KOMİSYON KONUŞMASI

HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Hazırunu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, Allah size yardım etsin çünkü gerçekten, bu kadar sağlığı yok etmeye çalışan bir iktidarın içerisinde sağlığı korumaya çalışmanız hakikaten çok zor, o açıdan Allah size yardım etsin. Bakın, ormanlar yanıyor, Orman Bakanlığı ormanların yangınını söndürmüyor. Doğal olarak da oksijen tükenecek, KOAH artacak, hava kirliliği had safhaya ulaşacak. Yine, sanayiyle ilgili denetimsizlik, gıdayla ilgili Tarım Bakanlığının denetimsizliği. Birçok alanda maalesef ama maalesef sizin işiniz zor, Allah size yardım etsin.

Şimdi, gelelim bütçenize. Sayın Bakan, bütçenizde, bakın, döviz garantileri var, rant var, sermayeye hizmet var, savaş politikalarına hizmet var; diyeceksiniz "Nasıl?" Afrin'e, El Bab'a hastane yapıyorsunuz. Afrin'de, hastanede görev yapan memur gelip Deniz Poyraz'ımız katlediyor maalesef. Bunların hepsi var ama sağlık yok, bağımlılıkla mücadele yok; kronik hastalıkları tedavi edecek, gerçekten onları önleyecek koruyucu sağlık hizmetleri yok. O açıdan şunu özellikle belirteyim: Bütçenizde sağlık yok, Allah size yardım etsin. Ve eminim, siz bu bütçeyi gördükten sonra şunu söylemişsinizdir: Of, of! Ben bu gece nasıl uyuyacağım demişsinizdir. Çünkü doların karşısında bu bütçe emin olun buzun sobanın yanında eridiği gibi eriyor. Bakın, net söylüyorum, altını çizerek söylüyorum. Sağlığa ayrılan bütçe sobanın yanındaki buz gibi eriyor. Daha on gün önce biz hesaplama yaptık bu dolar ödemelerinizle ilgili, şehir hastaneleri ve diğerleriyle ilgili; 22 milyar TL tutuyordu. Şimdi hesapladık 30 milyar TL gibi bir şey. Sene sonuna kadar Allah size yardım etsin. Eminim üç gün uyumamışsınızdır ve her gün de of of çekerek geziyorsunuzdur; Allah size yardım etsin Sayın Bakan.

Şimdi şunu söyleyeyim: 116 milyara çıkarttınız bütçeyi yani geçmiş yıllara göre arttırdınız, bütçedeki payınızı yüzde 6,6'ya çıkarttınız. Bakın, ben size bir şey söyleyeyim: Hani, kıtlık çıkan ülkeler vardı ya. Hani, Sayın Cumhurbaşkanı, Genel Başkanınız diyordu ya "Kıtlık çıkmış Avrupa'da." "Onlar işte, gıda bulamıyorlar." diyorlar ya. İşte, o ülkelerin sağlık alanına, sağlığa ayırdığı bütçeye bir bakalım. Onlarla sizin bütçenizi bir kıyaslayalım. Bakın, ABD yüzde 17,1 ayırıyor. İsviçre yüzde 12,1 ayırıyor. Kıtlığın çıktığı Almanya, gıda bulamayan Almanya yüzde 11,7. Yine, etrafta, artık yazık, gıda bulamayan, Fransa yüzde 11,2. Sayın Bakan, bu bütçe oranıyla, 6,6'yla siz sağlığı koruyamazsınız.

Gelin, size, önerimdir. Bir, pandemi için size ek bütçe çıkaralım. İki, sağlığa ayrılan bütçeyi yüzde 10'un üzerine çıkaralım. Biz Halkların Demokratik Partisi olarak destek vereceğiz. Eminim, İYİ Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi de destek verecektir. Kendi partinizi ikna edin, yüzde 10'a çıkaralım. Gerçekten işiniz zor; Allah size yardım etsin. Bakın, ben size şöyle söyleyeyim: Dolar 2020'de biz bütçe görüşmelerini yaparken 8 TL idi. Şimdi 12 TL. Yüzde 50 artmış. Yani sizin sağlık alanındaki bütün girdilerinizin hemen hemen hepsi zaten ilaçtı, bir malzemeydi, dolara endekslidir. Aynı zamanda zaten sağlık için bir hortuma dönüşmüş şehir hastanelerinin kiraları bütçeyi eritiyor, sobanın buzu erittiği gibi eritiyor.

Şimdi gelelim. Bakın, sağlıkta şiddetle ilgili bir "tweet" attınız. Dediniz ki: "Yeter artık". Sayın Bakan, yanlış yerden bakıyorsunuz, gerçekten yanlış yerden bakıyorsunuz. Sağlıktaki şiddetin temel sebebi Sağlıkta Dönüşüm Programı'dır; piyasacı anlayıştır, rant odaklı bakmadır ve sağlığı ticari metaya dönüştürmedir. Bugün sağlık alanında hastaya müşteri odaklı bakıldığı için bu şiddet ortaya çıkıyor. O açıdan, gelin, derhâl bundan vazgeçin, yoksa sağlıktaki şiddeti önlemek imkânsız çünkü doktorlar beş dakikada, on dakikada hasta muayene etmek zorunda kalıyorlar. Koruyucu sağlık hizmetlerine yüzde 33 pay ayırmışsınız, tedavi edici sağlık hizmetlerine yüzde 64 pay ayırmışsınız. Bakın, Sayın Bakan, ben size bir şey söyleyeyim: Her yıl Türkiye'de ortalama diyorum 160-170 bin yeni kanser vakası tanısı konuluyor. Geçen sene 230 bin tanı konuldu. Ve ölen insanların beşte 1'i kanserden dolayı ölüyor. Yine, ölen insanların sekizde 1'i KOAH nedeniyle ölüyor. Bunların hepsi koruyucu sağlık hizmetlerine yatırım yaparak, önceden tanı koyarak önleyebileceğimiz hastalıklar. Bakın, size net söylüyorum. Bu gidişle, şu anlayış devam edecektir: Hasta ölsün ama para gelsin, vergi toplayayım, para toplayayım, ilaç lobilerine, tıbbi malzeme lobilerine para aktarayım anlayışı vardır. Sizin böyle bir anlayışa sahip olmadığınızı biliyorum ama iktidarınız bu anlayıştadır. Lütfen önlem alın. Lütfen bununla ilgili adım atın.

Yine, size şunu söyleyeyim Sayın Bakan: Sağlığı toplumsallaştırmalıyız, demokratikleştirmeliyiz. Üç beş kişi tepede oturup bütçe yapmamalı. Toplumla bu bütçeleri oluşturmanız lazım, muhalefeti esas almanız lazım. Beyin göçü var, muazzam bir beyin göçü var. Doktorların çoğu göç ediyor, sağlık emekçilerinin çoğu göç ediyor. Çünkü KHK'ler var çünkü güvenlik soruşturmaları var. Durdurmak lazım bunları. Ve size şunu söyleyeyim: Alkışla olmaz. Kesinlikle iradeyle olur, adımla olur. Gelin, ortaya irade koyun ve meslek hastalığı olarak tanıyın Covid-19'u. İktidarınızı ikna edin. Sağlık emekçilerinin özlük haklarını düzeltin, hekimlerin özlük haklarını düzeltin. Ve aynı zamanda bakın, özel hastanelerde iş sağlığı güvenliği hizmeti alınıyor ama devlet hastanelerinde alınmıyor. Bu tür şeylere son verin; artık böyle durumlar ciddi anlamda zarar veriyor. Şehir hastanelerindeki o hortumlama durumuna artık bir "Dur!" deyin.

Bakın, şöyle söyleyeyim: Beş ay önce ihaleyi almadan Isparta Şehir Hastanesinde açılış yapmış adam yani artık olayın vahametini siz de kavrayın, gerçekten çok kötü bir durum. Zamanım kısa, çok konu var.

Size şöyle söyleyeyim: Türkiye cezaevleri bir drama dönüşmüş. İnsanlar sağlığa ulaşamıyorlar oralarda. Kronik hastalığı olan insanlar ATK'deki bazı doktorların etik dışı tanıları yüzünden cezaevlerinde yaşamlarını yitiriyor. Benim bir akrabam, Kinyas Gülcan Patnos Cezaevinde yaşamını yitirdi. Siz sağlığı koruyan bir insan olarak, sağlığın başındaki bir insan olarak lütfen bunun için adım atın; kelepçeli muayene yapan doktorlarla ilgili işlem yapın; meslektaşlarımdır ama "Bu insanlık dışı bir uygulamadır." diye soruşturma açın.

Bakın, tecrit bir işkence yöntemidir Sayın Bakan, tecrit bir işkence yöntemidir. Hem İmralı'da Sayın Abdullah Öcalan'ın üzerinde hem de diğer cezaevlerinde bugün tecrit uygulanıyor. İnsanlar kendi yakınlarıyla görüşemiyorlar ve bu işkencedir. Sağlığın başındaki insan olarak bu işkenceye "Dur!" deyin. Ana dilinde sağlık hizmetinin verilmesi için adım atın. Bu, elzem bir durumdur, haktır. Bakın, bu hakkın bu şekilde gasbedilmesi, bugün aşıya inancın azalmasına sebep oluyor; sağlığa inancın azalmasına sebep oluyor. Bunların hepsi için önlem alabiliriz.

MHRS sistemindeki o beş dakikada bir, on dakikada bir muayene sistemi -fark etmez, aynı şey- yirmi dakika olmalıdır; duruma bir "Dur!" deyin. Pandemiyle ilgili şeffaf olun. Bilimsel çalışmalardaki o izne tabi tutma durumuna son verin.

Bakın, pandemi kurulunun gücünün yettiği tek yer cezaevi. Cezaevine hastaneden dönen insanlar on dört gün karantinada kalıyor. Ya, hasta olan insan on dört gün karantinada kalır mı? Böyle bir zulüm var mı ya? Böyle bir insafsızlık var mı?

Şunu söyleyeyim: Yani gerçekten insanlar atama bekliyor; 800 bin sağlık personeli, eğitim almış kişi 39 kalemde şu an atama bekliyor. Böyle bir şey söz konusu olmamalı. Nüfus artış hızımız binde 5 düşmüş ve -bunu hesapladım ben- 400 civarında fazladan ölüm var. TÜİK bugün ölüm sebeplerini niçin açıklamıyor Sayın Bakan; bir şeyleri mi saklıyor? Şeffaf olmak lazım. Her gün bir köy nüfusu maalesef yok oluyor; 200-300 kişi yaşamını yitiriyor. Artık şeffaf olalım ve gerçekten proaktif önlemler alalım. Pandemiyle ilgili bu şekilde mücadele edilemez. Gerçekten bir kaynak ayıralım. Açıkça söyleyeyim: İktidarınız pandemi konusunda sınıfta kaldı.

Ben şöyle söyleyeyim: Bu mücadeleyi gelin topyekûn herkesle birlikte yürütelim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan. Yine hemen müdahale ettiniz.

Şunu özellikle belirteyim: Gerçekten, bu sağlık bütçesiyle siz sağlığı koruyamazsınız. Sağlık gün geçtikçe yok olacak; gün geçtikçe insanlar yaşamını yitirecek. Bakın, bağımlılıkla ilgili mücadelede oranı düşürmüşsünüz. KOAH'tan insanlar ölüyor. 8 kişiden 1 'i KOAH'tan ölüyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Son bir şey söyleyeceğim Başkan. Bu konuda adım atın yani bütçeyi düşürmeniz olmaz. Türkiye, eroin, esrar bölgesi olmuş. Bununla ilgili bir söz söyleyin Sayın Bakan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, süreniz doldu; on dakikayı kullandınız.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkür ediyorum.