| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi ç)Hâkimler ve Savcılar Kurulu d)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu e)Kişisel Verileri Koruma Kurumu f)Anayasa Mahkemesi g)Yargıtay ğ)Danıştay |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 24 .11.2021 |
SALİH CORA (Trabzon) - Teşekkür ediyorum, Sayın Başkanım.
Çok kıymetli Bakanım, değerli Bakan Yardımcılarımız ve kıymetli bürokratlar; bugün, burada Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSK ve Türkiye Adalet Akademisi, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu bütçelerini görüşmek üzere toplanmış bulunmaktayız.
Ülkemizin yönetim yapısı, toplumsal düzeni, bilimsel ve teknolojik kapasitesi her geçen gün daha da gelişmektedir. Bu gerçek uluslararası alanda sıkça ifade edilmekte ve yakaladığımız gelişmişlik düzeyi, dünya siyasetindeki iddia ve sorumluluğumuzu daha da artırmaktadır. Bu gelişmeler karşısında tüm yönetim yapımızı olduğu gibi, adalet sistemimizi de sorgulamamız ve sorunu alanları ortaya çıkarıp gerekli tedbirleri almamız kaçınılmaz olmuştur. Bundan hareketle, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde AK PARTİ hükûmetleri döneminde önemli reformlar ortaya koymaya çalışılmıştır. Reform, gelişmelere ayak uydurmak, beklentileri karşılayabilmektir; reform, dinamik bir süreçtir. 2002 yılından bu yana attığımız adımlarla adalet hizmetlerinin sorunlarının çözümünde önemli mesafeler katettiğimiz inkâr edilemez bir gerçektir. Geldiğimiz noktada ulaştığımız sonuç memnuniyet vericidir, geçmişle kıyaslanamayacak kadar özgündür, etkindir, hızlıdır. Geleceğe dönük olarak umut vermektedir, güven vermektedir.
Bağımsız ve tarafsız yargı teşkilatımızın oluşmasıyla adalet sistemimizin insan kaynağı güçlenmiştir. Uhdesindeki mensupları artık güvenilebilmekte, millet adına karar verilebilmekte, talimatla hareket etmemektedirler. Bu manada, özellikle personel sayısının artmasıyla da iş yükünün azaldığını ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi son dönemlerin en uzun mesailerini gerçekleştirerek artık ihtiyaçları karşılamayan temel kanunları yenileyerek yargı mensuplarına çağdaş uygulamalar yapabilecek yeni kurumlar kazandırmış, mevzuatlarımızda büyük değişikliklere imza atmıştır. Başta Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu olmak üzere, Ceza İnfaz Yasası, Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu gibi alanlarda yine insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi noktasında önemli düzenlemeler gerçekleşmiştir. Geçen yüzyılın devletçi anlayışı terk edilmiş ve insan odaklı bir anlayış benimsenmiştir. Yine, bu kapsamda yapılan mevzuat değişiklikleriyle özellikle Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ihlal kararlarına muhatap olmasına yol açan Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddelerinde de ciddi değişiklikler gerçekleştirdik. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, özgürlükleri esas alan bir yaklaşımdır. Adalet Bakanlığı bünyesinde İnsan Hakları Dairesi Başkanlığının müstakil bir ana birim hâline getirilmesi hak temelli bir anlayıştır. İnsan Hakları Tazminat Komisyonu ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kurulması da bu yönde özgün bir yaklaşımımızın sonucudur.
Diğer yandan, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının geliştirilmesi için HSYK ve Anayasa Mahkemesi yeniden yapılandırılmıştır, hafızalarda yer alan olumsuz izler bir bir silinmektedir. Hukukun üstünlüğünü esas alan bir çizgide büyük bir gayret ortaya konulmaktadır.
Değerli milletvekilleri, adalet mülkün temelidir ama maalesef bu hep yanlış anlaşılmıştır. Adalet, hükûmet binalarının en alt katında, hatta bodrum katlarında çok kötü fiziki şartlarda hizmet ve faaliyetlerini yürütmüş, son derece yetersiz koşullarda mücadele etmiştir. Adliye binalarının fiziki ve teknik koşullarının iyileştirilmesi esasında bir itibardır, israf değildir. Tüm adliye binalarını yeniledik.
Yine, ifade etmek isterim ki sadece adliye binalarını yenilemekle yetinmedik. 2002 yılına kadar adliyelerdeki hizmetler hatırlarsanız daktilolarla yerine getirilmekteydi. Yapılan çalışmalarla bugün adalet hizmetlerinin ruhuna uygun duruşma salonları dizayn edilmiş, adliyeler bilgisayarlarla donatılmış, dizüstü bilgisayarlar yargı teşkilatlarının hizmetine sunulmuş, UYAP'la bütün adliyeler ve ilgili birçok kurum elektronik ağlarla birbirine bağlanmış ve avukatlar ile vatandaşların internet üzerinden dava açabilmelerine imkân getirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, zaman zaman yargı mensuplarının niteliğine yönelik eleştiriler de getirilmektedir. Biz bu konuda bütüncül bir yaklaşımla olayı ele almaktayız. Hem çalışan sayısının artırılması hem de hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimin etkinleştirilmesiyle kalite çok daha yukarılara yükseltilmiştir. Bu kapsamda Türkiye Adalet Akademisi kurulmuştur, hâkim ve savcıların yurt içi ve yurt dışında yabancı dil eğitimi almaları sağlanmıştır.
Tüm bunların yanında, gelişmiş ülkelerde yargı hizmetlerinin yerine getirilmesinde geniş biçimde faydalanılan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı gibi uzmanların ülkemizde önemli ölçüde sistemin içerisinde yer alması sağlanmıştır. AK PARTİ hükûmetlerine kadar cezaevleri uzun yıllar sorun yumağı olarak ifade edilmiştir, isyanların, eylemlerin, kötü muamelelerin odak noktası olmuştur, âdeta yönetilemez bir durumda bırakılmıştır. Bugün için, geçmişte toplumun tüm kesimleri tarafından dile getirilen sorunlar artık ülke gündeminden çıkarılmıştır. Sürekli gelişen infaz sistemimiz, uluslararası standartlara uyumu ve sürekli kendisini yenilemesiyle dikkat çekmekte ve ülkemizin imajına olumlu katkılarda bulunmaktadır. 2002 yılından bu yana standartlara uymayan 372 ceza infaz kurumu kapatılmıştır.
Değerli milletvekilleri, yine, bir diğer husus da... Burada konuşmalarda bahsedildiği için özellikle ifade etmek isterim. Ülkemiz ve toplumumuz tarafından büyük bir hassasiyetle yaklaşılan cinsel saldırı suçlarına, kadına karşı şiddet suçlarına, uyuşturucu suçlarına yönelik mevzuatlarımızda önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu düzenlemelerle birlikte bu suçların cezaları artırılmıştır. Ayrıca, bu suçların belirli yerlerde işlenmesi hâlinde tayin olunacak cezalarda artırım öngörülmüştür. İnfaz modellerinde ise bu manada, bu suçlarda bir esneklik söz konusu olmamıştır.
Değerli arkadaşlar, Kıymetli Bakanımız çok kapsamlı bir sunum yapmıştır ve bu sunumumuzun ana temasında Yargı Reformu Strateji Belgesi yer almaktadır. Ben de bundan kısaca bahsetmek isterim. Hepinizin bildiği üzere devletin yaşamını sürdürülmesi için tüm devlet fonksiyonlarının iyi bir şekilde işlemesi gerekmektedir, birinin ihmal edilmesi tüm sistemi olumsuz etkiler. Yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin üçü ahenkli bir şekilde çalışmalıdır yani bu erklerin bir çatışma içerisinde değil, güçler arasında bir kaynaşma içerisinde, bir uyum içerisinde, bir ahenk içerisinde çalışması gerekmektedir. Yargıya hepimizin ihtiyacı vardır, hiçbirimizin "Benim yargı sistemiyle hiçbir işim olmaz." şeklinde düşünmesini dahi tahayyül etmiyoruz. Yargıya işimiz düşmese dahi yargı sisteminin iyi ya da kötü işlemesinin devlet veya toplum yaşamına doğrudan etkisi olduğunu, herkesi yakından etkilediğini hepimiz bilmekteyiz. Bu nedenle, daha iyi işleyen bir yargı sistemine ihtiyacımız vardır. Şimdiye kadar çok önemli çalışmalar yapıldığını biliyoruz, Bakanımız bunların bir kısmından bahsetti. Bu çalışmaların birçoğunu esasında bizler milletvekilleri olarak bu Parlamento çatısı altında gerçekleştirdik. Bunların sistemin sağlıklı işleyişine çok önemli katkıları olduğunu bizzat gözlemlemekteyiz. Birçok sorun esasında tarihe karışmıştır, birçok talep artık geride kalmıştır. Bu kapsamda Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanan Yargı Reformu Stratejisi'ni ve İnsan Hakları Eylem Planı'nı önemle takip etmemiz gerekiyor. Her 2 belgenin de uygulanması durumunda çok önemli kazanımlar elde edeceğiz. Bizim de bu çalışmalara Meclis çatısı altında katkı vermemiz gerekiyor. Bu belgelerde yer alan konuların yargı sistemimizi daha iyiye götürmek için önemli bir merhale olduğunu düşünmekteyiz. Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında şimdiye kadar 4 yargı paketi kanunlaşmıştır. 2019 yılında Parlamentomuzun kabul ettiği kanunla birinci yargı paketi kapsamında Ceza Muhakemesinde, hak ve özgürlükleri koruyan ve güçlendiren bir yaklaşımla ciddi değişiklikler yaptık. 2020 yılında ikinci yargı paketiyle infaz sisteminde çözüm bekleyen konulara ilişkin kapsamlı bir çalışma yürüttük, insan odaklı bir anlayışı güçlendirdik. 2020 yılında üçüncü yargı paketiyle hukuk yargılamalarında adalete erişimi güçlendiren, özel hukuk alanlarında sadeleştirici ve yargıyı hızlandırıcı yenilikleri hayata geçirdik. 2021 yılında mağduru önceleyen ve hak arama yollarını güçlendiren dördüncü yargı paketini hayata geçirdik. Mağdur odaklı adalet anlayışımızı ortaya koyan yeniliklerin yanında masumiyet karinesini ve Türk hukuk mevzuatında ilk kez yer alan lekelenmeme hakkını güçlendiren adli araçları sisteme kazandırdık. Yine, icra sistemine, aile hukukunda çocuk teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik köklü yenilikler içeren beşinci yargı paketinin kanunlaşma süreci ise şu anda Meclisimizde devam etmektedir. Her 2 belgenin öngördüğü hedefler doğrultusunda esasında ikincil mevzuat ve idari tasarruflarla da birçok değişiklik ve yenilikler de hayata geçmiştir. Önümüzdeki süreçte gerçekleştirilecek çalışmalar bir öncekini tamamlayarak sürecektir ve orta vadede yargı sistemine ilişkin göstergelerin daha da iyiye gideceğine yürekten inanmaktayız. Bunların içeriğine, çok fazla detaylarına girmiyorum ancak ifade etmek isterim ki Bakanımız, ülkemizin yaşadığı tüm zorlu süreçleri hukuk reformlarıyla aşma noktasında özel bir gayreti ortaya koymakta ve bu gayreti de her kesim tarafından büyük bir takdir toplamaktadır. Tabiri caizse "Kenarı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir de adli ilahi sorar Ömer'den onu." Bu vizyonla, bu yaklaşımla büyük bir mücadele ortaya koyuyor, kendisini takdir ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; toplum sürekli gelişiyor, toplum yapımız da sürekli değişiyor, nüfusumuz artıyor, gittikçe gençleşiyor, elbette bunlarla beraber sorunlarımız da oluşuyor. Ticaret hacmimiz geçmişle kıyaslanamayacak kadar artmış durumdadır, teknoloji kullanımı, bilgisayarlaşma, dijitalleşme artıyor; ülkemizin eğitim oranı artıyor. Tüm bu gelişmeler hepimizi doğrudan etkilemektedir. Bu değişimin karşılanabilmesi için kamuda da yargıda da daha hızlı ve etkin bir yapıyı oluşturmamız gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi tam da bu ihtiyacı karşılamak için bir fırsat olarak doğdu. Kamuda daha etkin bir yapılanma tesis edilmiş oldu. Sistem her geçen gün daha da gelişerek yoluna devam etmektedir. Kamuda yenilenmenin önemli bir bölümünü adalet sistemindeki reformlarla beraber kolaylıkla izleyebilmekteyiz. Reform çalışmaları kapsamında daha hızlı ve etkin işleyen, güven veren bir sistem oluşmaktadır. Vatandaşlarımızın yargı önüne giden uyuşmazlıklarının adil biçimde, hızlı ve makul sürede tamamlanması çok önemlidir. Geciken süreçler yargıyı güvensiz manada etkilemektedir. Bu bağlamda Bakanlık, adli yargılama hakkının en önemli unsurlarından biri olan makul sürede yargılama hakkını güçlendirmek amacıyla "Yargıda Hedef Süre Uygulaması"nı hayata geçirmiştir. "Geç gelen adalet, adalet değildir." anlayışını hep birlikte savunuyoruz. İlk kez uygulamaya konulan hedef süre uygulaması makul sürede yargılamaya katkı sunmakta ve yargı sürecini disiplinize etmektedir. Hedef süre uygulaması aynı zamanda uzun yargılamalara konu dosyaların tespiti ve sorunlara çözüm üretilmesi için geliştirilmiş, aynı zamanda yargıya güveni de perçinlemiştir.
Değerli Bakanım, AK PARTİ döneminde, adalet hizmetlerini gerçekleştirenlerin özlük haklarında da önemli iyileştirmeler yapmak için gayretinizi çok iyi biliyoruz. Bunun en son örneği olarak, özlük hakları konusunda geçtiğimiz günlerde önemli çalışmalar yapıldı. Daha önceden de zaten Adalet Bakanlığı personeline, hâkim ve savcıların özlük haklarında ciddi iyileştirmeler getirmiştik. Ceza infaz kurumu memurlarıyla ilgili, mübaşirlerle alakalı, infaz personeliyle alakalı önemli düzenlemeleri geçirdik; bunlardan dolayı Sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz ama daha kalıcı çözümler beklenilmektedir. Adalet hizmetleri sınıfının çok önemli bir yenilik olacağını düşünmekteyiz. Personelin görevde yükselme süreçlerini, unvanlarını yenilemeliyiz, onlara geniş bir kariyer imkânı sunmak zorundayız çünkü onların yaptıkları iş alelade bir iş değildir, önemli bir iştir. Kamuda diğer kurumlarda bu işler kariyer meslek grupları tarafından yapılmaktadır, bu nedenle yargıda da çok kapsamlı bir personel reformu yapılması gerekiyor. Bunu inşallah önümüzdeki süreçte hep birlikte gerçekleştireceğiz, bu konuda muhalefet partisi mensuplarının da desteğini bekliyoruz. Gerekli olan sadece mali düzeltme değildir, aynı zamanda bu personellerin, bu çalışanların yükselme imkânını sağlayan yenilenmiş unvanların oluşturulması gerekiyor çünkü yazı işleri müdürlüğü, idari işler müdürlüğü, icra müdürlüğü, zabıt kâtipliği gibi tüm görevler sıradan görevler değildir, belirli bir bilgi birikimi ve müktesebatı gerektirmektedir; bunları sağladıkça hâkim ve savcılarımızın işlerini daha rahat yürütecekleri açıktır, sistemin kalitesini de artıracaklardır.
Değerli milletvekillerim, yine, ifade etmek isterim ki yargı reformunun önemli parçalarından biri de hâkim yardımcılığı ve hukuk mesleklerine giriş sınavı getirilmesidir. Birinci paketle kanunlaşan bu sınav şartı devlet ve vakıf üniversitelerini kalite ekseninde bir rekabete ve otokontrole sevk edecektir. Ayrıca, yargıdaki hizmetlerin nitelikli verilmesinde ve mesleki yetkinliklerin arttırılmasında da fayda sağlayacaktır; bu nedenle düzenlemeyi son derece isabetli ve önemli görmekteyiz. Hâkim yardımcılığı da sistemin önemli bir sorununu giderecektir, mesleki tecrübeyi arttıracaktır; mesleki tecrübenin artması adalet hizmetlerinin daha da nitelikli sunulmasına imkân sağlayacaktır.
Yargı Reformu Stratejisi'nin öngördüğü en önemli değişikler hukuk eğitimine ilişkindi. Hukuk fakültelerinde verilen eğitimin kalitesi sistemin temel taşını oluşturmaktadır. Daha önceki bütçe görüşmelerimizde en fazla konuşulan konuların başında gelmekteydi. Şimdi Bakanlık ve YÖK'ün bu konuda ortak çalışmalar yaptığını biliyoruz. Geçtiğimiz süreçte Bakanlığın girişimleri sonucunda Yükseköğretim Kurulunun aldığı kararla hukuk fakültelerine girişte aranan ve 190 bin olan başarı sıralamasının 100 bine yükseltilmesini çok değerli bir adım olarak değerlendiriyoruz. Bu alandaki çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte inşallah önemli bir sorun da ortadan kalkmış olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; Sayın Cumhurbaşkanımızın kamuoyuna açıkladığı reform başlıkları arasında vatandaşların adliyelerde işlerinin kolaylaşmasını ve adalete erişim imkânlarının geliştirilmesini önemsiyoruz çünkü bu konuda en önemli sorunlardan biri, vatandaşın yargıya, adalete erişiminin önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Bu kapsamda, geçtiğimiz yıllarda adliyelerde oluşturulan ön büroların ve danışma masalarının faydalı sonuçlar verdiği tarafımıza bildirilmektedir. Belki bunu bazı muhalefet temsilcileri hatırlamayabilir, unutanlara hatırlatmak gerekiyor, bu görev daha önce adliye önlerinde kurulan çadırlarda arzuhâlciler tarafından fiilen icra edilmekteydi. Artık ön bürolar ve danışma masalarıyla beraber vatandaşımıza daha sağlıklı bir şekilde, daha doğru bir şekilde hizmet verilmektedir.
Yine, önem verdiğimiz bir diğer konuysa yargıda dijital dönüşümdür. Bu kapsamda, her geçen gün sistemimizi yenilemeye devam ediyoruz. Bu alanda yaptığımız çalışmalardan biri de e-duruşmadır. Tüm dünyada duruşmalara sesli ve görüntülü katılım uygulamasına ilişkin arayış artmıştır. Ülkemizde bu uygulamalar 2012 yılında SEGBİS'le başlamıştır, akabinde 2020 yılında ise hukuk mahkemelerinde e-duruşmayla uygulama genişlemiştir. E-duruşma yöntemi duruşma salonlarında oluşan kalabalığı salgın sürecinde ortadan kaldırmıştır; avukatların duruşmaya katılmak için de il dışına çıkma zorunlulukları ortadan kalkmıştır. Bu tarz vatandaş odaklı uygulamaların yaygınlaştırılmasında yarar görmekteyiz. Amaç, vatandaşlarımızın adliyeye gittiğinde işlerinin rahat görülmesi ve hukukun kudretini her yönüyle hissetmeleridir.
Vatandaşlarımızın bazı küçük uyuşmazlıklarının artık basit yargılama usulüyle çözülmesi noktasında önemli adımlar atılmıştır, kapsamı genişletilmiştir. İfade etmek isterim ki basit yargılama usulü, seri yargılama usulü yöntemi önemli çözümler oluşturmuştur. Uzlaşma müessesesi her geçen gün yaygınlaşmaktadır. "Ara buluculuk" kavramı hukuk sistemimizde büyük bir kabul görmüştür, yargıdaki iş yükünü ciddi oranda azaltmıştır.
Değerli milletvekilleri, yine şunu ifade etmek isterim ki: Bizim en önemli düzenlemelerimizden birisi, özellikle -az önce de ifade ettiğimiz gibi- insan odaklı bir yaklaşımı ortaya koymaktır. Bu konuda irademiz nettir, istikametimiz mevcuttur. Ayrımcılığa karşı, nefret suçuna ilişkin önemli düzenlemeler getirdik. Masumiyet karinesini güçlendirmek için lekelenmeme hakkını mevzuata işledik; önemli bir hukuki güvencedir. Tutuksuz yargılamanın esas olduğu ceza adalet sistemini tesis etmek için adli kontrol müessesesinden tutun da tutuklama süreleri için soruşturma ve kovuşturma sürecinde bir sınırlama getirmiş olmamız çok değerli bir uygulamadır. "Onarıcı adalet" anlayışını yaygınlaştırmak için denetimli serbestlik sistemini hayata geçirdik. Elektronik izleme sistemini adalet mekanizmasına tatbik ettik.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İki dakika ek süre veriyorum. Lütfen, toparlayınız.
SALİH CORA (Trabzon) - Tutuklama oranları düşmüştür, asıl olan tutuksuz yargılamadır. Havaalanlarındaki insan hak ve onurunu rencide eden uygulamalara son verdik. Yine, en son, kamuoyunu en çok meşgul eden konulardan birisi çocuk teslimidir. Çocuk teslimi yönündeki mahkeme kararlarının icra müdürlükleri vasıtasıyla infaz edilmesi gibi bir ilkel yöntem ortadan kalkmaktadır; bunu da yargı reformuyla beraber hayata geçirmekteyiz. Ayrıca Mağdur Hakları Daire Başkanlığı, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığı yeniden yapılandırılarak müstakil bir yapıya kavuşmuştur.
Değerli arkadaşlar, ben sözlerimi toparlamak istiyorum. Ben son olarak şunu ifade etmeliyim ki: Mevzuatımızın erişemediği alanlarda Kamu Denetçiliği Kurumu, İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu faaliyetleriyle en ince detay ve ayrıntılarda hukuki işlemler geliştirmektedir. Kişisel Verileri Koruma Kurumu hepimiz için büyük bir hukuki güvencedir; tüm kamu kurum ve kuruluşlarının artık kırk defa düşünüp bir defa karar vermesini hatırlatan bir müessesedir. Bu manada yapılan reformları destekliyoruz, hepsinin arkasındayız, takipçisiyiz. Bakanımıza bu manada gayretlerinden dolayı teşekkür ediyoruz.
Sözlerimin sonunda şunları da ifade etmek istiyorum: Yargımız, demokrasinin, millî iradenin, insan hak ve özgürlüklerinin en önemli güvencesidir. Tarihte eşi ve benzeri az görülmüş ihanetler, hukuksuzluklar ve adaletsizlikler tek tek atlatılmaktadır, hukuk sayesinde bunları atlatmaktayız. Geçtiğimiz yıllarda yargının FETÖ silahlı terör örgütü tarafından kendi amaçları doğrultusunda nasıl kötüye kullanıldığına hep birlikte şahit olduk.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümleleriniz olsun.
SALİH CORA (Trabzon) - Bu kötülükle yargımız hukuk çerçevesinde mücadele etmeye devam etmektedir. Bu münasebetle sizlerin huzurunda Türk yargısına şükranlarımızı sunuyoruz. Her geçen gün daha da geliştirerek yolumuza devam eden, ülkemizin daha da iyi işleyen adalet sistemine olan ihtiyacını gidermeye çalışmaktayız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ek süreniz de dolmuştur.
Teşekkür ediyorum.
Bir cümleyle lütfen...
SALİH CORA (Trabzon) - Bu kapsamda bütçenin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Herkese başarılar diliyorum.