EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, ben, usul üzerine birkaç cümle etmek istiyorum yani hayal kırıklığımı ifade etmek istiyorum. Hayal kırıklığımın bir sebebi şu: Geldiğimde, Cevdet Bey sizinle konuşurken arkadaşlarımın neredeyse büyük bir mutluluk içinde "Bitti, bitti... Artık, siz konuşamazsınız." anlamına gelen tepkilerini gerçekten anlamakta zorlanıyorum.

Değerli arkadaşlar, yani Sayın Bakan buraya gelmiş, bürokratları orada ve Halkların Demokratik Partisinin görüşleri hiç mi onları ilgilendirmiyor Allah'ınızı severseniz? Biz, bu ülkede, bu Parlamentoda 3'üncü büyük partiyiz ya! Yani bizim sesimizin duyulmamasını mı istiyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hiç alakası yok.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Gerçi bu ülkede bizi istemeyenler var tabii ki, kabul ediyorum. Ama değerli arkadaşlar, bakın, Adalet ve Kalkınma Partisine yakışmıyor bu; bunu söyleyeyim, asla yakışmıyor çünkü ben Adalet ve Kalkınma Partisini böyle bilmezdim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Dinleyelim, hatibi dinleyelim lütfen.

Buyurun.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Bizler, sonuç olarak, farklı partilerin mensupları olabiliriz ama farklı partilerde olmak düşman olmak anlamına gelen bir şey değildir ki, en fazla rakiptir dolayısıyla da bir centilmenlik gerekir burada, bir centilmenlik gerekir. Sayın Paylan söyledi, pekâlâ ben de onu söylemeye çalışıyorum; Sayın Başkan durumu görüp bir beş dakika ara verebilirdi, bunun bir engeli yok çünkü mesele...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Erol Bey, beş dakikalık konuşmayı...

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Hayır, arkadaşlar bir dakika ya...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sözü olan...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Öyle bir şey yok!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hiç alakası yok Sayın Paylan, hiç alakası yok! Siz de bana laf attınız, bana laf atmadınız mı? Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, bir müsaade edelim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hayır, beş dakikalık konuşmayı...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben söyleyeceğim, cevap vereceğim.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Bir dakika müsaade eder misiniz...

Yani bu bütün mesele şu: Biz, Sayın Bakanın bütçesiyle ilgili ne düşünüyoruz? Bu hiç mi ilgilendirmiyor sizleri? Eğer ilgilendiriyorsa o zaman bu ara çözümü pekâlâ aklına getirip yapabilirdi Sayın Başkan. Dolayısıyla da...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Erol Bey...

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, yapmayın; Allah aşkına, yapmayın. Bu gerçekten bize yakışmıyor, size hiç yakışmıyor doğrusunu isterseniz.

Dolayısıyla da Sayın Başkan, bu yaptığınızı da protesto ediyorum, doğru bulmuyorum, o da kayıtlara geçsin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, bir cümle daha ekleyebilir miyim?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sözleri bitireyim, geleyim tekrar size.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Erol Bey... Erol Bey...

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ya, İsmail öyle değil ya, Allah aşkına yapmayın ya! Şurada arkadaşız aynı zamanda.