin dolduğu 2020'den bu yana defalarca tarih verildi, veriliyor. AKP Milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz "2020 yılı sonunda banttan inecek." dedi. Savunma Sanayii Başkanı Demir, Mayıs 2020'de "Bir ülkeyle anlaştık, imza atılmak üzere." dedi, üzerinden bir buçuk yıl geçti. Demir, daha sonra "Yedek motorlarla üretimi başlatıyoruz." dedi, üzerinden aylar geçti, yine bir şey çıkmadı. En son Erdoğan temmuzda Tank Palet Fabrikasına gitti ve orada "ALTAY tankı 2023 başında orduya teslim edilecek." dedi. Neye göre tarih veriyorsunuz? Bir süreç bu kadar mı kötü yönetilir? Bu tank ne zaman teslim edilecek?

Sayın Bakan, Doğu Akdeniz'deki sismik araştırma ve sondaj gemilerimizin Karadeniz'e gönderildiği yazılıp çiziliyor; burada son durum nedir? Ege Denizi'nde bulunan ada ve kayalıklar Yunanistan tarafından işgal girişimlerine maruz kalıyor; bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Sayın Bakan, bildiğiniz gibi, Kanal İstanbul ve Montrö konusunda endişelerini dile getiren emekli amiraller tarafınızca darbeci ilan edilmişlerdi. Konuyla ilgili, Türkiye Emekli Subaylar Derneği TESUD'un ve Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği TEMAD'ın sizi destekledikleri, Bakanlığı destekledikleri yönünde bir açıklama yaptıklarını sosyal medyadan paylaştınız ancak TESUD bunu yalanladı. TESUD'un bu yalanlamasından sonra İçişleri Bakanlığının oluruyla derneğe denetim gitti ve denetim sonucunda derneğe kayyum atadınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Bakın, Sayın Bakan, daha önce de Balyoz sonrasında yaptığı açıklamalarını beğenmediğiniz için Hüsnü Şimşek isimli dayanışma derneği Başkanının da ordu evlerine girmesi yasaklanmıştı, aynen 104 generalimizde olduğu gibi. Kendisi dava açtı AYİM'e; ifade hakkının zedelendiğine karar verildi ve hakları geri verildi. Bu 104...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur, teşekkür ediyorum.

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Bir dakika daha verin, tamamlayayım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Öyle bir uygulamamız yok, sadece grup sözcülerine ekstra süre veriyoruz.

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - 104 amiralle ilgili, bu olayla ilgili...

CAVİT ARI (Antalya) - Bizden alın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamam, Cavit Bey'in iki dakikasını ilave ediyorum.

Buyurun.

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Bu 104 emekli amiralin durumuyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Aynı konuda sizlerin de... Bu davanın açılması durumunda -aynı o yaşandığı gibi- bir tazminat verilmesi gerekebilir, tekrar haklarının geri verilmesi gerekilebilir. Bunun sorumlusu kimdir? Bununla ilgili kim sorumluluk alacaktır?

Emekli binbaşılar asgari ücretin biraz üzerinde emekli maaşı alıyor ve mağdurlar; bu mağduriyet çözülecek mi?

Kamuoyuna "sarıklı amiral" olarak da yansıyan amiralin emekliye sevk edildiği yönünde bir bilgi bize ulaştı. Bu, doğru mudur? Kendisi hakkında hiçbir cezai işlem yapılmayacak mıdır? Emekli edilmesi hâlinde bütün haklarını aynen kullanmaya devam edecektir. Bu konularla ilgili bilgi verirseniz çok memnun olurum.

Teşekkür ediyorum.