İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri ve Sayın Bakanım, değerli bürokratlar; Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Komisyonu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle hem coronavirüs salgını sürecinde hem de genel halk sağlığı çalışmalarında hayatını kaybetmiş olan sağlık çalışanlarımızı, sağlık şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Allah onlardan razı olsun.

Kıymetli milletvekilleri ve Sayın Bakan, sürem kısıtlı olduğu için belli başlı sorunları ve vatandaşlarımızın taleplerini sıralayarak konuşmamı bitirmek istiyorum. Konu Sağlık Bakanlığı olunca bizi lütfen milletvekili değil, Merkezî Hasta Randevu Sistemi Çağrı Merkezi memuru olarak görmenizi rica ediyoruz. Şaka yapmıyorum, her sabah makamımıza gelmeye başlayan telefonların çoğu ya alınamayan randevular ya da bulunamayan hasta yataklarıyla alakalıdır. Vatandaşlar aylar sonra verilen görüntüleme randevularını, haftalar sonraya verilen ameliyat tarihlerini beş on gün önceye alabilmek için milletvekili aramak zorunda kalmaktadırlar. Çok övündüğünüz, övündüğümüz Ankara Şehir Hastanesinden randevu almak ne kadar zordur, biliyor musunuz Sayın Bakanım? Bu sağlık sistemi milletvekillerini ve personelini MHRS yani Merkezi Hekim Randevu Sistemi memuru hâline getirmekten başka bir sonuç vermemiştir. Randevu aralıklarını beş dakikaya düşürmekle de çözülemeyen bu sorun için ne yapacaksınız bilmiyorum ama kötü durumdaki bu sistem, doktorlarımızın hızla yurt dışına gitmesine sebep oluyor. Genç doktorlarımız ise daha tıp fakültesindeyken yurt dışına gitme hayalleri kuruyorlar.

Saygıdeğer Bakan, sayın milletvekilleri; ekim ayında Ankara Şehir Hastanesinde görevli bir asistan evladımızı otuz altı saatlik nöbet sonrası geçirdiği kazayla Hakk'a uğurladık. Rumeysa Berin Şen kızımıza Yüce Allah'tan rahmet, acılı ailesine sabırlar diliyorum. Rumeysa kızımız rahmete kavuştuktan sonra, canımız gittikten sonra Bakanlığınız nöbet sonrası vizite ve poliklinik görevi yaptırılmasıyla ilgili başhekimlere bir yazı gönderdi; bu, son derece olumlu bir gelişmedir. Ancak, Komisyona gelmeden önce, Ankara Şehir Hastanesinde görevli bir asistan kardeşimizle görüştüm, yanlış yapmamak için "Durum nedir?" diye sordum. Rumeysa kızımız rahmetli olmadan önce durum şu şekildeymiş: Kıdemli olmayan asistanlarımız sabah 06.30'da vizite için hastaneye geliyorlar, 16.30'a kadar poliklinik görevi yapıyorlarmış, akabinde ise gece nöbeti tutuluyormuş. Sabah yine poliklinik görevine gidip 16.30'da evlerine gidiyorlarmış. Yani, örneğin, pazartesi sabah hastaneye gelen asistan salı günü akşam evine gidebiliyor. Servisten servise fark etse de genelde on iki ile on beş saat arası nöbet olmakta. Buna karşılık ise devlet sadece 7 nöbet parası ödeyebiliyor. Pek çok uzman doktor da bu sıkıntıyı yaşamaktadır. Rumeysa kızımız rahmetli olduktan sonra Bakanlık iyi bir iş yapıp nöbet sonrası poliklinik görevi yapılmamasını bildirmiştir; bu, iç açıcı, olumlu bir gelişme.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Yönetmelik açık. Biz hazırlattık, yönetmelik açık.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Bakanım, benim sürem geçmeden ben derdimi izah edeyim, daha sonra cevap verin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bakanım, en sonunda toplu cevap verirseniz... Yoksa uzar bu işler.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Ancak, uygulama tam bir çorba hâline gelmiştir Sayın Bakanım.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - O var, yok demiyorum zaten.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Bazı bölümler bunu uygularken, bazı bölümler uygulamamaktadır.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Yönetmelikte yok, uygulamada var.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Devlet de nöbet süresini kısa tuttuğu için nöbet ödemelerini azaltmaktadır yani doktorumuz alması gereken nöbet parasını da alamamaktadır maalesef.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Sadece onun da sınırlı olmaması gerektiğini söylüyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bakanım...

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - 12 kez nöbet tutan bir asistan hem 7 nöbet parası alacak hem de otuz altı saat görev yapmadığı öngörüldüğü için daha az saat ücret ödenecektir.

Kendi genelgelerini hastanelerde uygulatamayan bir Bakanlığın geleceğe dair nasıl bir sağlık sistemi bırakacağı da meçhuldür.

Kısacası, yaptığınız işleri ve yatırımları işte böyle içinden çıkılmaz bir hâle getiriyorsunuz Sayın Bakanım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yarım dakika devam edebilirsiniz.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Doktor sayılarındaki eksiklikleri veya yurt dışına gidişleri engellemek için acil bir çözüm aramanız gerekiyor. Büyükşehirlerde bu sorunlar yaşanırken taşrada çok daha büyük sıkıntılar oluyor. Mesela, memleketim Ahlat'ta ek binayla yatak sayısı artırılan devlet hastanesi önemli bir hizmet olmuştur, Sağlık Bakanlığına bundan dolayı teşekkür ediyoruz ancak içindeki doktor sayısını da bu oranda azalttınız Sayın Bakanım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hocam, süreniz tamamlanmıştır.

Teşekkür ediyorum.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Teşekkür ederim, bitirmek üzereyim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir cümle alalım.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Kadın doğum bölümünde kuvöz sıkıntısının had safhada olduğu tarafımıza bildirilmiştir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Benzeri bir durum da... Sivas Zara Devlet Hastanesiyle alakalı bir gündem getirmiş ve bir soru önergesi vermiştim.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Ahlat'ta mı diyorsunuz?

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Evet, Ahlat'ta kuvöz yok.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Çözelim o zaman biz.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Bakanım, çözün diye söylüyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Hocam, sağ olun.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama süremiz doldu.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Çok teşekkür ederim.

Bu vesileyle bütçenizin hayırlı olmasını diliyor, Komisyonumuza teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.