KOMİSYON KONUŞMASI

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Hocam, çok kısa zamana sıkıştırılmış olduğu için, biliyorum, sizi de biraz seçmek mecburiyetinde bırakmış olduk ama gerçekten çok kıymetli paylaştıklarınız.

Sizi dinlerken başlangıçta bu, sosyal medya ve "tween"le alakalı paylaştıklarınız ve "sosyal medya saldırganlığı" tabiri çerçevesinde paylaştıklarınız şunu zihnimde uyandırdı: İnsanların ifade özgürlüklerini kısıtlamadan kendi kendilerine zarar vermelerini nasıl engelleyebiliriz? Bu, işte, yine multidisipliner bir mesele, etik boyutu. Diğeri de bu sosyal medya saldırganlığıyla alakalı, işte, "post-truth" çağı üzerine konuşuluyor, birçok şey söyleniyor. Yani bir olayın, bir hadisenin -demin, sizin de verdiğiniz çok belirgin örneklerde olduğu gibi- yüz binlerce kere paylaşılmış olması onu gerçek yapmıyor. Dijital mecralar konvansiyonel medyadan ayrı şekilde çok çabuk yayılıyor ve gerçek ile gerçek olmayanın arasındaki bağ çok çabuk kopabiliyor. Burada -yani kolay bir soru olmadığını biliyorum da- en basit çözüm ne olabilir? Hani, hem insanların ifade hürriyetini kısıtlamadan, onları kendini ifade edebilecek şekilde rahat bırakarak ama bir yandan da herkesin o manada saldırıya uğramasını da engellemek; o, siber "bullying" ya da sizin bahsettiğiniz şekliyle saldırganlığın önüne geçip... İşte, bundan dolayı intihar edenler var; demin söylediğiniz gibi, özel fotoğrafları bir akımla paylaşıp hayatıyla bunu ödeyenler var. Bunun önüne nasıl geçilebilir? Çünkü bu manada hukuk sistemimiz işliyor ama yavaş işliyor. Çünkü Twitter'dan örnek vereyim, bazen bir paylaşıma on beş dakika sonra cevap verdiğinizde senelerce gecikmiş gibi oluyorsunuz.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - On beş sene gibi. Kesinlikle katılıyorum.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Ben mesela hassasım bu konuda, bir paylaşım yapacağım zaman uzun uzun düşünürüm; buradan bir yanlış anlama olur mu ya da kimseyi yanlış bir şeye sevk eder mi, yanlış anlamaya sebebiyet verir mi diye. Bunları düşününce zaten paylaşımı yaptığınızda gündem değişmiş oluyor, dışında kalıyorsunuz. Ama herkes de bu hassasiyeti göstermiyor, anlık çünkü, milisaniyelik bir şey gündem değişimi. Bunu sormak istiyorum.

Çok teşekkür ediyorum Hocam, sağ olun.