| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/318) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 15 .12.2015 |
LALE KARABIYIK (Bursa) - Çok değerli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar ve değerli basın emekçileri; tasarıyla ilgili görüşlerimi ifade etmeden önce şunu ifade etmek istiyorum aslında: Biz bir çalışma yapıyoruz, gerçek bir projeksiyon yapmadan bir çalışma yapmaya gayret ediyoruz ve bu tahminlerle, hatta tahminsizliklerle maddeleri uzatmayı uygun görmeyi düşünüyoruz. Aslında bu bir yanlışlık çünkü uzun vadeli bir karar almaya çalışıyoruz ve vazgeçilen vergi miktarını bilmiyoruz, böyle bir karar aslında önünü görmeden yürümek gibi bir anlam ifade ediyor. Şimdi, kaldı ki -çok ifade edildi- cari açığın finansmanı için dolaylı yabancı sermaye teşvik ediliyor deniyor bu şekilde. Ama unutmayalım ki ekonomide istikrar ve ülkede risk priminin düşük olması asıl cazibeyi artıran unsurlardan diye ifade edebilirim.
Şimdi, şu noktaya bakalım, az önce sayın vekilimiz dedi ki: "Eğer vergide bir iyileşme yaparsak ya da vergi istisnalarıyla, sermaye daha fazla gelecek." İyi ama evet, yıllık 200 milyar dolarlık dış kaynak ihtiyacımız var da son iki buçuk yıla bakalım, iki buçuk yılda net bazda sermaye gelmedi ki, net bazda 10 milyar dolarlık net çıkış var. Bu uygulama yok muydu? Bu uygulama vardı ama net çıkış var sonuçta. Demek ki cazibeyi artıran başka faktörler var. Bakın, az önce Selin Hanım da ifade etti, bugün G20 dâhil dünya ülkeleri bizim gelir eşitsizliğimizi eleştiriyor, yaşam koşullarımızı eleştiriyor, açlık sınırının altında olan asgari ücretimizi eleştiriyor. Bir taraftan bakıyoruz, cazibe artırmaya çalışıyoruz ama şirketlere uygulanan bir vergi silahıyla yatırım yapılabilirlikte 6 sıra birden aşağıya düşüyoruz. Yani, bir ifade var, "Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!" diye bir şey söylerler ama gerçekten burada dikkat etmemiz gereken başka noktalar var. Yani, sadece vergide muafiyet sağlayarak veya kolaylaştırarak yatırımcıyı çekmek aslında mümkün değil. Sanırım burada fayda-maliyet analizi yapmamız gerekiyor. Ne kadar, vergiden, muafiyet sağlıyoruz, ne kadar sermaye çekecek ve sermayeyi sadece bu vergi kolaylığı mı çekecek? Yoksa istikrar ne kadar önemli, risk priminin düşük olması ne kadar önemli? Ki, veriler bunu gösteriyor, işte, az önce ifade ettiğim gibi, 10 milyar dolarlık bir net çıkış söz konusu bu vergi uygulamasına rağmen.
Şimdi, Gelir Vergisi Kanunu geçici 67'nci maddede menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler ile mevduat faizleri, repo gelirleri ve özel finans kurumlarından elde edilen gelirlerin vergilenmesine yönelik düzenlemelere yer verilmiş, tamam. "Bu düzenlemeler gereğince elde edilen gelir beyan edilmeyecek, sadece stopaj yoluyla vergiye tabi tutulacaktır." deniyor. Şimdi, bu durum başta, verginin kolay tahsil edilmesi açısından birtakım avantajlar sağlıyor, bu doğru ama vergi bilincinin yerleşmesi açısından da olumsuz etkiler yaratıyor aslında. Ayrıca, bu şekilde vergilendirme oranı tarifeye tabi tutulmadığı ve düşük oranlı stopajla yetinildiği için vergi adaleti açısından da aslında olumsuz bir yapı arz ediyor.
Şimdi, buradan diğer, 68'inci maddeye de geçmek istiyorum izin verirseniz veya maddelere geçtiğimizde mi... Aslında maddelere geçildi gibi bir ortam oluştu ama 68'de de ifademi... Yani, genel olarak söylüyorum ama 68'le de ilgili konuşmak...
BAŞKAN - Madde bazında daha görüşmeye başlanmadı, genel olarak...
LALE KARABIYIK (Bursa) - Evet ama genel anlamda ifade edeyim.
BAŞKAN - Tabii, buyurun.
LALE KARABIYIK (Bursa) - Şimdi, yine tartıştığımız konulardan, tartışacağımız konulardan bir tanesi, ki az önce Sayın Bakanımız da belirttiler, dediler ki: "Bunları konuşmaya ne gerek var, şu anda Türkiye'nin gündeminde başka konular varken?" Şimdi, Gelir Vergisi Kanunu geçici 68'inci maddesinde de 31/12/2015 tarihine kadar Türkiye Jokey Kulübünce organize edilen yarışmalara katılan atların jokeyleri, jokey yamakları ve antrenörlerine ücret olarak yapılan ödemeler üzerinden yüzde 20 oranında gelir vergisi yapılması ve ayrıca artan oranlı vergiye tabi tutulmaması şeklinde bir düzenleme yapılmış. Şimdi, bir de buna bakalım, az önce asgari ücretten bahsettik, artan oranlı olup olmamasından bahsettik. Şimdi, bu düzenleme vergi adaletini bozmakta ve aynı geliri elde eden kişilerin farklı miktarda vergi ödemesine de sebep olmakta, bunu da göz önünde bulundurmaya ihtiyacımız var. Bu durum, aynı geliri elde eden fakat farklı miktarda vergi ödeyen mükellefler arasında yatay eşitliği bozacak ve vergiye gönüllü uyumu zedeleyecektir, aslında bunu da göz önünde bulundurmak zorundayız diye düşünüyorum. Bununla ilgili ayrıntıları maddelere geçtiğimiz zaman tekrar dile getireceğim.
Teşekkür ederim.