KOMİSYON KONUŞMASI

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum ben de.

Tabii, şu anda biz Komisyon olarak Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının Sayıştay raporunu inceliyoruz; bir bütçe görüşmesi değil, faaliyet raporlarının değerlendirmesi değil bildiğim kadarıyla. Zaten Kültür Bakanlığının bütçe görüşmesi içerisinde bu tür şeyler görüşülecek, değerlendirilecek.

Sayıştay raporuna genel itibarıyla baktığımızda, bağımsız denetçinin kurallara uygun olarak çalıştığını, belirlenen standartlara göre raporunu hazırladığını ve bu rapor çalışmalarını yaparken de, çalışmaları sürdürürken de tamamıyla kurumun dışında ve kurumun etkisi olmadan çalışmalarını usulüne uygun olarak yaptığını Sayıştay burada tespit etmiş, raporuna da bağlamış. Tabii, gerçekten Türkiye turizm açısından önemli bir ülke ama sonuçta bu ülkede hep birlikte yaşıyoruz. Az önce ifade edildiği gibi ayrıştırıcı dillerden uzak durmak lazım, gerçekten bu çok önemli. İşte, cinsiyet ayrıştırıcı; doğru ama olmayan bir şeyler de Türkiye'de olmuş gibi Türkiye'ye gelişleri engellemeye yönelik ifadeler kullanmaktan da kaçınmak lazım. İşte "Türkiye'de özgürlük yok, Türkiye'de demokrasi yok, Türkiye'de insan hakları yok." deyip bunu bütün dünyaya ilan etmek de bir noktada Türkiye'ye gelişlerin önünü kesmek demektir, Türkiye'deki turizmi engellemek demektir; bu tür söylemlerden de kaçınmak lazım. Eksikler var mıdır? Vardır; hatalar, kusurlar vardır; onları oturur kendi içimizde konuşuruz, değerlendiririz, giderilmesi konusunda da gerekli çabaları gösteririz ama olmayan bir şeyi bütün kamuoyuna, dünyaya duyurmak da Türkiye'yi kötülemekten başka bir şey değil.

Benim burada bir şey dikkatimi çekti, Tanımım Ajansı Genel Müdürümüz bir ifade kullandı, dedi ki: "Yurt dışındaki bazı kişilere "Türkiye uzmanı" belgesi veriyoruz. Bu belgeyi de çok basit testlerle, birkaç basit test sonucunda o testi geçenlere veriyoruz." diye bir ifade kullandınız. Vallahi, ben bunu çok doğru bulmadım. Niye doğru bulmadım? Şu açıdan doğru bulmadım: Hani bizim halk arasında söylenen bir söz vardır, derler ki: "Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder." Şimdi "Türkiye uzmanı" diye bir belge veriyoruz şahsa, eğer bu şahıs Türkiye'yi gerçek anlamda tanımıyorsa bunun tanıttığı kişilerin vay hâline. Yani ülkenin ne hâle geleceğini siz düşünün. Dolayısıyla, bence yurt dışındaki birilerine turizm açısından "Türkiye uzmanı" diye bir belge vereceksek bunun çok ciddi bir çalışma neticesinde verilmesi gerekir diyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım.