KOMİSYON KONUŞMASI

HÜLYA GÜVEN (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Komisyon üyeleri, Sayın Bakan ve bürokratlar; konuşmama başlamadan önce saygılarımı sunuyorum.

Sayın Bakan, sunumunuzdaki rakamlara bakınca her şeyin yolunda olduğu izlenimi alıyoruz ve aldık ama bu rakamların hemen hepsi yardıma dayalı rakamlar. Ama burada yurttaşları, kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk, engelli onları koruyucu, yoksulluklarını kaldıracak, hemen tüm yurttaşın eğitimlerini sağlayacak bir önlemlerinin olmadığını gördük.

Sosyal yardım portalından bahsetmişsiniz, aslında bu sosyal yardım portalının oluşması çok önemli. Bu portalın belediyelere de açılıp açılamayacağını ben merak ediyorum çünkü yardımların tekrarlanmaması açısından ve bir düzene girmesi açısından bu çok önemli ama tabii ki bir belediyelerin de bulundukları siyasi partilerine göre ayrımının yapılmaması gerekiyor. Bir noktada bu portalın on iki on üç senedir niye açılmamış olduğu merak konusu çünkü teknolojiyi kullanmakla övünen bir Hükûmetin bu uygulamaları hâlâ hayata geçirememiş olması da anlamlıdır.

Sosyal desteklerin arttığı söyleniyor ama hâlâ engellilerin çalışma hayatına katılımı sağlanamadı. "Her yıl 30 bin kişi işe alınıyor." deniliyor ama nedense 1.000 kişiyi geçmiyor hatta o 1.000 kişinin de alınıp alınmadığı da belli değil. Yardım vermek daha kolay geliyor, iş sağlamak yerine yardım vermeyi tercih eden bir Bakanlık söz konusu ya da Hükûmet.

Yine, gazilere yönelik yapılan desteklerin, verilen desteklerin ayrımcılığının yoğun olduğunu görüyoruz. Burada muharip gazilerin, özellikle onların sorunları yok sayılıyor ve onlarla ilgili ne tür çalışmalar var, hani onları da öğrenmek isteriz.

Kadınlara gelince, arkadaşlarımız, sayın vekiller bahsettiler ama ben kreş sorununa değinmek istiyorum. Hâlâ 2016 yılı sonuna kadar 10 adet OSB'lerde kreş yapılacağı söyleniyor. Aslında bu söylem, üç yıldan bu yana ve üç yıldan bu yana sadece 1 tane yapılmış. Ya o zaman soru işareti var, gerçekten amaç kadınların iş hayatına kazandırılması, çalışmalarının sağlanması ve çocukların da kreşlerde, anaokullarında iyi eğitim alması mı yoksa bir oyalamaca içinde mi tüm bunlar, aslında amaç kadını eve kapatmak mı? Baktığımız zaman da gerçekten "Kadın çalışan arttı." deniyor ama yönetim kademelerindeki kadın sayısı çok az. Kadınların daha çok nerede istihdam edildiğini görüyoruz? Hizmet işlerinde, kadın çay pişiriyor, kadın temizlik yapıyor, bunun gibi işlerde. Ve, hep de gördüğümüz sizin de sunumuzda işittiğimiz ve hep olumlu şeyler, yapılacak olan şeyler ileri tarihlere atılıyor.

Bugün engellilerin istihdam sorunundan bahsettik. Sağlık hizmetleri de engellilerin çok sıkıntıda. Aslında, engellilere para vermek değil, her şeyden önce engellilik nasıl önlenir, onu araştırmak lazım ve onlara da kaynak ayırmak gerekiyor. Bugün engelliler "Çocuğumuz acaba evlendiğimiz zaman engelli olacak mı, olmayacak mı?" diye kan testi yaptırmak istedikleri zaman yaptıramıyorlar çünkü "pahalı" diye ne SGK ödüyor ne de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı. Ve, yine engelli aylığı alan kişilerin raporlarındaki çelişkiler nedeniyle geriye dönük borç çıkarıldı ve bunların affı çıkmıştı ama bunun tam olarak uygulanmadığını görüyoruz. 15-20 bin lira geriye dönük haksız para alınması nedeniyle ya da alındığı iddia edilmesi nedeniyle faiziyle birlikte geri ödemeler isteniyor. Mesela, bunu İzmir'de de gördük. Aslında, valilik bütün bu geri ödemeleri toparlamış, incelemeye almış, demek ki valilik Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı müdürlüklerine de güvenmiyor ki ayrıca bir denetim yapma ihtiyacı hissediyor.

Yine, engellilere evde bakım uygulamaları yapıldığı belirtiliyor ve genellikle de aileden bir kişiye para vererek bu, sağlanmaya çalışılıyor. Aslında, özellikle yatalak durumda olan engelliler için bu rehabilitasyon hizmetleri olsun veyahut da evde bakım hizmetlerinin tamamen profesyonelleştirilmesi gerekiyor. Yatalak engelliyi eve, bir yakınına bırakmak yerine -yine bırakılabilir ama yirmi dört saat onların gözlenmesi gerekiyor- hemşiresinin, doktorunun, diğer ihtiyaçlarının hatta ailenin psikolojik olarak desteklenmesi de dâhil olmak üzere çok yönlü, çok kapsamlı bir hizmet verilmesi gerekiyor. Ve, bugün engellilerin özellikle kas hastalıklarına verilecek olan rehabilitasyon hizmetlerinin de çok yetersiz olduğunu görüyoruz. Sürekli olarak rehabilitasyon hizmeti alması gereken bu kas hastalıkları engellisine yılda otuz gün süreyle bir kısıtlama getiriliyor. Bunun kaldırılması lazım ve özellikle, Bakanlığımızın bu konu üzerinde de durması lazım.

Çocuk yuvalarının azaltıldığını belirttiniz. Gerçekten, azaltıldı ve çocuklar daha çok koruyucu ailelere verildi. Ama, sonuçta ne gördük? Koruyucu ailelere verilen çocuklarına da yeterince...

BAŞKAN - Sayın Güven, toparlayabilirseniz.

Buyurun.

HÜLYA GÜVEN (İzmir) - Bitiriyorum efendim.

...denetim yapılamadığını ve çocuk istismarlarının da çok yoğun olduğunu görüyoruz.

Engelli, kadın, çocuk sorunları hâlâ çözümlenmiş değil ve giderek artıyor. Aslında Bakanlığın görevi, çözümleri sunumda olduğu gibi ileriye atmak değil. On üç yılda aslında, bütün sorunların tamamlanmış olması, bitmiş olması gerekiyordu ve ülkemizin refaha kavuşmuş, mutlu insanların yaşadığı bir ülke olması gerekiyordu. Tüm bunların hızlı bir şekilde olmasını istiyor ve Bakanlığınızın da bu konuda özen göstermesini istiyor, saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim.