| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 17 .11.2021 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, öncelikle yeniden hayırlı uğurlu olsun. Bu görevi de hakkıyla yapacağınıza, Mecliste yapmış olduğunuz uzun tecrübelerden, milletvekilliği ve grup başkanlığından sonra Bakanlıkta da başarılı olacağınıza inancımız tamdır.
Türkiye'nin rekor ihracat kırmasından dolayı, katkılarınızdan dolayı, bir Türk milliyetçisi olarak Türkiye'nin ihracatının artması bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. İnşallah bu ihracat rakamlarının önümüzdeki süreç içerisinde asgari ücretle çalışan işçilerimizin maaşlarına, emeklilerimizin maaşlarına, memur maaşlarına, engelli maaşlarına da yılbaşı itibarıyla yansıyacağından şüphemiz yoktur. Bununla birlikte Hükûmetimizin 3600 ek gösterge, EYT -emeklilikte yaşa takılanlar- ve sözleşmeli personelle ilgili, kamuda çalışan sözleşmeli personellerin kadroya alınmasıyla ilgili çalışmaları vatandaşlarımız arasında büyük memnuniyet yaratmıştır. Bu çalışmalarla birlikte, kamuda çalışan, özellikle belediyelerde çalışan, taşerondan kadroya geçen 1 milyona yakın işçinin de haklarının güvence altına alınması beklentimizdir. Özellikle CHP'li belediyelerde çalışan binlerce işçi kardeşimiz haksız, hukuksuz yere, sadece siyasi sebeplerden ötürü işlerinden, ekmeklerinden olmuştur ve bunlar, Hükûmetimizin alacağı bir kararı beklemektedirler. Her gün bizlere yüzlerce mesaj atarak, telefonla bizleri arayarak "Bizim bu durumumuz ne olacak? Bizler asgari ücretle çalışan emekçi, işçi insanlarız..." Sadece Mersin'de 3.500'ün üzerinde bir sayı; İstanbul, Ankara, Adana gibi illerimizle topladığımız zaman yaklaşık 30-40 bin kişilik bir sayı. Mutlaka bu, kamuda çalışan işçilerimizin haklarının verilmesi işçilerimizin beklentisidir. Bunları güvence altına almak mecburiyetindeyiz. Mahkemeden dönüş kararı alanlar bile CHP'li belediyeler tarafından işlerine döndürülmüyorlar. Mahkeme karar vermiş "Bu işçi haklı, göreve dönmesi lazım." demiş. Ne tazminatını veriyorlar ne de göreve döndürüyorlar. Sayın Bakanım, bunu Bakanlar Kurulunda özellikle gündeme getirmenizi talep ediyoruz.
Ayrıca, rekabet ortamının sağlanması, üreticiden tüketiciye ürünlerin uygun fiyatla ulaştırılması için de denetimlerin daha da artırılmasını bekliyoruz. Markette 75 kuruşa satılan bir soda suyu bir kafede, pastanede 13-15 liraya satılıyor. Yani böyle bir şeyi millete izah edebilmemiz çok mümkün değil. Bu, en basit bir örnek. Yani bu, sebze meyve fiyatlarında da değişik şekillerde görülüyor. Devletin bir kâr marjı olmalı, burada bir serbest piyasa elbette var ama yani herkes kafasına göre de bir ürünü satamamalı. Böyle bir şeyi de millete izah edemiyoruz. Yani, bununla ilgili mutlaka denetim mekanizmaları artırılmalı, haksız kazanç elde eden her kimse bunun üzerine gidilmeli. Bununla ilgili çalışmalar yapacağınıza da inanıyorum ben.
Yine, ihracatla ilgili seçim bölgem olan Mersin'de -Mersin'e yapmış olduğunuz ziyarette de gündeme getirdiğimiz- narenciye sektörü bizim bölge için lokomotif bir sektör. Geçmiş yıllarda verilen ihracata DFİF desteğinin bu yıl mutlaka verilmesini istiyoruz Sayın Bakan. Limon şu anda tarlada 50 kuruş-1 lira arasında. Mandalina, portakal gerçekten tezgâhtan kalkmıyor. Geçen yıl iç piyasadaki fiyat artışından ve rekoltenin kısıtlı olmasından dolayı ihracata kısıtlama getirildi ve çiftçilerimiz de, devletimiz, milletimiz bunu istiyor. Fedakârlık yaptılar ve ihracat durduruldu, fiyatlar dengelendi ama bu yıl da tersine bir durum var. 50 kuruşa, 1 liraya satılan limonun, mandalinanın hesabını millete vermemiz mümkün değil. Mutlaka ihracatla ilgili DFİF desteği istiyoruz. Bu ihracatçıya verilecek ama piyasayı düzenleyecek ve üreticinin de cebine mutlaka yansıyacak. Bununla ilgili ivedi bir karar mutlaka alınmalı, bunu Tarım Bakanımıza da anlattık.
Bir diğer konu da -ben geçmiş yıllarda da bütçe görüşmelerinde gündeme getirmiştim- bu yediemin depolarında olan binlerce, milyonlarca araç, motosiklet, otomobil, kamyon buralarda çürümeye terk ediliyor. Sadece adliyelerdeki mahkeme süreçlerinden, icra işlemlerinden kaynaklanan zaman aşımlarından dolayı bunlar çürümeye terk ediliyorlar. Ve burada inanın binlerce aracın orada kaldığı süre içerisinde yediemin depolarında veya orada çalışan bazı insanlar bunların birçoğunun içini de boşaltıyorlar, hem devlet hem millet zarara uğruyor. Buradaki önerimiz şudur: Hukuki süreç devam ediyorsa, kısa sürede bitmiyorsa buna beş-altı ay gibi bir süre konulsun. Bu süre içerisinde bu mallar satılsın, bloke edilsin, devlet alacağı varsa alsın, daha sonra mahkeme sonucunda kimin hakkı varsa bu mahkeme sonucunda ona iade edilsin. Türkiye'nin bundan belki milyarca dolarlık bir faydası olacaktır diyorum.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Şimşek, tamamlar mısınız lütfen.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Ben, bütçenizin yeniden hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, başarılar diliyorum.