KOMİSYON KONUŞMASI

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, basın temsilcileri; Kültür ve Turizm Bakanlığının 2022 yılı bütçesini görüşmek üzere görüşlerimi paylaşmak isterim.

Öncelikle, Sayın Bakanın, turizm sektöründen geldiği için sanırım, kültür ve sanata bu bütçede üvey evlat muamelesi yaptığını görüyorum. Aslında, tuhaflık, Kültür ve Turizm Bakanlığının aynı Bakanlığın yetkisinde, aynı çatı altında olmasından başlıyor. Zira turizm, tüketime; kültür, üretime dönük bir alan, bunun altını çizmek gerekir diye düşünüyorum. Bu iki yapıyı aynı çatının altında toplamakla binlerce yıllık tarihî ve kültürel birikimi atıl bırakırsınız, ki bırakıyorsunuz da. Oysa kültür, başlı başına bir alan ve önceliğiniz olan turizm fonları altında eziliyor.

Bakanlığınızın bütçesine baktığımızda merkezî bütçe içindeki payının binde 3'lere kadar gerilediğini görüyoruz. Yetmemiş olacak ki kültüre ayırdığınız payı da her geçen yıl daha da azaltıyorsunuz. Bir yandan yerli ve millî kültür iddiası ortaya koyup öte yandan kültür bütçesinin her yıl erimesini seyrettiğinizi görüyoruz. Bu sebeple sağlıklı bir bütçe için Bakanlığın iki ayrı çatı altında yeniden örgütlenmesi gerekiyor. Zira inşallah bunu iktidarımızda biz gerçekleştireceğiz. Bakın, bu kapsamda İstanbul'da Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katılımıyla Kültür Stratejisi Forumu'nu düzenledik, kültür ve sanat alanında birçok değerli ismi ağırladık ve Sayın Bakan, bu konuda hazırlayacağımız raporu size de ileteceğim, umarım faydalanırsınız.

Ana hatlara gelecek olursak, bu bütçe, kültür ve sanat emekçilerinin sosyal ve ekonomik haklarını güvence altına almaktan oldukça uzak, hâlâ statüleri ve meslek tanımları olmayan sanatçılara kapsamlı bir sosyal güvenlik hakkı tanımadığını görüyoruz. Bugün, geliri 2 bin liradan az ve neredeyse sıfır noktasında yaşayan emekçiler için hiçbir iyileştirici durum, kaynak yok. Soruyorum: Pandemi tablosu yeniden ağırlaşırsa kültür ve sanat endüstrisini nasıl ayakta tutacaksınız Sayın Bakan? Pandemiden ders çıkararak sanatçılara kapsamlı bir sosyal güvenlik hakkı tanıyacak mısınız? Belki bu soruma "Teşvik paketleri var." diyeceksiniz. Evet, bazı alanlarda teşvik paketleriniz var, doğru ama yeterli değil bu teşvik paketleri. Ayrıca, biz, belirlediğiniz koşulların net olmadığını ve değerlendirmelerin de keyfî yapıldığını görüyoruz. Bu keyfîlikten dolayı bağımsız faaliyet gösteren küçük ölçekli sanat üreticilerini mağdur ediyorsunuz. Unutmayın ki bu sektörden ekmeğini kazanan yüz binlerin vebali sizin boynunuzda.

Biliyoruz, öncelik, turizm; normal, rant pastası daha büyük ama turizmcinin de kan ağladığını görüyoruz. İki yıldır durgun olan sektör aşılamayla iyimser bir havaya girmişti, yönetilemeyen pandemiden dolayı sektörü yeniden kara bulutların kapladığı görülüyor. Yetmedi, ekonomik darboğaz sektörü tarumar etti, maliyetler arttı, turizm geliri yüzde 65 azaldı. Siz ne yaptınız? Çıkardığınız Turizmi Teşvik Yasası'yla ormanların, yaylakların, kışlakların yağmalanmasını yasallaştırdınız. Aslında bu yasaya gerek yoktu, zaten Cumhurbaşkanı kararnamesiyle koyların imara açılması olağanlaştı. Ekonomi çarkı dönsün diye varyantlara rağmen sınırları açtınız, sektöre aşı önceliği vermediniz; ölümler artarken sesinizi duymadık Sayın Bakan. Hedeflediğiniz turizmci sayısına da ulaşamadınız. Şimdi buradan soruyorum: Bu vurdumduymazlık nedeniyle kaç turizmciyi kaybettik? Evet, siz turizmcisiniz, turizme ağırlık verdiğiniz kesin. Ben de "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür." diyen bir milletvekili olarak kültürü biraz daha fazla size hatırlatacağım bugün.

2022 bütçesinde 5 müteahhide peşkeş çekilen otoyol ve köprüler için tam 20 milyar lira garanti ücreti ayrılmış. Peki, Kültür ve Turizm Bakanlığına ayrılan bütçe ne? 7 milyar lira. Şimdi sormak istiyorum ve bu sorulara cevap bekliyorum. Bakanlığın onca sorunu varken yatırım yapılması gereken yüzlerce kültür sanat kurumu, kütüphaneler, müzeler, ören yerleri ve daha niceleri öylece dururken, yine yüz binlerce kültür sanat emekçisi kaderine terk edilip aç kalmış, açlığa mahkûm edilmişken, turizm can çekişiyorken, on bir aydan fazla çalışıp bu güzel ülkenin herhangi bir beldesinde üç gün bile tatil yapamayan milyonlar varken siz bütçenizden 3 misli büyük bir kaynağın kullanılmayan yol ve köprülere aktarılmasını içinize sindirebiliyor musunuz? Bakın, 20 milyar lira nerede 7 milyar lira nerede? Buna cevap bekliyorum Sayın Bakan.

Bunun dışında, bence bu kul hakkı yemek değilse nedir bunu da merak ediyorum. "Hayır, biz yatırımlarımızla halkımızı kucaklayacağız." diyorsanız da bu bütçede ayrılan yatırım bütçesi 1 milyar 800 milyon civarında baktığımızda. Bu rakam ilk kez duyanlar için yüksek görünebilir, "Bravo!" diyenler olabilir hatta A Haber'e bırakırsak "Başkanımız var olsun, kültürü ihya etmek için milyarlar ayırmış." da diyebilir eminim ama bunun doğru olmadığını siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz. Bakın Yavuz Sultan Selim Köprüsü için 2022'de 2 taksitte en az 4 milyar lira garanti ücreti ödeneceğini biliyoruz. Ne acı ki kültür sanata reva gördüğünüz yatırım bütçesi bu ücretin ilk taksitini bile ödemiyor.

Sonra bu haksız, hukuksuz ve adaletsiz bütçeyi kabul etmemizi bekliyorsunuz, mümkün değil tabii ki. Pandemiden tüm meslek grupları etkilendi. Kültür sanat endüstrisi de en yoğun yara alanlardan oldu. 50 binden fazla müzisyen işsiz kaldı, evlerine ekmek götüremediler, kademeli normalleşmeyle ümitlendiler. Öyle ya, bir yıldan fazladır AVM'leri açmıştınız, uçakları havalandırıyordunuz, marketler dolup taşıyordu, partiniz lebalep toplantıları spor salonlarında bir miting alanı gibi yapıyordu. Burada bir sıkıntı yoktu, ne hikmetse sıra sahnelerin açılmasına gelince aniden bir sıkıntı söz konusu oldu. Bir genelgeyle açık hava dâhil bütün konser ve gösterileri yasakladınız; maske, mesafe ve temizlik kuralını gerekçe gösterdiniz buna da. Sonuçta ne oldu? Geçimini sahne sanatlarından sağlayan on binlerce emekçi faturasını dahi ödeyemediği için elini yıkayacak su bulamadı Sayın Bakan. Sosyal devlet halkı kucaklayan, kolaylaştıran, mağdur etmeyen devlet demektir. "Önlem" adı altında bir mesleğin icrasını kısıtlıyorsunuz; o meslekten geçinenlerin hayatlarını ekonomik olarak garanti altına almanızı gerektirir kısıtlıyorsanız. Ki bu temel göreviniz zaten, bu sorumluluğu bile yerine getirmediniz.

Yine, gelen tepkiler üzerine "Müzik susmasın." dediniz, iyi dediniz, biz de susmasın diyoruz. Destek programına başvuran 40 bin müzisyen vardı, yararlandılar, bu 40 bin müzisyen faydalandı bundan. Üçer bin liradan 280 milyon lira ödediniz; Sayın Bakan, bu yeterli mi? Bunu da merak ediyorum çünkü pandemi boyunca asgari hayat şartlarını sunmadınız. Sunamadınız demiyorum çünkü bilinçli olarak, tercih olarak sunmadınız. Yaklaşık 1 milyon kişiyi istihdam eden müzik sektörü, iktidarın ideolojik dünyasına ters düştüğünden olsa gerek üvey evlat muamelesi gördü, görüyor da. Sıklıkla "Biz hayat tarzlarına karışmıyoruz." deseniz de aslında kültür sanat emekçilerinin hayatlarını altüst ettiniz, mahvettiniz. Zira parasızlıktan, açlıktan, umutsuzluktan hayatına son veren birçok sanatçı oldu bu dönemde. Hâl bu iken 40 bin kişinin destek paketinden yararlanmasının övünülecek bir yanı olmadığını düşünüyorum. "Geçinemiyoruz." diyenlere soruşturma açılırken vicdanınız rahat mıydı Sayın Bakan? Anımsarsanız "Kamuoyunda 'özel kopyalama harcı' olarak bilinen fonu derhâl devreye sokun." dedik. Kulağınızı tıkadınız buna. Fonda biriken parayı en son 2017'de 320 milyon olarak açıkladınız kamuya ve bugüne kadar da orada kaldı bu hesap. Bugüne kadar da bu paranın akıbetini defalarca sormamıza rağmen ben şahsıma bir cevap alamadım. Şimdi, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vekili olarak bir kere de buradan sormak istiyorum. Bugün itibarıyla özel kopyalama harcında biriken para ne kadardır? Bu Fon devlet sırrı mıdır Allah aşkına, biriken parayı açıklamıyorsunuz 2017'den beri? Bugüne kadar ana para faiziyle birlikte bir yere harcandı mı? Harcandıysa nerelere aktarıldı? Sanatçılara ait parayı pandemi gibi zor günde neden kullanmadınız? Bir çocuk bile kendi kumbarası üzerinde yetki sahibiyken sanatçılara kendi paraları üzerinde neden söz hakkı vermiyorsunuz? Bu parayı kimlere verdiniz derken şunu da atlamayayım, yoksa bu parayı da yandaş 5 müteahhide hibe mi ettiniz?

Buradan hatırlatayım: Biz, kültür sanata bir nebze can suyu olsun diye 320 milyon lira için çırpınırken aynı dönemde bizi kıskanan Almanya var ya, o ne yaptı bir bakalım diyorum buradan. Kültür yardımlarını 2 milyar avroya yükseltti yani 22 milyar Türk lirası ek bütçe ayırdı. Almanya'nın sadece böyle bir dönemde ayırdığı ek bütçe neredeyse bizim ayırdığımız, bizim Bakanlıktan 2022'ye ayırdığımız bütçenin 3 katı. Bunda da ne düşündüğünüzü çok merak ediyorum.

Gelelim tiyatrolarımıza. Özel tiyatro desteklerinden yaralananların sesini 2022 yılında da duymayacak mısınız, bunu soruyorum. Evet, yaralananlar diyorum, yararlananlar demiyorum çünkü öyle bir sistem getirdiniz ki birçok tiyatro, destek programınıza başvuruyu bile denemedi. Geçen yıl, yine, burada Türkiye'nin hayalî ihracattan sonra hayalî tiyatrolarına tanık olduğumuzu gündeme getirmiştim. Yardım listeleri açıklandığında sürecin devamı beni yanıltmadı. Adı bilinmeyen, oyunu bilinmeyen, aslında bir gecede kurulan tiyatrolar ihya edilip gerçek tiyatro emekçileri burada da yolda bırakıldı. Anlaşılan o ki 2021'de olduğu gibi 2022 bütçesine baktığımızda tiyatro emekçilerine de aynı kaderin reva görüldüğünü görüyoruz. Allah aşkına, bu ekonomik şartlarda vergi ve SGK borcu olmayan kaç tiyatro var gerçekten Sayın Bakan? Bunu da merak ediyorum, bunu da sormak istiyorum.

Oysa sunacaklarınız çok basit. 2022'de vergileri öteleyebilir, kira, elektrik, su gibi giderlere destek verebilirdiniz. Sayın Bakan, bunu neden yapmadığınızı merak ediyorum. Hakkınızı yemeyelim, hiçbir şey yapmadıysanız, bir şey yaptınız aslında; sanatı yok etmeye, sanatçıyı da kul etmeye çalıştınız. Ömrünü halkına ve sanatına adamış Müjdat Gezen, Metin Akpınar, Genco Erkal gibi daha nicelerini mahkeme mahkeme dolaştırdınız. Hapis cezalarıyla sindirmeye, yıldırmaya çalıştınız. Ama unutmayın, demokrasiyi, cumhuriyeti, insan haklarını savunanlar asla susmaz ve asla vazgeçmeyecekler.

Kültür sanat deyince mağduriyet artıyor, çevre genişliyor. Yine, kayıtsız çalışan sokak müzisyenlerimiz ve düğün sanatçılarımız da var. Evet, bakın, bu sanatçılarımızla ilgili tabloya baktığımızda da aslında yirmi yıldır iktidarınızda onlar için de hiçbir şey yapmadığınızı -güvenceleri yok- sıfırı tükettiğinizi görüyoruz. En azından asgari ücret tutarında sürekli yardım yapılması talepleri vardı, bunu da tekrardan size hatırlatmak istiyorum.

2022 bütçesinin 2021'e rahmet okutur olduğunu görüyoruz. Elde avuçta ne varsa götüren bir bütçe hazırlanmış. Elbette bu bir ideolojik tercih, bunun da altını çizelim. Neden mi? Pandemi boyunca hiçbir yaraya merhem olmadan sözde "destek" dense de özde köstek olan kurtarma paketlerini getirdiniz. Bunun da dolayısıyla başka bir anlamı yok.

Özerk olması gereken kültür sanat alanına yapısal müdahalelerde bulunularak kurumları yozlaştırdığınızı gördük. Özellikle OHAL sürecinde inşa ettiğiniz KHK düzeni kültür ve sanat alanına ağır darbe vurdu Sayın Bakan. Devlet Opera ve Balesi ve Devlet Tiyatroları gibi köklü kurumların içini boşaltınız. 703 sayılı KHK'yle devlet tiyatrolarının mali özerkliğini ortadan kaldırdınız. Cumhurbaşkanına bağlı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulunu oluşturdunuz, idari özerkliği de böylece yok ettiniz Sayın Bakan. Onun da belgesi buradadır, gösteriyorum.

Evet, baktığımızda, Sayın Bakan, bunların dışında aktarabileceğim... "Ankara'da kalmak isteyen kadrolu ve 4/B'li topluluk üyelerini mağdur etmeyeceğiz." dediniz ancak onları da gene mağdur ettiniz. İstanbul'a gitmek istemeyenleri sözleşmeleriyle tehdit ettiniz ve İstanbul'a gitmek istemeyen 25'i dansçı 33 4/B'liye sarı zarf yollayarak aslında açık açık söylemek istediğinizi söylediniz, yolladığınız yazının belgesi de buradadır. Siz, sanatçılarımızı böyle mi koruyacaksınız, gerçekten merek ediyorum. Şurası bir gerçek ki kültür endüstrisini çok kötü yönetiyorsunuz.

Bakın, müzelerle ilgili bir sürü ihbar geliyor. Kaybolduğunu tespit etmediğiniz ve çalınmasına engel olmadığınız bir kayıplar müzesi yarattınız. Antalya Arkeoloji Müzesinden, Zeugma'dan, Ankara Resim Heykelden kaybolan eserler nerede? Sayıları nedir? Bunlar halkın malı. Tüm yurttaşlarım adına soruyorum, siz biliyor musunuz? Ben bilmiyorum. Kayıp eserlerle ilgili bilgi edinme talebinde bulundum, aylar sonra gönderilen cevapta "Kayıp eserler ekli listede." dediniz; ekine baktım, liste yoktu, onun belgesi de budur, onu da buradan gösteriyorum. "Böyle bir liste yok, sehven yazılmıştır." denildi, bürokratlarınızı aradığımızda bu cevabı aldık. Sayın Bakan, müzeleri bu ciddiyetle mi koruyorsunuz gerçekten? Eğer böyleyse vay hâlimize.

Batman Müzesiyle ilgili iddialara gelince, 2017'de ele geçirilen paha biçilmez Roma ve İslam dönemine ait altın sikkelere ne oldu, bunu da merak ediyoruz. Paha biçilmez diyorum çünkü değer tespiti bile yapılmamış, hiçbir çalışana zimmetlenmemiş bu sikkelerin buhar olup uçtuğu iddia ediliyor, doğru mu bu? Buna da bir cevap bekliyorum. Böyle binlerce eser var. Anımsayın, geçen yıl Zeugma Müzesinde de benzer iddialar gündeme geldi. Gencecik bir arkeolog Merve Kaçmış, arkasında bıraktığı "Ben masumum." notuyla hayatına son vermişti. O soruşturma ne oldu? Merve Kaçmış'ın acılı ailesiyle nasıl helalleşeceksiniz, bunu da buradan sormak isterim.

Yine, diğer bir sorumsa: Kültür Bakanlığının görevi, sahip olduğu müzeleri Cumhurbaşkanlığı için makam odasına mı çevirmek Değerli Bakan? Atıl bıraktığınız Atatürk Havalimanı'na bu paha biçilmez eserleri hangi gerekçeyle taşıdınız? Bu, talan değilse nedir? Topkapı Sarayı'na değinmeden de olmaz gene. Her fırsatta Osmanlıyı övdünüz ama sarayın asırlık ağaçlarını kestiniz. Yol yapmak için tarihî eserlere zarar verdiniz. "Medeniyet yoldur." sözünü son derece yanlış anladığınızı düşünüyorum bundan dolayı. Bu arada, Kabinenizin yeşille ve ormanla da arası iyi değil pek. Beton ve maden için zarar vermedik orman bırakmadınız. Anlaşılan, sırada kültürel miraslarımız var. Kütahya'daki İstiklal Savaşı siperlerine göz diken maden işletmeleri için neden komisyon kurdunuz Sayın Bakan? Burada kimin hangi çıkarı var? Ama şunun da altını çizmek isterim ki kültürel miraslarımızı maden ocağına çevirmenize de izin vermeyeceğiz.

Yine, Bakanlık bünyesinde liyakat anlayışını felce uğrattınız. Açtığınız sınavların hepsinden kötü kokular geliyor. Kütüphane müdürlüğü sınavında kütüphaneci olmayanları, şube müdürlüğü sınavında düşük puan alanları atamaya kalktınız. Bir yerden talimat mı geldi? Kimden torpilli bu kişiler, bilmek istiyoruz.

Göz bebeğimiz Devlet Opera ve Balesine gelince Genel Müdürün sekreteri ve şoförü dâhil 11 kişi için hülle yapıldı. Sınavı kazanamayanları önce müdür yardımcısı kadrosuna getirdiniz, sonra da şube müdürü yaptınız. Ne diyeyim, liyakat ölmüş cenaze ortada duruyor. Sayın Bakan, kaldırmayı düşünüyor musunuz bu cenazeyi, bunu sormak istiyorum. Devlet Tiyatroları eleman alımı için sınav açtınız ancak aylar geçtiği hâlde sonuçlar neden açıklanmadı? Öğrendiğimiz kadarıyla, Devlet Tiyatroları için GBT sonuçlarını bekliyormuşsunuz, bu bilgiyi aldık. Sayın Bakan, MİT'e ajan mı seçiyorsunuz Allah aşkına, yoksa tiyatroya sanatçı mı seçiyorsunuz? Bunun da bir cevabı vardır sanırım gene.

Gelelim DÖSİMM personeline. DÖSİMM personeliyle ilgiliyse birçok virtüöz ve koristin kadro unvanı "veri kontrol hazırlama işletmeni" olarak geçiyor. Bir Sayıştay denetimi olsa "Bu personel nerede?" diye sorsalar ne cevap vereceksiniz? Buradaki sanatçıların haksız yere soruşturma geçirip bu şekilde rencide edilmesine neden müsaade ediyorsunuz? Bunun cevabını da merak ediyorum.

Sayın Bakan, kültür kurumlarının kurumsal hafızasını kadrolu personel oluşturur. Torpilli kişiler için kadrolu sanatçı sayısını sürekli düşürüyorsunuz, bunu görüyoruz. Devlet eliyle yaratılan bu güvencesiz çalışma koşullarına neden izin veriyorsunuz?

Yine, asgari ücrete yakın maaşlarla sanatçı çalıştırıyorsunuz; bakın, elimdeki belgede görebilirsiniz, burada. 3600 ek göstergesi olan bir teknik kadronun maaşı 3.570 lira olabilir mi? Siz bunu sanata ve sanatçıya yakıştırıyor musunuz? Bunu soruyorum. Diyeceksiniz ki: "İkramiye veriyoruz." Onlar paralarını zaten alın teriyle kazanıyor Sayın Bakan ama siz bu ikramiyeleri maaşa yansıtmadınız ve bu nedenle de emekli maaşlarına ve geleceklerine ipotek koyuyorsunuz.

Süre kısa, kültür sanata ait kalan sorularımı atlamak istemiyorum. Yine, sanatçıları ticari kurumlar gibi vergilendiriyorsunuz. Yeni düzenleme yapmamakta neden ısrar ediyorsunuz?

Yine, 5225 sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu günün ihtiyaçlarına göre neden düzenlenmiyor? Uzun süredir bekleyen bir telif hakları yasa taslağı var; on yılı aşkın süredir konuşuluyor, bir icraat yok, çalışmalar ne durumda, bunu merak ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın İlgezdi, süreniz tamamlanmıştır. İki dakika ek süre veriyorum, uzatma imkânım yoktur. Lütfen toparlayınız.

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Teşekkürler.

İhlal ve korsanla mücadele için hangi yasal, idari ve ekonomik tedbirleri aldınız? Pandemiyle uluslararası dijital platformların tekeline giren sinema sektörünü korumak için ne gibi teşvik ve destekler geliştirmeyi, tedbirler almayı düşünüyorsunuz? Sorun neden kaynaklanıyor onu da bilmiyoruz ama hangi rant odakları bu başkanlıklara müdahale ediyor? Varsa bunu da bilmek istiyoruz.

Yine, merak ettiğim diğer bir önemli konu, RTÜK'ü bir sansür aracı olarak kullanmaya devam edecek misiniz? Sayın Bakan 21'inci yüzyılda RTÜK eliyle dijital utanç duvarlarını inşa ediyorsunuz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz gerçekten? Hani, Nazım usta diyor ya "Bugün yarına çıkar, yarın bugünü yıkar. O duvar, o duvarlarınız vız gelir bize." Elbet gün gelir bu dijital duvarlar da yıkılır diyorum.

Yine, sürem yettiğince turizmle ilgili sorularım var birkaç tane. Sayın Bakan, turizmde tekelleşmeyi nasıl önleyeceksiniz? Küçük işletmeleri nasıl yaşatacaksınız? Bunun dışında, ben bu çalışmaya, bu Komisyona gelmeden önce bildiğiniz bir tur şirketinden bir fiyat almak istedim 4 kişilik aile için. Üç yıldızlı bir otelde konaklama masrafları dâhil, ulaşım hariç olan aldığım fiyat 3.700 liraydı. Asgari ücretin 2.825 lira 90 kuruş olduğunu düşünürsek milyonlarca ailenin tatil yapma şansı yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Kendi yurttaşımıza bunu mu reva görüyoruz, bunu sormak istiyorum.

Ve istihdamın büyük darbe aldığını hatırlatarak kayıt dışı çalışanlarla birlikte 500 bin kişi işsiz kaldı, bu kişiler için ne yaptınız, bunu merak ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın İlgezdi, süreniz doldu.

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Ve son olarak, turizm sektöründe mevsimlik ve sigortasız çalışanlara, kısa çalışma ödeneğinden yararlanması için ne yaptınız, bunu sormak istiyorum.

Teşekkürler.