NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) - Sayın Bakanım, Sayın Başkan, kıymetli milletvekillerimiz, değerli bürokratlarımız, basınımızın kıymetli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Coronavirüs salgınıyla mücadelede Bakanlığımızın yüksek operasyonel kabiliyeti ve sağlık çalışanlarının üstün gayretiyle Türkiye Cumhuriyeti devleti tüm dünyaya örnek olmuştur. İdari, iradi ve ekonomik bütün koşulları etkileyen coronavirüs salgınına karşı verilen mücadele sürecinde küresel alanda sektör ayrımı yapılmaksızın girdi maliyetleri ve genel giderlerde artış gözlemlenmiştir. Mevcut olumsuz koşullara karşı halk sağlığı için sunulan hizmetlerin kalitesinin düşmemesi, hizmet sunumunun aksamaması ve halk sağlığına yönelik hizmet veren kişi, kurum ve işletmelerin sürdürülebilir ekonomik dirençlerinin sağlanması için belirli alanlarda iyileştirme ve düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye sosyal güvenlik konusunda dünyada sayılı ülkelerden biri konumuna gelmişken bunun sürdürülebilirliği için özellikle de ilaç harcamaları günün koşullarına göre rasyonel hâle getirilmelidir. Burada yerlileşme konusunda başlatılan çalışmaların önemini bir kez daha ifade etmek isterim. Yerlileşme sürecinde de etken madde konusunda dışa bağımlı olduğumuz gerçeğinden hareketle birkaç konuda güncelleme gerektiği ortadadır. Bu ihtiyaçlar dâhilinde öncelikle ifade etmek isterim ki ülkemizdeki 27.884 eczane eczacısı birinci basamak sağlık hizmeti sunucuları olarak uygulamaya konulduğu ilk günden şu ana kadar sağlıkta dönüşüm sürecinde her türlü fedakârlığı göstermiş, salgın döneminde de halk sağlığını önceleyen bütün sağlık çalışanları gibi insanüstü bir gayret ortaya koymuştur. Fakat güncellenmeyen ilaç fiyat kararnamesiyle uygulamaya konulan kademeli kârlılık oranları ve eczanelerin artan işletme giderleri sebebiyle, sundukları hizmetleri sürdürülebilir kılmaları ne yazık ki mümkün görünmemektedir. Beşerî tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılan euro kuru düzeltmelerinin ardından ilaçların birçoğunun kademe değişikliği sebebiyle kârlılığı da azalmıştır. Bu nedenlerle kademelerde ve de oranlarında mevcut piyasa koşullarına göre güncelleme yapılması elzemdir. Sektörün bu yöndeki beklentilerini bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğinize inanarak ilginize sunuyorum.

Düzenleme gerekliliği bulunan diğer bir başlık koruyucu sağlık hizmetlerinin genel bütçedeki payı özelindedir. Pandemi sürecinde bir kez daha tecrübe ettik ki devletimizin vatandaşlarının sahip olduğu sosyal güvenlik hakları ve vatandaşlarına sunduğu sağlık hizmetleri bakımından dünyadaki sayılı ülkelerden biriyiz. Sağlık hizmetlerinin sürdürülebilir olması adına koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan bütçenin artırılması da önemlidir. Şöyle ki evlilik öncesi SMA kitiyle çiftlerin varsa gen tespiti yapılması ve tüp bebeğe yönlendirilmesi dolayısıyla SMA'lı doğumların önüne geçilmesi, SMA hastalarının ilaç maliyetlerine göre çok daha düşük bir bütçeyle sorunun çözülmesi demektir. Bildiğimiz kadarıyla da bu kitler kullanılmaya başlamış, olup yaygınlaşması da temennimizdir. Tüm dünyada güncel olan koruyucu sağlık hizmetlerinin bizim de ana gündemimizde olması bu anlamda en kolay ulaşılabilir birinci basamak sağlık hizmet sunucuları olarak eczacıların da daha aktif rol alması sağlanmalıdır. Herhangi bir kronik hastalık için ayrılan bütçenin -ki bu ilaçların uzun süreli kullanıldığı gerçeğinden hareketle- bu hastalıklara yakalanmayı önlemenin maliyeti kesinlikle daha düşük olacaktır. Tüm bunların yanı sıra güçlü Türkiye iddia ve ideali doğrultusunda, ilaç ve tıbbi cihazdaki yerlileşme konusundaki çalışmalara hız verilmeli, yurt dışından temin edilen ilaçların sayısının azaltılmasına yönelik Türkiye'de bu ilaçların üretilebiliyor olması konusunda teşvik uygulamaları artırılmalıdır diyor, teşekkür ediyorum.