YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkür ederim.

Sıcağı sıcağına cevap verdiği için sayın yetkili arkadaşlar -umarım- şimdiki sorduklarıma da sıcağı sıcağına cevap verirlerse teşekkür ederim şimdiden.

Şimdi, maddeye bakıyoruz, madde çok masum gibi görünüyor ama gerekçesini okuyunca benim kafamda farklı çelişkiler doğdu. Önce şu soruyu sormak istiyorum, gerekçede de yazdığınız için: Yaklaşık bir buçuk senedir Türkiye'de hiç alabalık üretilmiyor mu? Alabalık yiyoruz değil mi arkadaşlar? Ama bir buçuk senedir sanki burada tesis kurulmasına ilişkin iptal kararı gerekçesini de dikkate aldığınızı ve ona göre bu kanunla ilgili bir yenileme yaptığınızı söylüyorsunuz.

İki; gerekçede gördüğüm kadarıyla yine söylüyorum: Özellikle, kıyıda bulunan orman alanlarının ihtiyaç doğrultusunda kiralanmasından bahsetmişsiniz ama maddeye bakıyoruz, hiç kıyıyla alakası yok, sanki bütün orman alanlarında bu izni veriyorsunuz. Yani yapmak istediğiniz, sadece kıyılarda bulunan orman alanlarında mı bunu düşünüyorsunuz, yoksa... O zaman, maddede niye bu belirtilmiyor; onu merak ediyorum.

Bir son gerekçe de şu: Yaşım 50'ye yakın, daha ben orman içindeki akarsuların içinde 1 tane istiridye, 1 tane midye görmedim. Niye midyeyi, istiridyeyi buraya koydunuz; onu da merak ediyorum.

Sadece bu soruları sormak için söz aldım. Yoksa usulen, kanunen, yasa yapma yönünden baktığımızda, tamam, usule göre bir şey yazıyorsunuz ama şu gerekçenin içinde... Denizlerde yetiştirilen alabalıkları yani yavrular büyüdükten sonra denize salacaksınız; bu zaten yapılabilen bir şey şu anda, yapılmayan bir şey değil ki. Ha, dersiniz ki: "Anayasa Mahkemesi 2020'den bu yana bizim elimizi kolumuzu bağladı." Evet, balık çiftliklerinden -bu yeni kanunla ilgili değil ama- o dönemde bu konularla ilgili çok şikâyet aldık. Evet, alabalık üretiliyor, üretilmesi de gerekiyor ama bunun bir sınırlaması olmadığı takdirde ormanlarda alabalık yetiştirilirken o havuzların yapılmasındaki betonlaşma esnasında ağaçların kesildiğini de hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla "Buraya midye, istiridye niye girer?" "Sadece denizdeki, kenardaki orman kıyılarıyla alakalı olan yerdeyse ormanın içindeki suyla bizim ne alakamız var?" gibi sorular kafamızı karıştırıyor, bunlara cevap bekliyoruz. Şu midyenin, istiridyenin de ormanda nasıl yetiştirdiğini bize bir açıklarsanız seviniriz.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Yasin Bey, teşekkür ederim.

Mustafa Bey, buyurun.

BALIKÇILIK VE SU ÜRÜNLERİ GENEL MÜDÜRÜ MUSTAFA ALTUĞ ATALAY - Alabalık mecbur ormanın iç kesimlerinde havuzda, istiridye ve midye de mecbur deniz kıyısında olacak yani daha doğrusu, denizin içinde olacak, barınma yerleri ancak kıyıda, orman alanında; onda da ormandan izin almak hakikaten zordur, eğer münasipse verilecek.

Peki, hani "Balık üretiliyor mu?" derseniz, alabalık yumurtası ithalatı rakamlarını vereyim: 2020'de rakam olarak 8 bin ton civarında alabalık yumurtası ithal edilmiş. 2021'de bu 14 bin tona çıkmış yani neredeyse 2 katına çıkmış. Bir dahaki sene eğer izin verilmezse bu git gide artacak, tamamen ithalata bağlı olacağız; alabalık yumurtası üretemez duruma geleceğiz.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Mustafa Bey, bitirdiniz mi sözünüzü?

BALIKÇILIK VE SU ÜRÜNLERİ GENEL MÜDÜRÜ MUSTAFA ALTUĞ ATALAY - Bitti efendim.

Eğer açıklamayı unuttuğum bir şey var ise...

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Şöyle: Şahin Bey'le beraber ortak bir dostumuz var, neredeyse Türkiye'nin en büyük alabalık yetiştiricilerinden birisi. Geçmişte Amerika'dan yumurta ithalatı yapardı, şu anda Türkiye'de kendisi bu yumurtayı üretebiliyor. Dolayısıyla, bizim o üretici arkadaşlarımız da bu konuyla ilgili biraz çabalarlarsa Türkiye içinde de o yumurtayı üretebilme imkânları var. Yani dövizin de bugün özellikle bu kadar aşırı yükseldiği yerde elbette biz de isteriz alabalık yumurtasını dışarıdan ithal etmeyelim; Amerika'dan, Kanada'dan ithal etmeyelim ama bu teknolojiye uyabilen Türk firmaları da var, onu da söyleyeyim size.

BALIKÇILIK VE SU ÜRÜNLERİ GENEL MÜDÜRÜ MUSTAFA ALTUĞ ATALAY - Orman içi sular lazım efendim onun için de.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Orman içindeki sularda yapıyor bunu zaten, yapıyor yani.