| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi ç)Hâkimler ve Savcılar Kurulu d)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu e)Kişisel Verileri Koruma Kurumu f)Anayasa Mahkemesi g)Yargıtay ğ)Danıştay |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 24 .11.2021 |
YUNUS EMRE (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, Adalet Bakanlığının kıymetli bürokratları; ben de hepinizi saygıyla selamlayarak başlıyorum.
Sayın Bakan, malum olduğu üzere, bütün Avrupa'da insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü konularında çalışan önemli bir uluslararası örgüt, Avrupa Konseyi var ve biz Türkiye olarak Avrupa Konseyinin kurucu üyelerinden biriyiz. Adalet Bakanlığını da o mesele yakından ilgilendiriyor çünkü Avrupa Konseyi nezdinde felaket bir durumumuz var ve Bakanlığınızdaki uygulamalar bu konuyla doğrudan ilgili. Özellikle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2 davadaki kararları büyük önem taşıyor. Bunlardan birisi, Demirtaş, birisi Kavala kararı. Ben, bu karar metinlerini okuduğumda dehşete kapıldım, bunu söylemek istiyorum. Türkiye açısından ne yazık ki utanç verici bir manzara gördüm.
Sayın Bakan, Demirtaş'la ilgili kararda 2 önemli nokta var: Birisi, İngilizce metnin 121'inci sayfası, 427 numaralı paragrafta Bakanlığınızın mahkemeye yalan söylediği belirtiliyor. Bununla ilgili bir yanıtınız da olmadı, ben, bunu merak ediyorum; lütfen, sonunda açıklamanızı istirham ediyorum. Bakın, Bakanlığınızın gönderdiği açıklamada, aynı zamanda, Büyük Dairede yapılan duruşma sırasında da Bakanlığınızın sadece HDP'li milletvekillerinin mahkûm olmadığını, AKP'li, CHP'li ve MHP'li milletvekillerinin de mahkûm olduğunu belirttiği söyleniyor karar metninde. Ancak AKP'li ya da MHP'li mahkûm olan milletvekilinin dokunulmazlıkları kaldırılanlar arasında bulunmadığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Adalet Bakanlığının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yalan beyanda bulunduğu mahkeme kararıyla tescil edilmiş oluyor. Bu, Türkiye açısından ne yazık ki utanç verici bir manzara. Bunun yanında, yine, Demirtaş kararında Türkiye'de bu uygulamayla, Demirtaş'ın başına gelenlerle bir siyasi partiye siyaset yaptırılmamak istendiği kayıt altına alınıyor ve 18'inci maddeden Türkiye mahkûm ediliyor. Kavala örneğinde de yine, çok acı bir manzara var: Kavala'nın başına geleni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir bireysel hak ihlalinin çok ötesinde bir mesele olarak ele alıyor ve diyor ki: "'Türkiye'de insan hakları savunulamasın, insan haklarını savunacak kişiler, aktivistler, insan haklarıyla ilgili sivil toplum örgütleri çalışamasın, onların faaliyetleri caydırılsın.' diye bu hadise oluyor." diyor. Bu, utanç verici bir manzara, bu, utanç verici bir manzara Sayın Bakan. Ben, size sormak istiyorum: Kavala'nın beraat ettiği gün daha önce tahliye edildiği bir davadan ötürü tutuklanmış olmasını siz bir hukukçu olarak, Adalet Bakanı olarak nasıl ele alıyorsunuz bunu merak ediyorum.
Sayın Bakan, değerli arkadaşlar, düşünün ki Türkiye'de insan haklarını koruyacak olan Adalet Bakanlığı insan haklarının Türkiye'de korunması konusunda çalışacak sivil toplumcuların caydırılmasına neden olmakla suçlanıyor; sesiniz çıkmıyor, bir yanıt vermiyorsunuz. Türkiye çok acı bir manzarayla özellikle, bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bakımından karşı karşıya bulunuyor. Geçtiğimiz yılki faaliyet raporunda yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2020 yılının faaliyet raporunda, Türkiye'den gelen başvuruların yüzde 27 arttığı belirtiliyor. Mahkemenin önündeki 62 bin davanın 11.750'si Türkiye'den, Türkiye 2'nci sırada, ama son beş aydaki duruma bakıldığında, daha doğrusu 2021 yılının ilk beş ayına bakıldığında Türkiye Rusya'yla farkı kapatıyor; Rusya'dan 14.150 dava, Türkiye'den 13.350 dava. Sayın Bakan, az kaldı, bu gidişle faaliyetlerinizle Rusya'yı da geçmiş olacağız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Ben, tekrar bu soruları yöneltmek istiyorum. Bu kararlar hakkında ne diyorsunuz? Bu kararlardaki kayıt altına alınan uygulamayla ilgili ne diyorsunuz? Bakanlığınızın mensuplarının, sizlerin mahkemeye yalan beyanı arkasından hangi işlemleri yaptınız; bunu da duymak istiyoruz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.