RAFET ZEYBEK (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, evet, devletin temeli adalettir, adaletin temeli bağımsız yargıdır. Eğer bağımsız yargıyı sürdürülebilir yapacaksak da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun bağımsız olması zorunludur. Ben, Sayın Bakanın çok iyi niyetlerle yargı için birtakım çalışmalar yaptığını "yargı reform paketi" adı altında gelen kanun tekliflerinin birçoğunu bizim de desteklediğimizi belirtiyorum. Ama bunlar yeterli mi diyorsanız, maalesef... Yargının Türkiye'de çok temel 2 sorunu var. Yargının bağımsızlık ve tarafsızlık sorunu ve liyakat sorunu vardır.

Değerli arkadaşlarım, özellikle, Hâkimler ve Savcılar Kurulundan bahsedeceğim. Evet, hâkim ve savcıların gözü kulağı olan Hâkimler ve Savcılar Kurulu eğer bağımsız ve tarafsız karar veremiyorsa, etki altında kalıyorsa eğer üzerinde bir siyasi etki hissedebiliyorsa orada bizim yargıyı bağımsız kılmamız mümkün değil. Onun için, temel sorunların başında gelen bağımsızlığı sağlamanın yolu bugün Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yapısını değiştirmekten geçmektedir. Eğer biz, bunu sağlayamazsak hiçbir şekilde Türkiye'de bağımsız ve tarafsız bir yargı oluşturamayız.

Değerli arkadaşlarım, biliyorsunuz, haziran ayında Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin 7'sini Meclis tarafından seçtik. Bugün yine, 1 üyenin istifa etmesi sonucu 1 üyelik için daha seçim yaptık. Ama hepimiz biliyoruz ki yani bu seçimlerin nasıl yapıldığı, bu adayların kimler olduğu, kimler tarafından belirlendiği çok açık şekilde, hepimizin gözleri önünde oldu. Hatta öyle ki o seçtiğimiz 7 üyeden birisi istifa etti, istifa ederken sosyal medyada bir paylaşım yaptı, onun bir kısmını okumak istiyorum: "HSK üyeliği görevinden Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'yle yaptığımız istişare sonucunda istifa etmiş bulunmaktayım."

Şimdi, değerli arkadaşlarım, eğer bir Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyesi, bir siyasi partinin genel başkanının yönlendirmesi sonucu istifa ediyorsa orada ne olur? "Hâkimler ve Savcılar Kurulu bağımsız görev yapıyor, bütün hâkimlere, savcılara eşit hareket ediyor." demeyin lütfen. Yani eğer biz sorunları kabul edemezsek asla çözemeyiz. Ben görev yaptığım dönemde 2010 yılından sonra yapılan Hâkimler ve Savcılar Kurulu seçiminde dedik ki: "Ya, bu yargı milletindir, bir cemaate teslim edilemez." 2013 yılının 17-25 Aralığına kadar "Yargı bağımsızdır, yargı tarafsızdır, yargı tarafsız görev yapıyor." dediniz ama 2013 yılında yargının FETÖ'nün talimatları altında olduğu açık olarak görüldü. Onun için, dün, FETÖ'nün kontrolü altına alınan yargı eğer bugün yürütmenin kontrolündeyse bu ülkede hiçbir kişi adalet dağıtma iddiasında bulunmasın. Evet, istiyoruz, ben çok inanıyorum, Bakanımız da bu ülkede herkese adalet dağıtılsın istiyor ama bu mevcut sistemle, bu Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'yla, bu Anayasa değişikliği yapılmadığı sürece maalesef biz o adaleti dağıtamıyoruz. Öncelikle, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yapısının değiştirilmesi gerekiyor ama şunu özellikle söylüyorum: Eğer bu yapılamıyorsa ki biz yapacağız geldiğimiz zaman.

Gerçekten, bir sorunumuz da liyakat. Eğer mülakat varsa liyakat yoktur değerli arkadaşlarım, ben bunu hep söylüyorum, mülakatın olduğu yerde liyakat olmaz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Tamam bitiriyorum.

Sayın Bakan, hiç olmazsa mülakatı kaldırın ya da kontrollü yapın, örneğin bir kamera kaydı yapın. Yani ne soruldu, ne cevap verildi, doğru mu yanlış mı seçeneği olsun, yoksa herkes kendine bir referans aramasın artık, hâkim ve savcı adayları.

Teşekkür ediyorum.