AYHAN EREL (Aksaray) - Teşekkürler.

Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli bakan yardımcılarım, değerli Komisyon üyeleri, Adalet Bakanlığının çok kıymetli bürokratları; ben de partim İYİ Parti adına hepinizi selamlıyorum.

Sayın Bakanım, kamuoyunda, vatandaşta, adalet çalışanlarında gerçekten söylemlerinizle, eylemlerinizle güven veriyorsunuz, vatandaşımız sizi seviyor, söylemlerinize, eylemlerinize güveniyor ama şahsınıza olan bu güven adalet mekanizmasına geldiğinde yüzde 30'ların üzerine çıkamıyor. Yani burada, nerede bir sıkıntı var? Kanun uygulayıcıları sizin talimatlarınızın, sizin dik duruşunuzun, sizin adaletin bağımsız, tarafsız, korkusuz olması yönündeki beyanlarınızın, tavsiyelerinizin, telkinlerinizin dışında hareket alanı mı buluyor? Kamuoyunun bu bağlamda endişeleri ve şüpheleri var.

Mevlâna der ki: "Adalet nedir? Adalet, ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikeni sulamak. Adalet; bir nimeti yerine koymak, her su çeken tohumu sulamak değil. Zulüm nedir? Bir şeyi yerinde kullanmamak, yeri olmayan yere koymak, bu da kötülüğe kaynak olur. Adalet, her şeyi layık olduğu yere koymaktır." Acaba, sizin bu kadar fedakâr çalışmanız karşısında uygulayıcılar adaleti tam yerine koyamadığı için mi kamuoyunda adalete olan güven sarsılıyor? Bu konu üzerinde bir araştırma yapılırsa zatıalinizin çalışmalarının, çabasının, gayretinin adalete olan güveni zirveye çıkaracaktır diye düşünüyoruz.

Bugün Öğretmenler Günü; ben de bir öğretmen olarak, öğretmenlerin gününü kutluyorum. Çocuk teslimiyle ilgili çok güzel bir düzenleme yapıldı. Bundan sonra, çocuk tesliminde öğretmenlerin de görev alacağı söyleniyor. Atanamayan 500 bine yakın öğretmen içerisinde, büyükşehirlerde oluşacak ofislerde -diyelim ki- 0-5 yaş grubu çocuk tesliminde anaokulu öğretmenleri, 5-11 yaş grubunda ilkokul öğretmenleri, daha üst yaş grubunda, 18 yaşa kadar olanlarda da psikolojik danışman ve rehberlik öğretmenleri kadrolu olarak görevlendirilirse hem bu gençlere bir istihdam alanı yaratılacağı hem de kanunun amacına uygun bir şekilde çocuk tesliminin psikolojik travmalara neden olmadan yerine getirileceği düşüncesindeyiz.

Ben hukukla ilgili bir konuşma hazırlamıştım ama diğer arkadaşlar o konulara çok temas ettiler. Kamuoyunun yakından beklediği, sizin de vaatleriniz arasında olan Vergi Usul Kanunu'nun 359'uncu maddesinin bir an önce uygulamaya konulması gerekiyor. Hatta, ne derece doğru bilemiyorum, bazı mahkemelerin bu konuda bir düzenleme yapılacağından dolayı dosyaları, davaları erteledikleri söyleniyor. Yani vatandaş bu konuda çok büyük beklenti içerisine girdi. Bilemiyorum, Maliye Bakanlığıyla ilgili Adalet Komisyonundaki arkadaşlarla görüştüğümüzde "Görüşmeler devam ediyor, o sorunu aştığımızda bu kanunla ilgili düzenleme yapılacak." deniliyor ama bir an önce yapılması toplumda huzuru, barışı sağlayacak diye düşünüyoruz.

Yine, sosyal medyada, sizlere de intikal eden bir ehliyet affı talebi var. Bu, hukuki düzenlemeyle mi olur bilemiyorum. Özellikle, taksirle, olası kastla, bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermeyen, organ kaybına, iş gücü kaybına sebebiyet vermeyenlerin dışındaki, ehliyeti elinden alınan insanların en azından bu zor şartlar altında... Ya diğer bakanlıklarla da -sizin Bakanlığınız alanında değilse bile- görüşüp -gerçekten, 1 milyonun üzerinde mağdur olduğu söyleniyor, çoluğuna çocuğuna ekmek götüremediklerini söylüyorlar- bir inceleme yapılırsa toplumsal bir barış sağlanır diye düşünüyoruz.

Yine, bilirkişilerin bir talebi var. Adliyelere giriş çıkışlarda sorun yaşadıklarını, tıpkı avukatlara, hâkim ve savcılara verilen kart gibi bilirkişilerin de rahatlıkla o giriş kapılarından giriş çıkış sağlaması için bir izin kartı verilmesinin uygun olacağı söyleniyor. Yine, özellikle, kalabalık dosyaları bilirkişilerin evlerine veya iş yerlerine götürmelerinde sıkıntı olduğundan adliyelerde bilirkişilerin çalışabileceği bir oda düzenlemesinin de uygun olacağı kanaatindeyiz.

Ben çok teşekkür ediyorum. Bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum.