KOMİSYON KONUŞMASI

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Vekilim, teşekkür ediyorum.

Tasarıda 2017 olarak ertelediğimiz düzenleme bireysel emeklilik sistemiyle ilgili olan düzenleme. Özellikle iki yıllık olmasının temel sebebi şu: 2012 yılında bu vakıf ve sandıklara bireysel emeklilik sistemine katılım için üç yıllık bir süre öngörülmüş ve bu süre içerisinde sandığın bütün gelirlerinin iştirakçileri adına BES sistemine aktarılmaları hâlinde BES sisteminin bütün vergisel avantajlarından yararlanabilecek bu kişiler. Bu arada, Katma Değer Vergisi Kanunu'nda da bir istisna getirilmiş. İstisna şunu düzenliyor: Vakıf veya sandığın aktifinde kayıtlı, envanterindeki gayrimenkuller satılır da satıştan elde edilen gelir de BES sisteminin iştirakçileri arasına aktarılırsa bu defa katma değer vergisi istisna edilecek. Yani, bir noktada aslında bu vakıf ve sandıklar iştirakçilerinden aldıkları prim gelirlerini uzun vadeli yatırım aracı olarak gayrimenkule yatırmışlar, orada bir stok var. Biz bir an önce bu vakıf ve sandıkların da sisteme katılmasını istiyoruz ve üç yıllık bir geçiş dönemi öngörmüşüz. Hazine Müsteşarlığından arkadaşların bana söylediği bu süreçte -detaylı açıklamaları arkadaşlar da yapabilir- bir kısım sandık bu şekilde geçiş yapmış. Şu anda da başvurusu olan ve işlemleri devam edenler var veya hiç başvurmamış olanlar var. Hani diğerlerini 2020 yaparken burada ben özellikle "Madem devlet üç yıllık bir imkân getirdi, tekrar bunu beş yıl uzatmak başlangıçtaki amaca ters olur, eğer zorunlu nedenlerle yapılan birtakım müracaatlar varsa artık burada en fazla olsa olsa iki yıl uzatalım, daha fazla bir uzatma buradaki maddenin konuluş amacına uygun olmaz." düşüncesiyle özellikle de Bakan olarak bu meselenin doğrusunun bu olacağını düşündüğüm için orada 31/12/2017 tarihini koyduk.

Gelir Vergisi Kanunu geçici 67'yle ilgili olarak da haklısınız, bir gelir vergisi kanunu tasarısı var, bizim eylem planımızda ilk bir yıl içerisinde çıkarılacak tasarılar arasında ama bir noktada böyle bir düzenlemeyi kısa tutmak da söylem olarak yani verdiği mesaj olarak sanki burada çok farklı bir yaklaşım benimsenecekmiş gibi bir anlama neden olabilir. Biz bu menkul sermaye iratlarının vergilemesi konusundaki duruşumuzu zaten Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı'nda açık bir şekilde ortaya koyduk. Kalıcı bir şekilde mevcut sistemin ülke ihtiyaçları için bu çerçevede doğru olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla süratle Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı'nın alt komisyonda görüşmelerine başlanacak, orada da görüşürüz ama tamamen "bir yıl" dersek bu sefer de farklı bir anlam olmasın diye -özellikle ben- 2020 tarihini öngördük ama bizim hep beraber bir an önce Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı'nı alt komisyonda, üst komisyonda konuşmamız lazım. Gerçekten gelir vergisi kanunları sıklıkla yapılmaz, çok uzun yıllarda bir yapılır. En son Gelir Vergisi Kanunu 1950'li yıllarda gelmiş bir Kanun. O dönemden sonra ekonomik koşullar çok değişti, vergiye ilişkin kavramsal çerçeve değişti. Hep beraber, inşallah, o tasarıya sizin de katkılarınız olacak, çok önemli bir kanun, inşallah bu dönemde onu yasalaştırırız. Vergi Usul Kanunu'nu da çok yakın zamanda inşallah komisyona getireceğiz; o da, önemli bir reform alanı.

Bir de vergiye ilişkin çok fazla bir şey söylemedik diye haklı eleştiride bulundunuz. Eylem planında biz özellikle damga vergisinin gözden geçirileceğini eylem planımıza da yazdık. Orada da gerçekten girişimciliği engelleyen, kayıtlılığı engelleyen veya kayıt dışılığı teşvik eden birtakım düzenlemeler var; yatırımı, üretimi engelleyebilecek, bir noktada vergi yükü aşırıya kaçmış olan birtakım düzenlemeler var. Damga Vergisi Kanunu'yla ilgili de çalışmamız devam ediyor.

Bizim önümüzdeki dönemde vergi kanunlarıyla ilgili temel perspektifimiz: Bir kere asla vergi kanunlarını bir mali gevşeme düzenlemesi olarak sizlere getirmeyeceğiz. Biz önümüzdeki dönemde kararlı bir şekilde mali disiplin yaklaşımımızı devam ettireceğiz. İstiyoruz ki, vergi kanunlarında ekonomik ve sosyal istisna olarak düzenlenen bir kısım istisnalar var, şimdi onların her birisini analiz ediyoruz. Orada amacı gerçekleştirmediğini gördüğümüz istisna indirim ve muafiyetleri kaldırma yönünde sizlere öneriler getireceğiz ve özellikle damga vergisi, harç kanunları, BSMV gibi gerçekten iktisadi hayatın içinde olup, KKDF gibi iktisadi hayatı önemli ölçüde etkileyen vergi kanunları var. Bu konuda aynı düşünüyoruz, mutlaka ve mutlaka yapısal dönüşüm içeren vergi kanunlarıyla karşınıza geleceğiz.

Bir de, özellikle yatırım, üretim, ihracat... Bu alanlarda ekonomiyi canlandıracak birtakım vergisel teşvik düzenlemelerimiz olacak, onlara da çalışıyoruz, inşallah onları da en yakın zamanda Komisyonumuza getiririz.

Teşekkür ediyorum.