| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d)Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 25 .11.2021 |
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Sayın Başkan, kıymetli vekiller, Sayın Bakan; Sağlık Bakanlığının 2022 bütçesiyle ilgili görüşlerimi ifade etmek istiyorum.
Bakanlık bütçesinde yaklaşık yüzde 50'lik bir artış görüyoruz ancak buna sevinemiyoruz. Neden mi? Bu artış sadece kâğıt üzerinde kaldı. 116 milyar liralık yani 12 milyar dolarlık Bakanlık bütçesinin kur artışından dolayı 9 milyar dolara gerilediğini görüyoruz, böylece Bakanlık bütçesinde bir ayda yüzde 25 erime söz konusu. Aslında baştan da açık verildi ve hükmünü yitirdi bu süreç. Bugün döviz kuru halk sağlığını yutan kara deliğe döndü. Bu bütçeyi geri çekip güncellemeyi düşünüyor musunuz?
Bunun dışında, Sayın Bakan görünen köy kılavuz istemiyor; aslan payı yine şehir hastanelerinin kirasına ayrılmış. Üzülerek söylemeliyim ki şehir hastanelerinin mevcut giderleri dolardan daha hızlı artıyor. 2020'de bu hastanelere 8 milyar liralık yapılan ödeme 2022'de 3 kat artmış, 21 milyar lira ödenecek yani saatte 2,5 milyon lira şehir hastanelerine harcanacak. Oysa bugün sayıları binleri geçen SMA hastası çocuklarımız ve daha nicelerinin tabloları ortadayken önceliğiniz beton değil, insan olmalıydı diye düşünüyorum ancak bugün hastane işleten müteahhitlerle, daha çok -milyarların aktarıldığını- yol yüründüğünü görüyoruz; işte itirazımız ve isyanımız tam da buna.
Diyeceksiniz ki: Hastane demek, şifa demek. Haklısınız ama bu bütçede şifa olacak bir tablo da görmüyoruz. Neden mi? Koruyucu sağlık programına ayrılan bütçe ortada, yetersiz. Bu yıl için de yaklaşık 39 milyar lira verilmiş, 10 milyar lira burada personel ve SGK gideri olarak çıkarılırsa koruyucu sağlık için kişi başına aylık 28 lira düşüyor. Allah aşkına, bir grip aşısı 117 lirayken bu parayla halk sağlığını korumak sizce mümkün mü Sayın Bakanım? Kaldı ki büyük bir ilaç krizi de kapıda gene. Bakın, Diyarbakır'dan bir anne aradı, ensefalit hastası olan, nöbet geçiren çocuğu için "Clobium 10" ilacını bulamadığını sesi titreyerek aktardı bana. Sayın Bakanım, ilacın temini ve tedavinin Ankara'da devamı için talimatınızın yeterli olduğunu düşünüyorum. Böylece Muhammet Emir evladımıza umut olurken Necla annenin de yüzünü güldürmüş olacağız.
Gelelim koruyucu sağlığın yapı taşı olan aile hekimlerine. Burada, etkin sağlık hizmeti için nüfus sayısı belirleyici olmalı diye düşünüyorum. Bu bütçede aile hekimine düşen kişi sayısı 2.800 olarak hedeflenmiş. Bu tutumun sağlık alanında daha fazla ticarileşmekten başka bir işe yaramayacağını düşünüyorum. Nitelikli hizmet için kişi sayısının 2 bin olarak yenilenmesini talep ediyorum.
Öte taraftan, pandemi sürecinde halk sağlığı taramaları da aksadı, kamu hastaneleri bütünüyle pandemi hastanelerine dönüştürüldü. Tablo buyken 2020 yılında meme kanseri erken teşhis oranını da yüzde 50,5; veri olarak açıkladınız. Bu verinin kaynağı ne, bunu merak ediyorum çünkü 2019'da Türkiye'de yapılan, meme kanseri tanısıyla ilgili bir araştırma var, evre 0'da yakalanan kadınların oranı yalnızca yüzde 4,7; evre 1'de yakalanan kadınlarımızın oranıysa yüzde 28,5 olarak belirtilmiş. Bu tabloya baktığımızda, kanıta dayalı bir açıklama mı, bunu merak ediyorum ya da bize net bilgi verilmesini rica ediyorum.
Bir de diş hekimleriyle ilgili, özellikle sahada filyasyonda çalışan hiçbir hekim grubu kalmadığı hâlde diş hekimleri hâlâ filyasyon yapıyor; bunu etik bulmuyorum. Ayrıca, 103 diş hekimliği fakültesi var, istihdam fazlası diş hekimi mezun oluyor, bunların azaltılmasını talep ediyorum.
Bunun dışında, gelelim sağlıkta şiddet konusuna. Eğer gerçekten önlemek istiyorsanız sağlıkta şiddeti, koruyucu sağlık hizmetlerine daha çok ödenek vermek zorundasınız çünkü bu hizmetlere erişemeyen yurttaşlarımız ikinci basamak alanına yükleniyor ve beraberinde şiddet daha da artıyor, katmerleniyor. Yine, ne yazık ki Şiddeti Önleme Yasası algıyı yönetmekten ileri gidemedi, geçtiğimiz yıl yaşanan 12 bin vaka da aslında bunun en net kanıtı. Küçük bir AVM'de bile x-ray cihazından geçilirken, kontroller yapılırken sağlık kuruluşlarına elini kolunu sallayarak silahlı insanlar girebiliyor ve sağlık emekçilerimiz bu başıboşluğa isyan ediyor. Bu cihazların konulmasının zor olmadığını düşünüyorum Sayın Bakanım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın İlgezdi, süreniz tamamlandı ama arkadaşlardan iki dakika daha ilave ediyorum sürenize.
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Sağlıkçıların yaşadığı sorun sadece fiziki değil, sağlıkta dönüşüm sistemi aslında psikolojik şiddete de vesile oluyor. Hekimleri parça başı iş yapar gibi beş dakikada bir hasta bakmaya zorlamak aslında hasta-hekim ilişkisini de zedeliyor, bunu siz de biliyorsunuz. Meslek onurunu hiçe sayan hızlandırılmış muayene uygulamasının acilen geri çekilmesini talep ediyoruz.
Gelelim SABİM hattına: Asılsız ihbarlar, şikâyetler var burada. Gerçi pandemi döneminde siz "Şikâyetleri dikkate almayınız." dediniz, teşekkür ederiz. Ancak buranın yeniden revize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Pandemi demişken Covid hâlâ meslek hastalığı sayılmıyor, yıpranma payları verilmiyor. Oysa siz kaybettiğimiz sağlık emekçilerinin şehit sayılmasından memnuniyet duyacağınızı ve Covid'in meslek hastalığı olması gerektiğini ifade etmiştiniz. Bu konuda gerçekten çaba sarf ettiğinize tanığım fakat sizin bu yöndeki isteğinizi kimler engelliyor, neden engelliyor; bunu bilmek istiyorum. Emekçilerimizin bir de ek ödeme değil, tek ve güvenceli ödeme talepleri var. Bu yönde çalışmalar yapacağınızı umut etmek istiyorum.
Gelelim iktidarın pandemi yönetimine: Yirmi aydan beri olgu ve ölüm sayılarının yaşa, cinsiyete, mesleğe, illere sosyal sınıflara göre dağılımını bilmiyoruz; talep ediyoruz ama açıklanmıyor. Şeffaf olmayan bu yaklaşım güven vermiyor. Bu güven kaybı da en güçlü olan silahımız aşıyı vuruyor yani aşı karşıtlığı artıyor, tereddütler artıyor.
Sayın Bakan, kayıpları önleyebilmek adına daha radikal adımlar atmanız gerektiğini düşünüyorum. Zira, temenni hayat kurtarmıyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerini alalım lütfen.
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Yine, Tedavi Edici Sağlık Programı'nda 2022 için kişi başı hekime müracaat sayısını 9'a çıkarmışsınız. Oysa İsveç'te bu sayı -ki yaşlı nüfusu fazla- 3'te. Biz, bu sayının 9'a çıkarılmasını açıkçası garantili hasta anlayışına yorumluyoruz, bunu ifade etmek isterim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın İlgezdi, süreniz tamamlanmıştır.
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Son olarak şunu söyleyeyim: Bağımlılıkla Mücadele Programı'nda Hazine ve Maliye Bakanlığı dururken Yeşilaya Sağlık Bakanlığının bütçesinden ödenek aktarılmasını doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - 187 milyonluk bu ödeneği kendi emek gücünüz ve kurumunuza daha etkin kullanabilirsiniz diye düşünüyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şimdi...
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Sayın İlgezdi, Hazine ve Maliye Bakanlığı...
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Ama gene de sizden aktarılması daha doğru...