KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, Başkanım, genelde benzer konuları hep konuşuyoruz. Şimdi "Dün Sayın Bakan, yasamaya saygısızlık yaptı." dedi hatip. Bir defa Sayın Bakan veyahut da daha önceki bakanların -ki hepsiyle ilgili hemen hemen söylediler- zinhar hiçbirinin yasamaya saygısızlık yapma gibi ne bir niyetleri var ne de böyle bir duruma düştüler. Sayın Bakanlar veya Sayın Bakan yasama üyesi olma yetkisini çok konforlu bir şekilde, çok özensizce kullanarak istediği her ifadeyi kendinde kullanma hakkını, her türlü hakarete varan cümleleri kurma yetkisini kendisinde görenlere karşı bir tavır geliştirdiler. Benim burada -ilk defa bu yıl Komisyondayım- bütün izlediğim şey budur. Onların bu şekilde tasarladıkları üsluba, dile, sözlere ve o sözlerin sahiplerine bir tavır geliştirdiler. Bizim gördüğümüz şey budur. Dolayısıyla herkesin tarzı farklıdır. Bana bağırır çağırırsınız susarım, anlamaya çalışırım, karşılık veririm, vermem; birisine bağırır çağırırsınız, aynıyla muamele eder size, kimisi de daha fazlasını yapar, herkesin tarzı farklıdır. Bir defa siz başlattınız mı yani bir tartışmada ilk vuran siz olursanız şunu deme hakkınız yok: "Ya, kardeşim, ben sana bir tane vurdum, sen bana niye iki tane vuruyorsun?" Açmayacaksınız o yolu, o yolu açmayacaksınız. Dolayısıyla burada birbirimizle çok daha tatlı dille, çok daha incitmeden ama eleştirerek bir diyalog yürütme imkânımız var, kabiliyetimiz var. Hepimiz bu anlamda yetişmiş, yetişkin insanlarız, hepimiz bunu sürdürebiliriz. Kimse, burada, gelen bakanlara, onun arkasında oturan bürokratlara "Biz her şeyi söyleyelim, onlar atanmışlar, biz seçilmişiz, oturduğu yerde sussunlar." Böyle bir şey yok, böyle bir dünya yok, böyle bir müzakere, böyle bir diyalog da yok. Ben özellikle bunun altını çizmek istiyorum.

Teşekkür ederim.