| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 16 .11.2021 |
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonun değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanın sunumunu dikkatle dinledik. Sayın Bakanın sunumuna bakınca 19'uncu sayfada aynen şöyle bir ibare var, diyor ki: "TSK'nin şanlı üniformasını hiçbir hainin taşımasına asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz." Bu temenniye katılmak isterim yani bu temenninin altına imza atmak isteriz. Değerli Bakan, hemen altında da -rakamları aslında soracaktım size ama- rakamlardan bahsetmişsiniz: 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren FETÖ paralel devlet yapılanması bağlantısı nedeniyle TSK'den bugüne kadar 9.185'i Bakan onaylı olmak üzere 24.126 kişi ihraç edilmiş ve bunların 150'si general, 10.486'sı subay, 11.795'i astsubay, 1.272'si uzman erbaş, sözleşmeli er, 423'ü devlet memuru ve işçi. Bana göre bu alttaki ibare üstteki şeyle çelişiyor Sayın Bakan. Niye çelişiyor? O da şundan ibaret: Bu kişiler uzun yıllar FETÖ kimliklerini gizleyerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin üniformasını taşımışlar ne yazık ki. Sürelere baktım, Türk Silahlı Kuvvetlerinde general olabilmek için yirmi altı yirmi yedi yıllık bir süre geçiyor yani general rütbesine gelebilmek için, ortalama bir subay için de on beş yirmi yıllık bir süre çünkü bunların hepsinin tek tek skalası yok, yüzbaşı, teğmen ve üsteğmen olarak ayırt edemiyoruz. Bu konuda bir problem var, bu konuda sorumlu olanlar var. Mustafa Kemal'in ordusunu bir avuç bu şekildeki FETÖ'cüye nasıl teslim ettik, niye teslim ettik?
30 Ekim 2014 tarihli Millî Güvenlik Kurulunda alınmış olan, FETÖ'nün silahlı bir terör örgütü olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti için bir tehlike olduğu kararını görmeyenler, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki bu yapılanmaya izin verenler bu konuda sorumlu değil miydiler? Bunu size soruyorum.
Biz o akşam, o 15 Temmuz akşamı bu Parlamentoya gelen ilk milletvekillerindeniz yani o darbe girişimi olduğu zaman ilk 3 milletvekilinden biriyim bu Parlamentoya gelen. Bu ordu Mustafa Kemal'in ordusudur, bunu herkes böyle bilmelidir, Atatürk'ün ordusu bu ordu, Mustafa Kemal'in ordusu bu ordu ama ne yazık ki bu ordunun içerisindeki birtakım yapılar ve 150 general... 30 Ağustos tarihi itibarıyla ordunun yapısına bakıyoruz, ordunun içerisinde -rakamlar yanlış olabilir, siz daha iyi bilirsiniz- 266 general ve amiral olduğu söyleniyor. Bu ne demektir? Demek ki neredeyse ordunun yüzde 60'ıyla, yüzde 70'iyle alakalı, komuta kontrol merkezini ele geçiren bir yapı var. Bununla alakalı bir sorumluluk mevkisi yok mudur? Bu anlamda, sizleri düşünmeye davet ediyorum ve sorumlulukları olanlarla da alakalı uyarılarımı yapmak istiyorum.
Bunun dışında, bu açıdan, hâlihazırda görevde olanlardan soruşturması, kovuşturması devam eden veya mahkemesi devam edenler kaç kişidir bununla alakalı, ihraçların dışında? Bunları öğrenmek istiyorum yani Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bu şekilde devam eden, FETÖ'yle iltisaklı olan, soruşturması, kovuşturması devam eden personel var mıdır, yok mudur? Şu anda yoksa bilmiyoruz veya siz açıklarsınız Sayın Bakan.
YAŞ kararıyla "kadrosuzluk" denilerek -Sayın Kuşoğlu da biraz önce ifade etti- emekli edilen ve âdeta EYT'li duruma düşen, emekli ikramiyesi ve en az ikiüç sene maaş dahi alamayan albayların durumuyla alakalı bir çalışma var mıdır? Bu konuda gerçekten ciddi bir talep vardır, bu konuda tatmin edici bir yanıt bekliyoruz Sayın Bakan.
Kadrosuzluktan emekli ettiğiniz esnada TSK'de kaç albay kadrosu vardı, mevcut albay sayısı neydi, albayların mevcudu fazla olduğu için mi yoksa başka saiklerle mi bu albayları emekli ettiniz? Bu konuda Sayın Bakanım, sizlerden somut bir yanıt bekliyorum.
Şimdi, biz geçen hafta içerisinde, Milli Savunma Komisyonu olarak TEI tesislerini gezdik, Eskişehir'de TEI'nin tesislerini gezdik ve çok memnun olduk; onu da ifade edeyim yani onları bu ülkenin milletvekilleri olarak gerçekten takdirle izledik. Şimdi, orada şöyle bir kaygı var: F-35 programından çıkma nedeniyle dedik ki: "F-35'le alakalı bir hazırlık yaptınız mı?" F-16'nın bakım ve onarımıyla alakalı ayrı bir birimleri var "Hazırız." dediler F-16 modernizasyonu konusunda ama F-35 konusunda "Eğer F-35 programına girersek buna ilişkin bir hazırlığınız var mı?" dedik. Dediler ki: "Bunu yapacak olan program ne yazık ki Amerika'da sadece, bunun başka bir yerde yapılması mümkün değil." Sayın Bakan, size bunu direkt soruyorum: Yani bu doğru mudur, değil midir? Yani bu konudaki modernizasyonla alakalı F-35 programına girersek bu ne olacaktır?
Bir de, görüyoruz ki, bir tarafta çöpe attığımız, depoda bekleyen bir 2,5 milyar dolarla alakalı...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım Sayın Bayraktutan.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - İki dakika ilave edelim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, iki dakika Sayın Süleyman Girgin Bey'in vaktinden ilave ediyoruz.
Buyurun.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum.
Hava savunma sistemiyle alakalı, S-400'lerle alakalı, görülüyor ki -bir bekleme süresi olan- 2,5 milyar dolarla alakalı depolarda bekleyen bir durum var ama Amerika da F-35'lerle alakalı bize bir direnç gösteriyor. Bu konuda bir alternatifiniz var mıdır? Örneğin, Ruslarla Su-57'ler konusunda görüşmeleriniz var mıdır? Türkiye, beşinci nesil savaş uçağı konusunda, bu konudaki rekabette bir sıkıntı içerisinde midir?
Bir de ayrıca Sayın Bakan, geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanı, Macaristan Başbakanı'yla yaptığı görüşmede Yunanistan'la alakalı kaygılarını belirtti, aynen şöyle dedi: "ABD üslerini saya saya bitiremiyoruz Yunanistan'da, âdeta Yunanistan bir ABD üssü hâline geldi." Bu konuşmanın ilk bağlamına baktığınız zaman, evet, bir antiemperyalist duruştur, ne güzel, böyle bir tavır koydu ama hemen arkasından da dedi ki: "Siz de yanlış bir ülke seçtiniz, yanlış bir komşu seçtiniz." Yani Sayın Erdoğan şunu ifade etti: "Amerikan üslerini orada kurmayın, gelin, Türkiye'de kurun." diye dedi. Merak ediyorum, bu konudaki düşünceniz nedir? Yani bu konuda bir kaygı var mıdır?
Bunun haricinde de, Makine Kimyayla alakalı görüşmelerde de kaygılarımızı ileri sürmüştük. Sizin vermiş olduğunuz raporun içerisinde -bu sunumda var- diyorsunuz ki: "Diğer kurumlara Makine Kimyadan geçenler vardır, geçenler olmuştur." Sayın Bakan Yardımcısıyla o konuda biz de karşılıklı konuşmuştuk. Bu konudaki rakamsal şey nedir Sayın Bakan? Yani Makine Kimyadan diğer kurumlara veya Bakanlığın diğer bölümlerine kaç kişi geçmiştir veya siz bu konudaki anonim şirketle ilişkili yasal düzenlemeden sonra bizim Makine Kimya olarak bu şekilde dışarıdan almış olduğumuz eleman sayısı kaçtır?
Bir de son olarak, bu özellikle hastaneler konusunda Sayın Bakan, merak ettiğim için -siz profesyonel bir askersiniz aynı zamanda- hastanesi olmayan ordu olur mu? Merak ediyorum, içtenlikle söylüyorum yani terörle mücadele eden bir ülkede eğer bir ülkenin askerlerinin hastanesi yoksa bunu nasıl açıklayabiliriz? Bu konudaki kamuoyunda yükselen tepkilerle alakalı tavrınız nedir diyor, Millî Savunma Bakanlığının bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum.