KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkürler Başkan.

Hazırunu saygıyla selamlıyorum.

Ben, alışılmışın dışında, Süleyman Soylu'yu tebrik ederek başlamak istiyorum. Süleyman Soylu, zamanında, 6 Mart 2009 tarihinde "Bu iktidarı altı ayda hurdaya çıkaracağım." demişti, gerçekten Bakanlığı döneminde yapmış olduklarıyla iktidarı hurdaya çıkarmayı başardı.

24 Şubat 2009'da "Ben altı ayda bu Tayyip Erdoğan'ın hakkından gelmiyor muyum, paçasını aşağı almıyor muyum, onu kırmızı kartla oyun dışına bırakmıyor muyum; görün, bakın bakalım." demiştiniz. Bakanlığınız döneminde Erdoğan'ın paçasını aşağı çektiniz, geldiğimiz gün itibarıyla AKP'yi kırmızı kartla oyun dışında bırakmaya çok yakınız.

Yine, Demokrat Parti Genel Başkanı olduğunuz dönemde Denizli'de yapmış olduğunuz bir konuşmada AKP'ye ve Tayyip Erdoğan'a "Gününü göstereceğiz, bu milleti AKP'den kurtaracağız." demiştiniz; yapmış olduğunuz tüm hukuksuzluk ve icraatlarınızla bu milleti Allah'ın izniyle AKP-MHP ittifakından kurtarmaya yakınız.

Sayın Bakan göreve geldiği andan itibaren ülkeyi kaosa sürüklemek için elinden gelen her şeyi fazlasıyla yaptı, yapmaya da devam ediyor. Tüm varlık nedenini partimize zulüm uygulamak üzerine kurmuş durumda. Partimiz HDP'nin kazanmış olduğu 65 belediyenin 48'ine kayyum atadı, 6'sının mazbatasını vermeyerek belediyelerimizi gasbetti. Başta milletvekillerimiz, belediye eş başkanımız olmak üzere, binlerce kişi gözaltına alınarak tutuklandı. Anayasal haklar yerle bir edildi, eylem ve etkinlik yasakları zirve yaptı. Hele hele en can alıcı olanı ise kolluk kuvvetlerinin faili olduğu hak ihlalleri diz boyu; polis şiddeti ve kolluğun öldürme olayları her gün Bakan tarafından çiğce savunuluyor. Kısacası, şahsınız öyle bir iki değil, yüzlerce yanlış yapıyor. Bundandır ki biz Bakanlığınızı "İçişleri Bakanlığı" değil "suç işleri bakanlığı" olarak görüyoruz ve hakkında cumhuriyet tarihinde bu kadar tezvirat olan bir Bakan olmadı, bu çete gruplarıyla, mafya gruplarıyla bu kadar anılan bir Bakan olmadı.

Bakın, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin üniversitesine kayyum atanması üzerine öğrencilere şiddet uygulandı, gözaltına alındı, en önemlisi, bilim yuvası üniversitenin kapısına kelepçe vurdunuz. Tarihe, "Üniversiteye, bilime kelepçe vuran Bakan" olarak geçtiniz, bundan kuşkunuz olmasın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kaç öğrenci vardı orada?

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Bakın, hukukun üstünlüğü listesinde 139 ülke arasında 117'nci sıraya gelmişsek gerçekten hakkınızı yemeyelim, çok fazlası emeğiniz var bunda, bu sırada olmamızda. Tüm bu yapılanlar ülkeye yoksulluk olarak, geçim sıkıntısı olarak yansıyor. Geldiğimiz noktada dolar kuru 11,5 lira olmuş, 11,5 lira. Vatandaş geçinemiyor, feryat ediyor, ülkede demokrasi yok, hukuk yok, adalet yok ama Bakan bunların hiçbiriyle ilgili değil, her şeyi "terör" kavramının altına sığdırarak her yaptığını sanki meşruymuş gibi gösteriyor. Ben buradan Bakana sormak istiyorum: Hukuk gerçekten sizin için bir şey ifade ediyor mu? Hukuk gerçekten devletin içinden alınırsa geriye ne kalır? Geriye bugün yaşadığımız enkaz kalır, çürümüşlük kalır, çözülmüşlük kalır.

Şimdi, tüm bunlar ortadayken siz Sayın Bakan, bu ülkenin çivisini çıkardınız ve hâlen muhalefete sürekli el sallıyorsunuz. Bugün burada örneklerini gördük, herkese el sallıyorsunuz, atanmış olmakla birlikte, seçilmişleri her gün tehdit ediyorsunuz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanını ziyaret etti diye hemen diyorsunuz ki "Pejmürde ederiz." Görevden alınan kaymakamla ilgili yazı kaleme alan yazara "berduş" diyorsunuz. Yine, bakın, İpek Er'e cinsel saldırıda bulunan, ölümüne neden olan uzman çavuşun arkasında durdunuz, bunu kınayan milletvekiline hemen ertesi gün saldırı gerçekleşti.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlenizi alalım lütfen.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Son olarak şunu söylüyorum: Gerçekten faşizmin hikâyesini yazıyorsunuz. AKP, MHP büyük bir çürüme ve çöküş yaşıyor, bu çöküş ve çürümenin başmimarı da Sayın Bakan sizsiniz, bunda katkınızı asla azaltmayacağız. Sizi tebrik ederiz. Evet, evet yaptığınız tüm hukuksuzluklar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)