| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Gençlik ve Spor Bakanlığı b) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .11.2021 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Teşekkür ediyorum.
Değerli Bakanımın şahsında bütün heyete saygı sunuyorum.
Şimdi, bu zeminde, Plan ve Bütçe Komisyonu zemininde o kadar çok ezber dinliyoruz ki yıllardır, bir klişe oluşturuluyor, onun üzerine yürünüyor. Ben zaman zaman konuşurken ısrarla bir vurgu yapıyorum, vulgarize ederek vurgu yapıyorum. Diyorum ki: "Köre nedir köre ne, görenedir görene." Mühim olan görebilmek. Hep söylüyoruz; her alanda elbette ki noksanlarımız olacak, yürüyoruz, hayat çok dinamik bir süreç, dolayısıyla noksanlar olacak, onları izale ede ede gideceğiz biz. "Bütün bütün yok olduk, bittik." aynı şey.
Bakıyorum ben, şeref levhamız bir alan, Gençlik ve Spor Bakanlığı. Bakanımız, kadrosu fevkalade yetkin, gayet güzel çalışıyorlar, iftihar ediyoruz. Ben şunu söylemiyorum: "Efendim, bizim gözümüzle bakın." Hayır, elbette ki siz de muhalifsiniz, o gözle de bakacaksınız, eyvallah ama -yani söylediğim gibi- sanki hiçbir şey yapılmamış, hiçbir şey olmamış gibi kayıt düşerseniz orada vicdanları yaralarsınız.
Bakın, bir arkadaşımız geldi -sevdiğim de bir kardeşim, birlikte milletvekilliği yapıyoruz- Erzurum'la ilgili öyle şeyler söyledi ki ben de buradaydım ya, pes ya, olmaz böyle bir şey ya! Arkadaşlar, Erzurum'da biz bir olimpiyat düzenledik, üniversiteler arası kış olimpiyatları; sadece oraya 1 milyar -bakın, bu şimdi dile kolay, eski rakamla 1 katrilyon, bizden önceki rakamla- yatırım yapmışız, spor yatırımı yapmışız. Eskiden "Efendim, Erzurum'da otellere kimse gelmiyor, otellerde doluluk oranı çok düşük." diye serzenişler vardı. Bizimle beraber, bırakın kışı, yazın bile otellerde yer yok. Sebep? Oraya yaptığımız spor yatırımları arkadaşlar, oraya koyduğumuz özellikler, güzellikler ama elbette noksanımız var. Şimdi, Bakanımıza diyor ki: "Milletvekilleri size söylemiyor mu?" Ya, Bakanımız burada tabii ki gülümsedi, ne yapsın? Kaç defa toplantı yapmışız? Elbette ki burada tıpkı Cemal Bey gibi, o nasıl Giresun'u düşünüyorsa, Ekrem Bey nasıl Ağrı için feveran ediyorsa, Uğur Bey nasıl Manisa diyorsa biz de Erzurum için diyoruz; Bakanımız şahit burada. Efendim, Erzurum'a bir yeni stadyum talep ettik onlardan çok çok önce ve şimdi kapalı spor salonu programa alınmış, esaslı bir salon, 10 bin kişilik ama haberi olmayınca üfürüyor. Buna gerek yok güzel kardeşim, bunlara gerek yok.
Bakın, size ben bir şey söyleyeyim. Değerli Bakanım, şu kitapçık, daha önce bizim Erzurum'da milletvekilliği yapmış bir ağabeyimin şu Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olduğu zamanlarda burada yaptığı çalışmaları ifade ediyor. Her bakanlıkta yaptığı konuşmaları, çalışmaları -her neyse- böyle bir kitapçık hâline getirmiş. Bizden önceki dönemi ifade ediyor bu. Ne diyor biliyor musunuz: "Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüyle ilgili o dönem ne kadar bütçe ayrılmış?" Bugünün rakamıyla bizimkini söylüyorum, bizimki 900 milyon; çok net. Peki, o zaman Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü için ayrılan bütçe neymiş? 40 milyon, altı üstü hepsi 40 milyon. Sadece bu kıyas bile, arkadaşlar, hakkı teslim etme noktasında sizi özel bir yere taşır. Bunu yaparsanız -size de hep söylüyorum- inandırıcılığınız yüksek olur, aksi hâlde ne söylerseniz söyleyin, zihinlerde yer bulamazsınız.
Bakın, birisi söz aldı, burada ne diyor? Diyor ki: "Efendim, Boğaziçi Üniversitesindeki gençlerle ilgili ne düşünüyorsunuz?" Allahuekber! Arkadaş, senin gösterdiğin resimde terörize bir yaklaşım var. Sen bunu mu buraya getirip savunacaksın? "Efendim, gece yarısı 'tweet' atanlar evlerinden alınıyor." Allah aşkınıza! Değerli Bakanım, bak, şimdi yaşadığım şeyi biraz önce de paylaştım. Benim Uğur kardeşim -siz de tanıyorsunuz- dün burada bir konuşma yaptı. Karşı taraftan bir milletvekili şunu söylüyor: "Güvenlikçi politikalara para ayırıyorsunuz, böyle bir şey olur mu?" filan. Kardeşim de dedi ki: "Arkadaşlar, biz bu ülkenin güvenliğini elbette ki öne almak durumundayız. Bunun için ne gerekiyorsa o fedakârlığı da yaparız, gerekirse soğan ekmek yeriz ama güvenliğimizden taviz vermeyiz." Şimdi, bunu havi şeyler söylemiş; buna itiraz edenin olacağını da zannetmiyorum, şurada hiç itiraz eden olmaz. Ama ne oldu, biliyor musunuz arkadaşlar? Ben linç ediliyorum şu anda. Niye? Ben Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, kardeşim Manisa Milletvekili Uğur Aydemir; şimdi, onun resmi, onun haberi ama sosyal medyada öylesine bir linç zemini açılıyor ki... Niye? Çünkü bana sürekli yaptıkları için bunu, kafalarında o şablon var, hiç resme, habere baktığı yok, ismimi etiketlemişse başlıyor küfretmeye. Terör burada güzel Bakanım, bizim cenahta; samimi söylüyorum.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Ya, eleştirileri...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Böylesine bu neviden bir şey asla asla olmaz, biz hakkı teslim eden bir kadroyuz. Biraz bu zaviyeden bakın, yapmayın bunu; bunu yaptığınız zaman kaybedersiniz.
Şimdi, burada Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü kardeşim var. Ben onun gece gündüz nasıl çalıştığını, Bakanımızla beraber senkronize bir biçimde nasıl bir gayret koyduğunu biliyorum ve talep edilenlerin tamamına yakını, neredeyse yüzde 90-95'inin karşılandığını, öğrencilerin yerleştirildiğini ben biliyorum, buradaki arkadaşlarımız da biliyor. Elbette ki üniversiteler açıldığı zaman pandemi sonrasında bir küçük yönelme oldu ama hemen, anında vaziyet edildi ve tamamlandı, bitti. Peki, niye bunu abartıyoruz? Buradan nemalanmak için güzel Bakanım, yapılan bu ama şunu bilmiyorlar ki, arkadaşlar, bu milletin zihninde -samimi söylüyorum- hak diye bir terazi var, o teraziye çarparsanız sizi Allah çarpar, çarpıyor da zaten. Göreceksiniz arkadaşlar, çok net söyleyeyim: Daha 2023'e şunun şurasına bir buçuk yıl var, göreceksiniz. Şimdi, kurlardan, şuradan buradan böyle bir heveskâr hâl var, görüyorum ben; yok böyle bir şey. Biz o kadar kalbî, samimiyiz ki bu milletin kılına zarar gelmesin diye her türlü gayreti koyan bir ekibiz. Liderimiz, Cumhurbaşkanımız önümüzde; dünya onun önünde temennayla dururken envai türden iftiralar, dedikodular, yalanlar; aman Ya Rabbi ya, insan pes ediyor ya; şu zeminde görüyoruz güzel Bakanım ya. İşte, ben anlatıyorum ya, bakın, burada belgelerle konuşuyorum ben ya.
Burada üzüldüğümüz bir şey daha, belki Bakanlığın bütçesinin dışında bir ifade olacak ama değer verdiğimiz bir ağabeyimiz diyor ki: "Terör demokrasi olmamasının bir sonucudur." Allah Allah yani bunu da duyunca dedim ki: Bütün bütün şiraze kaymış arkadaş ya. Olmaz böyle bir şey ya.
Şimdi bir başka ezber, daha önce bunu Garo Paylan yapıyordu, sürekli yapıyordu: "Efendim, anketlere bakın, gençler diyorlar ki: 'Biz bu ülkede yaşamak istemiyoruz.'" Ya, bizim gencin kıvamı var ya, kıvamı, 15 Temmuzda açığa çıktı, sen ne söylersen söyle kardeşim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Aç açıkta bıraktınız onları.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu gençler vatanından, vatanında yaşamaktan, üstelik de ak bir zemin açılmış vatanda yaşamaktan müftehirler, iftihar ediyorlar. Sizin o hüsnü kuruntunuz, böyle bir şey yok.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, bak, fotoğrafa bak.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Paylan, müdahale etmeyin, Sayın Aydemir'e müdahale etmeyin Sayın Paylan, lütfen, gerek yok.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Geç onları, onları biz biliyoruz. Rektörün aracının üzerinde tepinen adamı ben genç görmüyorum, öğrenci görmüyorum, onu terörist görüyorum. O, rektör hocasının arabasında eğer öyle tepiniyorsa onun bir defa... Yani ben onu genç olarak nasıl göreceğim ya? Görmüyoruz.
Şimdi, güzel Bakanım, yaptıklarınızdan dolayı... Gayet tabii ki Hükûmetimiz yekpare bir biçimde çalışıyor, bütün bakanlıklar böyle. Öyle olduğu içindir ki şimdi gece yarıları Hakkâri'de spor müsabakaları düzenleniyor, eskiden insanlar gündüz dışarı çıkmaktan korkuyordu. Kim yaptı bunları? Elhamdülillah, bize nasip oldu, ak kadroya nasip oldu. İnşallah daha bizden sonra gelecek gençler var, bak burada, pırıl pırıl, aslanlar gibi; onlar da buralarda ülkemizi çok daha ileri noktalara taşıyacaklar. Hedefler koymuşuz, bak orada, Bakanımız onları tanıştırdı, gösterdi size.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hangi gençler?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hedeflerimiz var, sizi rahatsız ediyor; Kızılelma hedefi rahatsız ediyor; edecek, etsin, beter olun. Bu noktada hiç şeyim yok benim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Allah belanızı versin." diyorsun.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Allah'ın izniyle, güzel Bakanım, bu bütçe de ülkemizi çok daha ileriye götürecek, gençlerimizi ileriye götürecek. Ben buna inanıyorum yürekten ve sizin samimiyetinizi biliyorum, içtenliğinizi biliyorum ve bir şeyin de altını çiziyorum: Ekibiniz, Bakan Yardımcılarımız, Genel Müdürlerimiz, her biri, kim yönelirse yönelsin, muhalefetten de yönelenlere yüreklerini açıyorlar, ne lazım geliyorsa karşılık veriyorlar. Böyle bir yapıya...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın İbrahim Aydemir...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, hemen bitiriyorum.
Kaldı ki ben Şirin Paşa'dan on dakika almama rağmen kullanmıyorum sırf burayı şey yapmamak için.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Nasıl arzu ederseniz, eğer isterseniz ilave veririm.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben Allah'ın izniyle, güzel Bakanım, sizin bu gayretlerinizin karşılığını mutlaka ama mutlaka kozmik zeminde çok özel bir açığa çıkmayla göreceğinize inanıyorum ve bu bütçe de ülkemize çağ atlatacak, bütün bütçe; sizinki de gençleri çok daha ileri noktalara taşıyacak. Allah hayırlı, mübarek eylesin. Başarılarınız daim olsun inşallah.