KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli hazırun, Sayın Bakan; öncelikle hepinize saygılarımı iletiyorum.

Bakanlığımızın 2022 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, ülkemizin içine sürüklendiği, gittikçe derinleşen ekonomik kriz koşulları altında belki de ülkemizin içine düştüğü açmazdan çıkışına ışık tutabilecek yegâne Bakanlık olarak kalmış gibi duruyor. Beceriksiz ekonomi yönetimi dolayısıyla, insanımızın, evine ekmek götüremez duruma geldiği şu günlerde Bakanlığın, turizm gelirlerini artıracak her proje ve çalışması yurttaşlarımız açısından son derece kıymetli ve hayatidir. "Bacasız sanayi" olarak tanımlanan turizm, ülkemizin kalkınmasında, tartışmasız, en önemli lokomotif sektörlerden biridir.

Covid-19 salgını nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde turizmle iştigal eden sektör temsilcileri ve çalışanları, dolayısıyla sektörün tüm paydaşları turizmde yaşanan ciddi daralmadan olumsuz etkilenmişlerdir. Çanakkale esnafı ve turizmcisi de bu anlamda, pandemiden çok çekmiştir. Yaralar hâlâ sarılamadı, kafe, restoran, otel işletmecisi ve çalışanları için yeni bir destek paketi hazırlığı var mıdır?

Sayın Bakan, Gelibolu Yarımadası'nda yaşayan hemşehrilerim Tarihi Alan Başkanlığından rahatsızlar. Alan sınırları içerisinde, izin almadan evlerine çanak anten dahi takamazlarken Tarihi Alan Başkanlığı bölgede yaşayanların görüşünü, katkısını almadan projeler yapıyor; nereye gittiği belli olmayan yollar açıyor, kamulaştırmalar yapıyor. Kimsenin bilgisi yok, bölgede yaşayanlar rahatsız. Tarihî alan açısından daha şeffaf bir yönetim yürütülmesi gereği hemşehrilerimizin isteğidir. Pek çok konuda çifte standart uygulandığı, adil bir yönetim sergilenmediği konusunda oldukça fazla şikâyet almaktayız. Tarihî alana bugüne kadar gözü gibi bakan bölge insanının süreçte göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Şu anda yapılan yol ve kamulaştırma çalışmaları hangi projedir? Bunlara ilişkin, halkı bilgilendirme toplantısı yapılacak mıdır?

Cumhurbaşkanlığı Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında imzalanan protokolle Müze Kart ve Millî Saraylar İdaresine bağlı yerlerin ziyaret edilebilmesi sağlanmış olup bunun karşılığında Müze Kart satış gelirleri üzerinden Millî Saraylar İdaresine kart başına pay verilmektedir. Ancak, ayrı bir kamu tüzel kişiliğine sahip ve münhasıran kendine ait gelirleri olan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı bu bağlamda kendi yönetimi ve sorumluluğu altında bulunan alanlara Müze Kart'la yapılan girişlerden herhangi bir gelir elde edememektedir. Bunun gerekçesi nedir?

Bütün bu sorunların yanında, ayrıca, iktidarın her yere rant odaklı bakmasının etkilerini de görüyoruz Çanakkale'de. Eşsiz bir doğaya sahip ilimizde sürekli, bir imar rantı yaratılacak korkusu içerisindeyiz. En son Assos örneğinde gördüğümüz "ben yaptım oldu" anlayışı veya 1/100.000'lik imar revizyonu çalışmasındaki yangından mal kaçırır gibi aceleci tavır açıkçası, bizleri endişelendirmekte.

Sayın Bakan, Assos Antik Kenti Limanı'nın afet bölgesi ilanından sonra başlayan kaya ıslahı çalışmasında gelinen son nokta kamuoyunda büyük üzüntü yaratmıştır. Çanakkale'nin en gözde turizm merkezlerinden biri olan Assos şu anda eski hâlinden çok uzak bir görünümde. Tarihî dokuyu ve çevreyi en iyi şekilde koruyarak bu çalışmaların yapılmasını ve bölgedeki esnafların da mağdur edilmemelerini ısrarla dile getirmiştik. Kaya ıslah projesinde mühendislik çözümlerinin geniş alanlara yayılan kapsamlı imalatlar yerine, noktasal müdahalelerle riskleri en aza indirecek biçimde kurgulanmasının önemini dile getirmiştik.

Sayın Bakan, Sümela örneğinin Assos'ta neden uygulanmadığını ya da uygulanamayacağını kamuoyuna açıklamanız gerekmektedir. Âdeta devasa bir şantiyeye dönüşen kaya ıslahında şu anda uygulanan ve tarihsel, kültürel dokuyu tahrip eden bu yolun neden izlendiğini teknik detaylarıyla öğrenmek isteriz.

Üstüne basa basa buradan tekrar vurguluyorum: Bacasız sanayi olan turizm ülkenin bütün olanaklarıyla desteklenmelidir, bunda hiç tereddüt yok Sayın Bakan ancak bunu yaparken özenli olunması için süreçlere siz de müdahaleci olun; doğayı katletmelerine izin vermeyin, tarihî kültürel dokunun bozulmasına seyirci kalmayın, "Benim Bakanlığımı ilgilendirmiyor." diyerek kenara çekilip topu taca atmayın. Eşsiz doğamız; kültürümüzün, turizmimizin bir parçasıdır. Maalesef ülkemizde şu anda güzel doğamız acımasızca talan ediliyor. Çanakkale olarak bu talandan en fazla etkilenen illerden biriyiz. Gözbebeğimiz Kaz Dağları'nda yaşanan ağaç katliamını biliyorsunuz. Oradaki millî park, doğa turizmi açısından son derece önemli bir destinasyondur. Sizi Kaz Dağları'nın korunması konusunda artık sorumluluk almaya davet ediyorum. Çanakkale'nin bir turizm kenti olarak uzun vadeli perspektifle bir planlamaya ihtiyacı vardır. Bu konuda bir çalışmanız bulunmakta mıdır?

Sayın Bakan, konuşmamın bu bölümünde İzmir Milletvekilimiz Sayın Özcan Purçu'nun benim de katıldığım notlarını, Romanlarla ilgili, Roman vatandaşlarımızla ilgili notlarını iletmek istiyorum. Kültürümüzün, şarkı ve eserlerinin nesilden nesle aktarılmasında önemli rol alan Roman müzisyenler değersizlikten, yok sayılmaktan, sahipsizlikten tükenmek ve yok olmak üzere. Romanlar susarsa müzik susar. Yok olmaya başlayan Roman müzisyenlerle ilgili Kültür Bakanlığı olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz? Romanların önemli günleri olan Kakava, Hıdırellez, 8 Nisan Dünya Romanlar Günü'yle ilgili Bakanlık olarak bir planlamanız var mıdır? UNESCO, 2015 yılında 5 Kasımı Dünya Roman Dili Günü ilan etti. UNESCO tarafından 21 Şubat 2019 Dünya Ana Dili Günü öncesinde yayınlanan Tehlike Altındaki Dünya Dilleri Atlası'na göre Roman dili kesinlikle tehlike altındaki diller kategorisinde yer almaktadır ve korunması gereken diller kapsamında yer almaktadır. Bu bağlamda, Kültür Bakanlığı olarak Roman diliyle ilgili hangi çalışmaları yapmayı düşünüyorsunuz?

Bütçenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Saygılarımla.