| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi ç)Hâkimler ve Savcılar Kurulu d)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu e)Kişisel Verileri Koruma Kurumu f)Anayasa Mahkemesi g)Yargıtay ğ)Danıştay |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 24 .11.2021 |
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri...
Sayın Bakan, size kısa sorularım olacak.
Bu ay başında, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı, işgüzar bir savcının talebi nedeniyle bir avukat arkadaşımızın evinde önce arama yapıldı. Bu arkadaşımız, duruşma için Ankara dışında olduğundan dolayı, evde olmadığından dolayı önce kendi apartmanında komşularına karşı itibarsız hâle getirildi. Sonra arkadaşımız, kendiliğinden, telefonla haber alması üzerine savcılığa başvurduğunda nezarete alındı ve üst araması yapıldı. Bir avukatın, Sayın Bakanım, bir avukatın üst araması yapılıyor ve bununla da yetinilmedi; bu avukat arkadaşımızın ifadesini alan sayın savcı -sayın savcı demek aslında yanlış ama- Cumhurbaşkanına hakaret suçundan dolayı bir avukatı Adli Tıbba sevk ederek akli dengesinin yerinde olup olmadığı hakkında rapor istedi. Size belgeleri takdim edeceğim, Ankara'da oluyor Sayın Bakanım. Adli Tıptaki uzman doktor, gelen arkadaşımızın aklının son derece yerinde olduğunu raporuna dercetti. Bu sayın savcı yetinmedi, avukat hakkında tutuklama talep etti. Ankara Barosu mensubu arkadaşımız on iki saat boyunca adliyede, kendi çalıştığı adliyede yani kendi arkadaşlarının gözü önünde, hâkimlerin, savcıların gözü önünde itibarı beş paralık edilerek on iki saat boyunca tutuldu. Sonunda, gece yarısı hâkim tarafından serbest bırakıldı.
Şimdi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 19 Ekim 2021'de verdiği Vedat Şorli kararıyla, Cumhurbaşkanının herkesten daha çok korunmasının gerekmediğine dair ve Cumhurbaşkanına hakaret suçlarının genel hakaret suçlarından sayılması gerektiğinden bahisle bir karar verdi ve Türk Ceza Kanunu'ndaki 299'uncu maddenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uyumlu hâle gelmesi konusunda bir karar aldı ve Türkiye'yi bu konuda 7.500 euro tazminata mahkûm etti.
Sayın Bakan, bendeki bilgilere göre Cumhurbaşkanına hakaretten dolayı 160 binin üzerinde dava var, 3.625 tanesi hapisle cezalandırılmış. Türkiye'yi önümüzdeki süreçte önemli bir tehlike bekliyor. Bütün bunları çarptığınız zaman Türkiye'nin kasasından, sizin benim cebimden çıkacak dünya kadar tazminatla karşı karşıyayız. Sorum şudur: Bir avukatın, böylesine bir işleme maruz bırakılması hakkında -ki mesleğimizi korumak hepimizin ve en başta sizin de göreviniz- ne yapmayı düşünüyorsunuz? Ben belgeleri size takdim edeceğim birazdan. İkincisi, Cumhurbaşkanına hakaret suçunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uyumlu olması yönünde karar veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı doğrultusunda, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen 299'uncu maddeyle ilgili bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda neler yapacaksınız? Ve önümüzdeki süreçte Türkiye'yi bekleyen tazminatlarla ilgili bir çalışmanız olacak mıdır?
Sayın Bakanım, bugün Hâkim ve Savcılar Kuruluna bir üye seçtik. Hâkim ve Savcılar Kuruluna seçtiğimiz üye avukat kontenjanından geldi. Ben de Komisyonda görev yaptım, ısrarım ve talebim şuydu: Sadece şekli şartları değil, etik değerleri de inceleyelim. Hukuk diploması var mı, kaç yıl çalıştı? Bunların dışında geçmişinin de sorgulanması gerekir çünkü geçmişinde siyasi partilere aidiyeti bilinen ve bu konuda sosyal medyada da aktif bir şekilde faaliyet gösteren kişilerin hâkimliğe alınmasının sakıncalı olduğunu düşünüyorum. Bir hâkim ya da savcı, milletvekili adayı olmak için ya da yerel yönetici adayı olmak için başvurduktan sonra aday olamazsa ya da seçilemezse mesleğe dönemiyor ama biz avukatlık boyunca siyaset yapmış bir kişiyi bugün HSK'ye seçtik Sayın Bakanım. Bu, HSK'nin de tarafsızlığına çok ciddi gölge düşürmektedir. Çift maaş alan bu sayın üyenin durumuyla ilgili vicdanlarınızda ne düşünüyorsunuz?
Saygılar.