KOMİSYON KONUŞMASI

OYA ERSOY (İstanbul) - Teşekkürler Başkan.

Sayın Bakan, sunumunuzda kadına yönelik şiddete dair bir bölüm vardı ve geçen sene de benzer bir sunum yapmıştınız.

Ben, öncelikle, geçen yıl Bakanlığınızın bütçe sunumunda "Yerine getirdik." dediklerinizi yaptınız mı, bunu öğrenmek istiyorum. Birtakım sorular soracağım ve bu soruları sorarken aynı zamanda 2021 yılı boyunca özellikle kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve kadın katliamları konusunda size sorduğumuz soruların hiçbirine yanıt alamadığımızı da belirtmek istiyorum.

Bu sene de benzer bir şeyden bahsettiniz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi çalışmalarınızda, geçen sene, kadına yönelik şiddetle mücadelede kurumsal iş birliği ve eş güdümün arttırılmasına dair protokol imzaladığınızı, Adalet Bakanlığının da bu kapsamda üzerine düşen sorumlulukları hızla hayata geçirdiğini anlatmıştınız. Kadına karşı şiddetle mücadele konusunda kurumsal sorumlulukların altını çizen genelgenin güncellendiğini söylemiştiniz. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamındaki tedbir kararlarında uzmanlaşmanın sağlanması amacıyla tedbir mahkemelerinin hayata geçirildiğini, aile içi ve kadına yönelik şiddet vakalarının cumhuriyet başsavcılıklarında kurulan özel bürolarda görevli cumhuriyet savcıları tarafından takip edildiğini hatırlatmıştınız. Bu sene de yine aynı şeyleri ifade ettiniz. Yapılan bu çalışmalar sonrasında, elinizde kadına yönelik şiddette bir azalma olduğuna dair karşılaştırmalı bir veriniz var mıdır? Geçen yıl aldığınız bütçeyle kadına yönelik şiddetin önlenmesi için ne yaptığınızı öğrenmek istiyoruz.

Yine, hâkim ve savcı atamalarından, eğitimlerden bahsettiniz. Kadın hâkim ve savcı sayısı arttı mı? Ben size yine birtakım verilerden bahsedeceğim özellikle kadına yönelik şiddete dair. Sadece 2021 yılının başından 23 Kasım tarihine kadar üç yüz yirmi altı günde en az 285 kadın erkekler tarafından katledildi; erkekler tarafından katledilen 193 kadının ölümü basına "şüpheli" olarak yansıdı. Sadece kasım ayında -içinde bulunduğumuz ayda- yirmi üç günde erkekler 29 kadını katletti ve 41 kadını da yaraladı. Bu kadınların 173'ü ev içinde, 82 kadın sokakta, ormanlık alan ve iş yeri gibi ev dışındaki alanlarda katledildi. Biz şunu görüyoruz ve kadın hareketi sokaklarda ve meydanlarda defalarca bunu ifade ediyor çünkü bizim için çok yaşamsal: Kadınlar en yakınındaki erkekler tarafından evlerinde, iş yerlerinde, gündüz sokak ortasında, işe giderken, markete giderken katlediliyor Sayın Bakan. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin boyutu artık bir kadın kırımı hâline gelmiştir.

Peki, siz ne yaptınız? Bu bir sene içinde bu kadar kadın katledilirken tek adamın gece yarısı kararnamesiyle "İstanbul Sözleşmesi'nden çıktık." dediniz. İstanbul Sözleşmesi'ne karşısınız, evet, biliyoruz. Bunun kaynağı, İstanbul Sözleşmesi'nin özellikle şiddetin kaynağını "eşitsizlik" olarak tanımlaması ve eşitsizliği kaldırmayı hedeflemesi, kadına yönelik şiddete karşı taraf devletlere birtakım yükümlülükler yüklemesi. İstanbul Sözleşmesi şiddeti önleme, şiddete maruz kalan kadınlar için koruyucu tedbirler alma, etkin kovuşturma ve cezalandırma yapma, ulusal ve uluslararası kadın örgütleriyle birlikte erkek şiddetini önleyecek bütünlüklü politikalar geliştirme yükümlülüğü verir ve kadınları şiddetten, istismardan, cinayetten koruyan, hayati önem taşıyandır bizim için. Bir gecede verdiğiniz çekilme kararı -çok açık- erkekleri güçlendirmiştir ve kadınları zayıflatmıştır. Toplumsal cinsiyet eşitliğini ortadan kaldırmaya dönük her hamleniz, her bir açıklamanız kadınlara, çocuklara, LGBT+'lara şiddet olarak dönmektedir, veriler de bunu göstermektedir.

Mahkemelerde kadın katillerine haksız tahrik ve iyi hâl indirimleri havalarda uçuşuyor Sayın Bakan. Ölmemek için meşru müdafaa hakkını savunan Çilem Doğan on beş yıl hapse mahkûm edildi. Aleyna Çakır'ın katili Ümitcan Uygun'un sokaklarda elini kolunu sallayarak gezmesine izin verildi. Peki, ne oldu? Esra Hankulu da katledildi. Özellikle, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine dair Danıştayın karar vermesini bekliyoruz; evet, usulen verdiği karardaki muhalefet şerhine dikkat çekiyoruz. Hukuken, kesinlikle ve kesinlikle hiçbir gerekçeye dayanmayan böyle bir çekilme kararının yok hükmünde olduğunu söylüyoruz biz. Buradan, özellikle "İstanbul Sözleşmesi yaşatır." diyor ve 6284 sayılı Yasa'nın tam ve etkin uygulanması gerektiğini bir defa daha ifade etmek istiyorum.

Yine, çocuk istismarı "Sözleşmeden çıktık." denildikten sonra çok ciddi anlamda artma göstermiştir. TÜİK verilerine göre Türkiye'de son on sekiz yılda 542.821 kız çocuğu doğum yapmıştır, bu çocukların 20.392'si 15 yaş altındadır ve cinsel suçların yüzde 46'sı çocuklara karşı işlenmektedir. Çocuğun cinsel istismarında Türkiye dünya listesinde 3'üncü sırada yer almaktadır. Çocuklar her türlü fiziksel, cinsel istismardan korunamamaktadır; bu rakamlar bunu göstermektedir. Peki, siz ne yaptınız? "Dördüncü yargı paketi..." dediniz, sunumunuzda da vardı, cinsel istismar suçlarında ispat yükümlülüğü getirdiniz Sayın Bakan. Şiddeti önlemeniz, şiddete karşı kadınları korumanız, çocukları korumanız, şiddet faili erkekleri cezalandırmanız gerekirken, cinsel istismar suçlarını ispat yükümlülüğü getirerek yine fail erkekleri koruyacağınızı gösterdiniz. Cinsel istismar suçlarında kadının beyanı esastır, çocuğun beyanı esastır ve somut delil istenmesi özellikle çocuklarda travmayı daha fazla derinleştirmektedir; çocuğun üstün yararı olmalıdır diyorum.

2019 yılında çocuk istismarında yargılanan 6.420 kişinin dosyası beraatle sonuçlandırıldı. Bu beraatler dışında, 222 de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı var Sayın Bakan. Çocuğa yönelik istismar dosyasında hüküm verildiyse, buna ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez. Bu, istismarcıya "Sen ne yaparsan yap, ben seni cezalandırmayacağım. Üstelik, istismar ettiğin kişiyle birlikte yaşamaya devam et." demektir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım lütfen.

OYA ERSOY (İstanbul) - Son sözlerim.

Bir sürü örnek verebilirim size. Sadece 17 yaşında Z. Ç. aileden bir erkeğin cinsel istismarına maruz bırakılıyor, sanık Osman Ç. ilk duruşmada tahliye ediliyor ve davul zurnayla karşılanıyor. Mahkeme başkanının duruşmada sorduğu soru ne biliyor musunuz Sayın Bakan? "Neden bağırmadın, neden ses çıkarmadın?"

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sürenizi aştınız.

OYA ERSOY (İstanbul) - Sanık hâlâ tutuksuz yargılanıyor ve biz şunu diyoruz: Bugün ihtiyacımız olan şey gerçek adalet, gerçek adalet, gerçek adalet.