| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi ç)Hâkimler ve Savcılar Kurulu d)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu e)Kişisel Verileri Koruma Kurumu f)Anayasa Mahkemesi g)Yargıtay ğ)Danıştay |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 24 .11.2021 |
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Başlatmadan önce, ben konuşamadım farkındaysanız. "Kalan süreniz" diyorsunuz ama yaklaşık dört dakika konuşamadan geçti zaten. Dolayısıyla, benim...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Dört dakika olmadı, en fazla...
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Kayıtlara bir bakın.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz devam ettiniz, en fazla bir dakika diyebiliriz belki ona.
Bir dakika ilave ediyoruz.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Bir dakika değil, konuşmamın çoğunluğu o şekilde geçti yani ben konuşamadım ki! Nasıl oluyor?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok, siz devam ettiniz, yine söylediniz. En fazla bir dakika belki şey olmuş olabilir, onu bilemem.
Bir dakikayı ilave ediyorum.
Buyurun lütfen.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Devam edeyim.
Toplumsal muhalefetin en küçük eyleminde, protestosunda sokaklara döktüğünüz polisler sıra kadınları korumaya gelince neredeler? 8 Martta haklarını talep eden "Kadın cinayetlerini önleyin." diyen kadınlara saldırma konusunda harcadığınız eforu onları korumaya kullansaydınız bu kadar kadın katledilmeyecekti.
"Çıplak arama yok." dediniz binlerce kadın sizi ifşa etti. Erkeklere haksız tahrik indirimi uygulayan mahkemeler, hayatlarını savunan kadınların, ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınların meşru müdafaa hakkını görmezden geldi. Bugün, Çilem Doğan'ın yaşamını savunduğu için, ölmediği için cezalandırıldığından haberiniz var mı? İpek Er'e cinsel saldırıda bulunan ve ölümüne sebep olan Musa Orhan hâlâ serbest. Neredeyse yedi yüz gün olacak, Gülistan Doku hâlâ bulunamadı, failleri bile bile cezasız kaldı. Muş'un Malazgirt ilçesinde Fatma Altınmakas evli olduğu erkeğin kardeşi Sinan Altınmakas'ın sistematik tecavüzüne uğradı; şikâyet etmek istedi ancak ana dilde yani Kürtçede ifade veremediği için, tercüman bulundurulmadığı için ifadesini veremedi ve sonrasında ne oldu biliyor musunuz? Fatma katledildi.
Kadınların nafaka hakkına da göz diktiniz. Nafakayı sınırlandırmaya, erkeklerin ihtiyaçlarına göre kadınların nafaka haklarından yoksun bırakılması için çalışıyorsunuz.
Evet, şunu bir kez daha söyleyelim: Kadın kazanımlarımıza saldırıyorsunuz, makbul kadınlar yaratmak istiyorsunuz, bizleri dört duvar arasına, evlere hapsetmek istiyorsunuz ama bunu asla kabul etmeyeceğiz, susmayacağız, korkmayacağız, itaat etmeyeceğiz, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceğiz, sizin saltanatınızı da biz sona erdireceğiz ve biz İstanbul Sözleşmesi'nin etkin uygulanması için ne gerekiyorsa onu da yapacağız.
Diğer bir mesele, cezaevlerinde yaşananlar. Hapishanelerde artık neredeyse ihlalin olmadığı bir gün yok, her konuda ihlal var. Ayrımcı infaz yasanızla birlikte siyasi mahpusların koşullarını daha da ağırlaştırdınız. Evet, düşmanla savaş hukuku uyguluyorsunuz, bunu "düşmanla infaz hukuku"na da çevirdiniz; infaz hâkimlikleriyle, idari gözlem kurullarıyla aslında bir intikam alma operasyonuna döndürdüğünüz cezaevlerini.
Siyasi mahpusların, tahliye edilmesi gereken günlerde infazları yakılıyor. Cezaevi yönetimlerinin verdiklerin insanlık dışı, hukuk dışı hücre cezaları, disiplin cezaları yetmiyormuş gibi bir de bunlar yüzünden infazı tamamlanmış olan mahpusların tahliye olması engelleniyor. Yine, cezalarını tamamlamalarına rağmen idare ve gözlem kurullarının kararlarıyla hâlen cezaevlerinde tutulmaya devam edilen 66 siyasi mahpus var, buradan sonra da daha ne kadar artırılacağı da belli değil. Kandıra Cezaevinde tutulan cilt kanseri hastası Murat Aktaş'ın disiplin cezası gerekçe gösterilerek infazı yakıldı. Remziye Polat'ın İzmir Şakran Cezaevinden 11 Ekimde tahliye edilmesi gerekiyordu, pişmanlık dayatmasını kabul etmediği için tahliyesi yakıldı. Mazlum Erdem, Adana Ceyhan M Tipi Cezaevinde sık oda değiştirmesi, su kullanımında tasarruftan kaçındığı gerekçesiyle tahliyesi yakıldı.
Şimdi de yeni bir uygulamaya başladınız, saldırılarınız hiç bitmiyor. Elâzığ 2 No.lu Cezaevinde kantine çıkan, görüşe giden veya kendisine gelen kargoyu almak isteyen siyasi mahpuslara üzerinde suçu terör yazılı bir kart taşıması için baskı yapılıyor. Bu kartı boyunlarına asmayı reddeden mahpuslara da çeşitli cezalar veriliyor. Elâzığ Cezaevinde başlayan bu dayatma, bu insanlık onuruna aykırı dayatma, Silivri 5 No.lu Hapishanesinde de uygulanmaya başlandı, mahpuslar buna itiraz ettikleri için hiçbir haklarından yararlanamıyorlar.
Silivri 7 No.lu Kapalı Cezaevinde, 61 tutukluya halay çektikleri gerekçesiyle bir ay boyunca görüş ve iletişim cezası verildi. Bu konuda görüşmek isteyen Şiar Yıldırım'a Silivri 7 No.lu Hapishanesinin Müdürü, ne diyor biliyor musunuz? "Yanlış anlama ama ben yirmi beş yıldır bu işi yapıyorum, bir imzaya bakar. Düştü, kayboldu demek basit." diyerek ölümle tehdit ediyor.
Aysel Tuğluk, Sayın Tuğluk siyasi parti tarihinde ilk kadın eş genel başkanlardan. Sizin siyasetinize boyun eğmediği için hâlen Kandıra Cezaevinde tutuklu. Annesinin cenazesine yapılan ırkçı saldırılara ve gayriinsanlığa tanıklık etmiş, yaşadıkları hafızasında onarılmaz hasarlar bırakmıştır. Tedavisini, muayene sürecini aylarca sürdüren Kocaeli Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurulu tarafından cezaevinde kalamayacağına dair oy birliğiyle hazırladığı rapora rağmen yıllardır etikten, vicdandan, bilimden ve hukuktan bağımsız bunların hiçbirini dikkate almayan raporlarla gündeme gelen ATK tarafından tam tersi bir rapor hazırlandı. Politik mahpusların ağır ve ölümcül hastalıklarına rağmen mütemadiyen cezaevinde kalabilir şeklindeki tıp bilimine aykırı raporlardan biri de Aysel Tuğluk için verildi ve hastalığı inkâr edildi. Söz konusu gerçeğe aykırı raporla ilgili avukatların üst kurula yaptığı itirazın bir an önce sonuçlanması ve Aysel Tuğluk'un serbest bırakılması gerekmektedir.
Yine, diğer bir mahkûm Mehmet Emin Özkan, yirmi beş yıldır cezaevinde, 5 kez kalp krizi geçirdi, 83 yaşında, ağır hasta, yatağa bağlı, yürüyemiyor, ihtiyaçlarını karşılayamıyor ama siz Mehmet Emin Özkan'ı da tahliye etmeyerek ölüme terk ediyorsunuz. İnfaz erteleme talebi kabul edilmeyen 4'üncü evre kanser hastası Ayşe Özdoğan'ın da hayati tehlikesi var. Tek başına hapishanede yaşamını idare ettiremeyecek durumda, yüzü kanıyor, yemek yiyemiyor, su bile içemiyor ama siz bu kadın da ölsün diye bekliyorsunuz.
Adnan Özel, Tekirdağ 1 No.lu F Tipi Cezaevinde, pek çok kronik hastalığının yanı sıra ileri derecede...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Affedersiniz, ben atladım, yaklaşık bir dakikadır fazladan konuşuyorsunuz.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Şunu bitirebilir miyim? Son kısmı lütfen.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlenizi alayım.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Adnan Özel ileri derecede Behçet hastası, ileri derecede görme kaybı var, tedavi edilmemesi durumunda kısa sürede kalıcı körlüğe yol açacak. Son altı aydır hastalığına uygulanan tedavi yanıt vermediğinden ölümcül yan etkileri olan yeni bir tedaviye başladı. Adnan Özel, karantina uygulaması bahanesiyle tek kişilik hücrede tutuluyor ve havalandırma kapısı bile açılmıyor.