KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli Bakanlık bürokratlarımız; öncelikle hepiniz hoş geldiniz.

2020 kesin hesabı ve 2022 bütçesinin öncelikle ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Tabii ki Ticaret Bakanlığının bütçesiyle ilgili konuşurken Türkiye'deki ekonomik görünümle çok bağlantılı olduğu için oradan başlamak lazım diye düşünüyorum ve Türkiye'nin bugünkü ekonomik görünümüne baktığımız zaman, Sayın Bakan, çok sağlıksız ve riskli bir hâl aldıysa bu ekonomik görünüm, bunun asıl sebebi demokratik hukuk devletinden uzaklaşarak maalesef yerine kurulan tek adam rejimiyle ekonomide öngörülebilirlik, istikrar ve güven ortamının ortadan kalkmasıdır.

Şimdi, yaşanan bir ekonomik buhranın içindeyiz, hep birlikte bunu yaşıyoruz ve durumun kötü olmadığına halkı ve ekonominin tüm paydaşlarını inandırmak için de yeni bir yol izleniyor. Kanunen görevi fiyat istikrarı sağlamak olan Merkez Bankası arka arkaya faiz indirimleri kararları alıyor, dolar bu arada hızla artmaya ve istikrarsız bir şekilde inişler çıkışlar yaşamaya devam ediyor. İzlenen yol ve strateji şu; çok defalar tekrar edildi, söylendi: Şimdi, Türk lirasına bir değer kaybı yaşatılıyor. Türk lirasının değer kaybına bağlı olarak -yani bunu "rekabetçi kur" olarak tanımlıyorsunuz- ihracatın artacağı, ithalatın kısılmak zorunda kalacağı yani ithal ürünlerin Türkiye'de üretilmesinin teşvik olunacağı, bu sayede cari dengenin sağlanacağı, cari denge sağlandığında da piyasada döviz talebinin azalacağı, kur üzerindeki baskının kalkacağı ve enflasyonun düşeceği yönünde böyle bir kurguyla böyle bir yol izleniyor ama neresinden bakarsak bakalım, izlenen bu stratejinin de tutmayacağı ortada.

Şimdi, öncelikle ihracatımız yoğun biçimde ithal girdiye bağımlı olduğundan ihracat arttıkça ithalat da artıyor, ayrıca ihracatımız katma değerli ürünlerden de oluşmuyor. İthalat neden artıyor? Tabii ki ara malların, ithal ara malların üretimde çok fazla yer bulmasından dolayı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının araştırmasına göre, ihracat yapan firmaların yüzde 99'u ya kendisi ya da tedarikçisi aracığıyla ithal girdi kullanıyor. Siz iktidar olarak ihracata dayalı büyümeyi üretim, yatırım, istihdam büyümesi olarak değerlendiriyorsunuz ama Türk lirasının değersizleşmesi sadece ihracatçılar içinde bir azınlık grubuna yarıyor maalesef. İthal girdi kullanımı nispeten az olan, emek yoğun üretim yapan kesimler bunlar.

Şimdi, ihracata da baktığımız zaman, ihracatın kilo fiyatının da sürekli düştüğünü görüyoruz yani bu ne demek oluyor? İhracatımız ucuzluyor. En son 2014 yılında ihracatın kilogram fiyatı 1,59'ken 2020 yılında 1,01'e düşmüş, şu anda da 1 doların altına düşmüş durumda. Japonya'da bu 3,86; Almanya'da 3,68; Güney Kore'de 2,70; Polonya'da da 1,87 dolar.

Şimdi, bu veriler ışığında bir şey sormak istiyorum ben: 2022 yılı bütçe teklifinizin alt programlarına baktığımız zaman da orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının toplam imalat sanayisi içerisindeki payına baktığımızda bir artış görmüyoruz, böyle bir hedef görmüyoruz burada. 2021 yılı için planlanan yüzde 43'ken yıl sonu gerçekleşme beklentisi yüzde 37,5; 2022 hedefi de yüzde 39,5 olarak gösterilmiş. Eğer düşündüğünüz gibi bir hedefe ulaşmak istiyorsanız bu oranların biraz daha -hedefin daha doğrusu- yüksek tutulması gerekmez miydi?

Şimdi, diğer yandan, vatandaşlarımız, çalışan kesimlerimiz açısından çok daha önemli bir konu. Üretimimiz ve ihracatımız yoğun emek sömürüsüne, düşük ücretlere ve uzun saatler çalıştırılmaya dayanıyor, birçok yerde de mülteci emeği kullanıyor tabii. Kişi başına düşen millî gelir cumhuriyet tarihinde ilk kez yedi yıl üst üste azaldı Sayın Bakan ve şimdi, sizin de bildiğiniz gibi açlık, sınırının da altında kaldı. Türk lirasına değer kaybettirerek, emeği daha da ucuzlatarak, fiyatlarda daha fazla istikrarsızlığa yol açarak sizce, iddia ettiğiniz gibi, ihracattaki büyümeyle ekonomik büyüme ve refah üzerinde pozitif etki yaratarak refahı tabana yayabilecek misiniz diye de sormak istiyorum.

Ülkemizde şu anda asgari ücret, ortalama ücret oldu. O nedenle de toplum olarak, toplumun büyük bir kesimi giderek hızla yoksullaşıyor. İstihdam da artmıyor bu arada. Temmuz 2018'de gerçek işsizlik oranı yüzde 16,3'ken Eylül 2021'de yüzde 21,9'a yükselmiş. İhracatçılar yüksek kur değil, istikrarlı kur istiyorlar. Bakın, fiyat istikrarsızlığının yarattığı ağır yük ticaret odaları tarafından da dile getiriliyor. Başta enerji ve tüm ham maddelerde çok ciddi fiyat artışı, dış ticaret yapan şirketler açısından fiyat verme zorluğuna da neden oluyor. Bunu birçok ortamda paylaşıyorlar ve iş yaptıkları firmalara da mailler göndererek satış yapamayacaklarını bildiriyorlar. KOBİ'lere baktığımızda bankalara olan borçları eylülde bir önceki aya göre 26 milyar lira artarak 993,5 milyar liraya kadar yükseldi. Bu borcun 54,7 milyarlık kısmı ise zamanında ödenmediği için bankalar tarafından takibe alınan, diğer bir ifadeyle de icraya verilen kredilerden oluşuyor. Esnaf kepenk kapatıyor, yılın ilk dokuz ayında 71.344 esnaf kepenk kapattı Sayın Bakan ve esnaf, tefecilerin eline düşmüş durumda, borcunu borçla kapatıyor.

Bir de bu arada ihracatlar arasında bir tekelleşmeye de değinmek istiyorum. Belki de bunu da dikkate almanız gerekiyor. Türkiye'deki ihracatın yarısından fazlasının hep ilk bindeki ihracatçılar tarafından yapılıyor olduğunu görüyoruz yani burada tekelleşme olduğunu ve KOBİ tabanına da bu ihracatın yayılmadığını görüyoruz.

Yine, alt program performans göstergelerinize değinmek istiyorum. Örneğin, bir önceki yıla göre esnaf işletmesi sayısındaki artış oranına baktığımız zaman, 2022 hedefinde bir düşüş var. 2021 yıl sonu gerçekleşme tahmini yüzde 6 iken 2022'de hedef yüzde 3'e düşmüş, 2023 ve 2024 aynı.

Yine, esnaf ve sanatkârların kullandığı Hazine destekli kredi miktarında da bir düşüş... Yani daha doğrusu, orantılı bir yükseliş yok. Yıl içerisinde de -2021 yılı içerisinde- ciddi anlamda bir düşüş var bunda.

Faal olan kooperatif sayıları... Kooperatiflerle ilgili mesela, destekleneceği, çok geliştirileceği, özellikle kadın kooperatifleriyle ilgili bahsettiniz ama faal olan kooperatif sayısına baktığımız zaman da böyle çok yüksek bir hedef koyulmadığını görüyoruz. 2021 yılı gerçekleşme 12.500, 2022 yılı 12.800.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Emecan, tamamlar mısınız lütfen.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tamamlıyorum.

Yine, kurulan kooperatif sayısı, 2021'de 45 bekleniyor, 2022'de 40'a düşmüş. Perakende pazarında e-ticaret oranında da bir yükseliş görünmüyor. Bunu bir açıklarsanız orada tam olarak nedir, bu alt performans göstergelerinde? 2021 yılı sonu yüzde 17 gerçekleşme bekleniyor, 2022 hedefi yüzde 8,5. Üretici örgütlerinin pazar payında da bir hedef küçültülmüş görünüyor.

Sonuç olarak, yürütülen ekonomi ve ticaret politikasının bize maliyeti, daha değersizleşmiş millî para, üretimde tıkanıklıklar, işsiz sayısında yoğun artış, daha fazla emek sömürüsü olacaktır Sayın Bakan.

Sizin, Ticaret Bakanı olarak, tıkanan noktalarla ilgili yol haritanızı yeniden gözden geçirmenizde fayda var diye düşünüyorum. Bu işten de kârlı çıkacak olanlar kimlerdir? KOBİ'lerimizdir, esnaflarımızdır, çalışan yoksul kesimlerimizdir; sanayicilerimiz de bu işten mutlaka kârlı çıkacaktır ama toplum kârlı çıkacaktır.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ederim Sayın Emecan.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Son bir cümle...

Bu arada değinmeden geçmek olmaz, daha önceki Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın yaptığı yolsuzlukla ilgili, kendi Bakanlığına rekabet ilkelerine aykırı bir şekilde yüksek fiyatla mal satan bir Bakan hakkında hâlâ bir soruşturma açılmamış olmasını da kayıtlara işliyorum.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ediyorum.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sizin de maalesef, bir şansızlığınız oldu bu, böyle bir şeyin üzerine gelmiş olmanız. Tabii ki direkt sizi bağlamasa da bunu da kayıtlara geçirmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum, bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.