KOMİSYON KONUŞMASI

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, hoş geldiniz.

Size şimdiye kadar daha çok yaptıklarınızdan kaynaklı hukuki ve fiilî sorumluluklarınız hatırlatılmaya çalışıldı zannedersem. Ben onlarla ilgilenmeyeceğim; ben, daha çok yapmadığınızla ve yaptırmadıklarınızla ilgili sorumluluğunuzu hatırlatma yoluna gireceğim. Kanal İstanbul falan, ben İstanbul Milletvekiliyim, ona da girmeyeceğim çünkü o romantik projeniz sizin. Ne yapabilirsiniz ne yapmaya siyasi ömrünüz yeter, o yüzden onunla zaman kaybetmeyeceğim, arkadaşlarımız yeterince eleştirmişlerdir o konuyu.

Sayın Bakanım, 1998 yılında İstanbul'un nüfusunun ne kadar olduğunu bilirsiniz. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde, bürokraside görevler yaptınız. 1998 yılındaki İstanbul nüfusuna esaslı taksi sayısı kadar taksiyle İstanbul'u bir rezilliğe muhatap ediyorsunuz. Nüfusu 2 katını geçti, neredeyse sizin yanlış politikalarınızla 20 milyonu bulacak İstanbul'un nüfusu. O sayıdaki taksi sayısıyla beraber İstanbul'a, İstanbul halkına bir kepazeliği yaşatıyorsunuz. Kişi başına düşen taksi sayısı dünyanın bütün metropollerinin altında; bekleme süreleri oluşturuyorsunuz, bölgesel yoğunlaşmaya neden oluyorsunuz, işletme verimsizliğine neden oluyorsunuz. Belli saatlerde taksi bulamayan İstanbul halkının herhâlde bedduasını alıyorsunuzdur, bilmiyorum, Allah kimseye beddua ettirmesin ama... Dünyanın birçok şehrinde taksi işletmeleri o şehrin otoritesi tarafından belirleniyor. Sizin İBB'de bürokrat olarak...

Sayın Bakanım, dinleyecek misiniz?

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Dinliyorum.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Dinleyin lütfen.

İBB'de bürokrat olarak çalıştığınız dönemde de otorite sizdiniz. Ne zaman ki İstanbul'dan eliniz eteğiniz çektirildi, ne zaman ki İstanbul'u yeni bir otorite idare etme durumuna geldi başka yollara sapmaya başladınız. Var olan yönetmeliği, 2006'dan beri geçerli olan yönetmeliği 2020 yılı başında değiştirdiniz, içine birtakım isimler yerleştirdiniz, alakasız; 4 tane bakanlığın, TCDD'nin, şunun bunun, Afet Koordinasyon falanın görevlilerini. Niye? İstanbul Büyükşehir Belediyesi doğru kararlar alamasın diye. Ne yapıyorsunuz bununla beraber? Orada robot elleriniz var Sayın Bakan, onların başına da bir tane bürokrat tayin ettiniz. Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesinde çalışan bir insanı aldınız Bakanlığınızın bünyesine, nefreti, kini kussun diye, orada o tetikçi elleri kaldıracak şekilde, orada erkete gibi elini göstersin diye yerleştirdiniz. Bu insanlar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın 10'uncu kezdir getirdiği taksi artırma talebini reddediyor. İstanbul halkını bir şekilde, öyle bir yaşam biçimine mahkûm ediyorsunuz ki, tek nedeni İstanbul'a nefrettir, tek nedeni İstanbul'da taksi plakalarının rant çetesidir. Yaptığınız bu işle beraber taksi plakalarının olağanüstü fahiş fiyatlarla kiralanmasına neden oluyorsunuz, sigortasız ve iş güvencesiz şoförlerin çalıştırılmasına neden oluyorsunuz, İstanbul halkının risk altında, şoförlerin olumsuz davranışlarına muhatap olmasına neden oluyorsunuz, hem şoförleri hem İstanbul halkını kötü bir yaşamla baş başa bırakıyorsunuz. Ne hakkınız var buna sizin ya? Ne hakkınız var? Yerleştirdiğiniz çetenin buna ne hakkı var? İstanbul'u İstanbullular yönetecek. Boş verin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen temiz bir dil kullanınız, haklı Bakan bey.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Böyle bir hakkınız yok. İstanbul'u İstanbullular yönetecek.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Orada seçilmiş insanlar var, rica ediyorum.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Seçilmiş benim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir belediye meclisi var, belediye meclisinin kararları var.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - İstanbul'u İstanbullular yönetecek, elinizi çekin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz seçilmişsiniz, onlar da seçilmiş.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Oynatma ellerini, elini çek! İstanbul'dan elini çek!

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Terbiyesiz!

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Terbiyesiz sensin! İade ediyorum sana. Burnunu sokma İstanbul'a!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu üslubunuz doğru değil.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sokamazsın! Elini kırarız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu üslubunuz doğru değil.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Doğru mu değil mi göstereceğim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sizi bu üslubu düzeltmeye davet ediyorum. Kullandığınız kelimeler çok yanlış. İstanbul meclisi seçilmiş bir meclistir. Onları çete diye nitelendiremezsiniz. Bu yaptığınız çok yanlış bir yaklaşım. Sizi düzgün bir dil kullanmaya davet ediyorum. Yanlış yapıyorsunuz.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı

bu sorunu çözümsüz bırakanlardan hesap soracağını söyledi. İstanbul Milletvekili olarak bu hesabı ben de soracağım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, az önce seçilmiş bir milletvekilinin...

(Gürültüler)

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Terbiyesiz. Çete sensin, en büyük çete sensin.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Terbiyesiz sensin! Ben İstanbul'dan seçilip geldim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye... Oturur musunuz. Lütfen yerinize oturur musunuz. Değerli arkadaşlar... Siz az önce seçilmiş insanlara "çete" dediniz.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kime dedim?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Belediye meclisine." dediniz.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Bürokratlarına dedim, bürokratlarına dedim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Belediye meclisine söylediniz, olur mu öyle şey, karar organı nedir orada? Nedir karar organı? İstanbul'un karar organı nedir, meclisi değil midir?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Meclisin değildir oradaki, bilmiyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İstanbul belediyesindeki meclise söylemiyor musunuz?

Olamaz böyle bir şey, bürokratlara da diyemezsiniz, o ayrı bir şey.

(Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, bir saniye, bir oturur musunuz?

Değerli arkadaşlar, eğer doğruysa... Ben o arada üzücü bir haber aldığım için de tam takip edemedim. Kahramanmaraş Milletvekilimiz İmran Kılıç Bey'in vefat ettiğine dair bir haber var, doğru mu, teyit etmemiz lazım.

Doğruysa Allah rahmet eylesin.

Ben o haberle ilgilendiğim için çok da takip edemedim.

Değerli arkadaşlar, geçici bir dünyadayız, hepimizin birtakım sorumlulukları var. Elbette fikirlerimizi söyleyeceğiz fakat hiçbir şey karşımızdaki insanı rencide etmeye değmez. Bunu yapmayalım. Kullandığımız dile, kullandığımız kelimelere dikkat edelim.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kayıtlara bakın, bana "Terbiyesiz!" dedi Sayın Bakan!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tutanakları çıkaracağım, sizin kelimelerinize de her şeye de baktıracağım.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - "Terbiyesiz!" dedi bana, bunun hesabını soracağım!