| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d)Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 25 .11.2021 |
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
(Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, ikili diyalog... Sonra görüşürsünüz, şimdi devam etmek zorundayız.
Tekrar Burhanettin Bey'in süresini başlatalım lütfen.
Buyurun.
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bilmiyorum farkında mısınız ama tarihe geçiyorsunuz. Türkiye'de savaş yok, kıtlık yok ama ilaç eksikliği var, ilaç kıtlığı var. Bu konuda vatandaşlar nasıl un, şeker stokluyorsa eğer ilaç bulursa ilacı da stoklamaya başladılar. En basit ağrı kesiciler, grip ilaçları, özellikle çocuklarda antibiyotikler... Bu konuda, eczanelere gittiklerinde eğer ellerinde bir reçete varsa 5 kalemin 2'sini, 3'ünü bulur hâldeler ve bu sizin Bakanlığınıza nasip oldu, hayırlı olsun(!) Bu sorunun...
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - İnşallah, ilaç firmalarıyla bir yakınlığınız yoktur.
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Ne yoktur?
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - İlaç şirketleriyle umarım bir yakınlığınız yoktur.
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Ya, bakın, Sayın Bakan, geçen bütçede de bu, PCR testine ilişkin size bir laf söyledim "Sizin kendi hastaneniz bunu yayınladığınız genelgeden daha pahalıya yapıyor; hastanede daha pahalı, daha çok ücret alıyorsunuz." diye, siz oradan "Yalancı." dediniz. Ben o gün anlamamıştım, şimdi yine aynı şeyi yapıyorsunuz. Siz böyle bir iddiada nasıl bulunabilirsiniz ya? Ben insanların eczaneye gidip ilaç alamadıklarından bahsediyorum, siz de diyorsunuz ki: "İnşallah, ilaç firmalarıyla bir yakınlığınız yoktur." Ben oda başkanlığı yaptım; ilaç sektörünü gayet iyi bilirim, ilaç firmalarının içinde bulunduğu durumu da bilirim, oradaki suistimalleri de biliyorum. Ama daha başlamadan, daha ne söyleyeceğimi bile bilmeden böyle bir iddia çok çirkin; yakışmıyor, size yakışmıyor. Siz ki ben sizi görüyorum gayet naif, gayet yumuşak açıklamalar yaparken neredeyse her seferinde aynı şeyi yapıyorsunuz; özel bir kastınız mı var?
(Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, ikili diyalog usulümüz yok. Sayın Bakanım, sonunda toplu cevap verirseniz... İstirham ediyorum.
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Lütfen süremi tekrar alın Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tekrar süreyi dört dakikadan başlatalım, bir dakika gitmiş oldu.
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Çok teşekkür ediyorum.
Velhasıl, öyle ya da böyle, kabul edin etmeyin, siz tarihe geçtiniz Sayın Bakan. Ha, tabii, bu verilerin hepsi somut. Siz de açıklama yapıyorsunuz "Türkiye'de ilaca ilişkin herhangi bir sorun yoktur." diye. Ne yapıyorsunuz? Aynı anda eczaneleri denetliyorsunuz, ecza depolarını denetliyorsunuz ve açıklamanız "17 ecza deposu ve 144 eczanenin stok kayıtlarında uyumsuzluk tespit edildi." diye tüm cezayı kesiyorsunuz. Dün Hükûmetinizin patates eksikliğinde soğuk hava depocularına yaptığı baskın gibi ya da marketlere yaptığı baskın gibi. Suçu kendi üzerinizden atın da kim burada suçlanırsa suçlansın. Eczacılar bunu biliyordu. Önce şöyle bir afiş astılar eczanelerine, dediler ki: "Eczanede bulunmayan ilaçların sorumlusu eczacı değildir." Çünkü biliyor, bu iktidar ne zaman kendinden kaynaklı bir sorun olsa mutlaka o kişiyi suçluyor. Fırıncı suçlandı bu ülkede, hain ilan edildi, aklınıza gelen tüm kesimler. Ancak bu sorunu siz çok iyi biliyorsunuz. Bu sorunun kökü nedir? İlaç fiyat kararnamesi değil mi? On iki yıl önce müdahale edildi ancak on iki yıldır herhangi bir müdahaleye sahip değil.
Kurda bir problem var, kur düşük; 4,57. Bu kur şu andaki kurla üçte 1'e falan geliyor. Burada bir iyileştirme ve üreticilerin üretimine destek verme gibi bir durum ortada. En yakın yerli ilaç sanayisi bile etken madde alırken sıkıntı çekiyor. Bakın, daha dün konuştum Türkiye'de önemli bir ilaç firmasının sahibiyle. Şu anda C vitamini bile ithal edemez hâlde çünkü ürün bulunmuyor ya da mevcut dolardan daha fazlaya ürün geliyor. Böyle bir durum var ve sizin bunların hepsini somut olarak bulabileceğiniz kaynaklarınız var. Eczaneye baktığınızda on iki yıl önceki ilaç fiyat kararnamesine ilaç satıyorlar. Sonuçta bunun ileride daha büyük krizlere neden olacağı açık.
Ekim ayında bir açıklama yaptım, o zaman depoları kolaçan ettim, 150 tane ilaç eksikliği vardı. Bu ayın başında da Türk Eczacıları Birliği açıklama yaptı, 650 kalemin olmadığını ifade etti. Bugün Türkiye'de 10 bine yakın ilaç var, bunun bininde sorun var. 180'e yakın sıfır stok ama diğerleri mevcut stokun altında. Ayda 10 bin tane satılan ilaçtan Türkiye'de IMS'e ya da ilaç takip sistemine giriyorsunuz, 100 tane, 200 tane var. Buna siz "Var." diyebilirsiniz ama bu yok anlamına geliyor. Şimdi, burada siz karekod uygulaması, ilaç takip sistemi gibi kolay ulaşılabilir bir sistem olmasına rağmen ve bu konuda da sektör bileşenleriyle bir araya gelmek yerine -ki özellikle Türk Eczacılar Birliği bu konuda her zaman ucuz ilacı savunmuştur, ilaç konusunda her türlü desteği de vermiştir- şöyle bir şey yapıyorsunuz. Bu işin sorumlusu biz değiliz kesinlikle, haşa, Sağlık Bakanı olur mu? Hele hele ekonomide bunca sorun yaşatan Cumhurbaşkanı olmaz. Kim? Bir kere en başında bu krizin ilk sorumlusu, en alçağı ağrı kesiciler. Bu ağrı kesiciler buna sebep oluyor. Ya da aspirin var, bunların en hainleri, vatan haini, buna terörist bile diyebiliriz. Ya da haysiyet fukarası, kim? Antibiyotikler. Onu çıkın açıklayın, deyin ki "Türkiye'de haysiyet fukarası antibiyotiklerdir, o sebep oluyor buna." Ya da millî birliğimize kasteden pastiller var. Onu da söyleyin, orada da sıkıntı var. Kesinlikle o da millî birliğimize kastetmek adına burada yok. Ya da yetimin kursağından geçmeyen gargaralar. Onlarda da sorun var, onlar da millî birliğimizi tehdit olarak gösteriyor. Şu anda da bu milletin hiçbir yarasına merhem olmamış en alçağı da pomatlar.
Şimdi, siz sorunları böyle, insanlara doğru uzaklaştırdığınızda meseleyi hâlletmiş olursunuz ama size söylüyorum -bakın, süre bitti- hemen şurada yakın eczanelere gidelim, elimize bir reçete yazalım, en basit kalemleri yazalım, bakalım bulabiliyor muyuz?
Son ifade, şunu da söyleyeyim: Bu ülkede beka sorunu bakampisilindir ve hangi hakla bu piyasada yoksa, ey bakampisilin, bir an önce gel, bu sorunları çöz.