| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Mustafa Yeneroğlu'nun, 26'ncı Dönemin hayırlı olmasını dilediğine ve 26'ncı Dönemde görüşülecek konulara ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 17 .12.2015 |
BAŞKAN - Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, değerli basın mensupları; hepinize toplantımıza hoş geldiniz diyorum.
Toplantımızın ve İnsan Hakları Komisyonumuzun da 1'inci formel toplantısından sonra 2'ncisi basın mensuplarımızın da dâhil olduğu toplantı olması sebebiyle, yeni katılan kurul üyelerimizi, kısaca takdim etmek, aynı zamanda yine Komisyonumuzdan ayrılan üyeleri de bildirmek istiyorum.
AK PARTİ Gaziantep Milletvekilleri Şamil Tayyar Beyefendi ve Abdulkadir Yüksel Beyefendi Komisyonumuzdan istifa etmişlerdir. Onların yerine de yeni gelen üyeler olarak Bursa Milletvekilimiz İsmail Aydın Beyefendi'ye ve İstanbul Milletvekilimiz Hulusi Şentürk Beyefendi'ye de hoş geldiniz diyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun 26'ncı Yasama Dönemi, Birinci Yasama Yılının 2'nci toplantısını açıyorum.
II.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, 26'ncı Dönemin hayırlı olmasını dilediğine ve 26'ncı Dönemde görüşülecek konulara ilişkin konuşması
BAŞKAN - Toplantımızın, özellikle insan hakları bağlamında ülkemizde çok daha ideal noktalara gelmesi noktasında hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnşallah, bu dönemde, tüm üyelerimizle birlikte ortak bir anlayışta, insan haklarının İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bağlamında verilen yasal yetkileri en etkin bir biçimde kullanıp çok daha ileri insan hakları idealleri doğrultusunda çalışmamızı ve yapılan çalışmaları da var olan siyasal kutuplaşmanın bir aracı yapmamamızı ümit ve temenni ediyorum. Çalışmalarımızın bu şekilde yürütülmesi durumunda İnsan Hakları Komisyonunun çok daha etkin, çok daha faydalı çalışmalar yapabileceğini düşünüyorum. Bu çerçevede kullanacağımız dilin insan haklarına yakışır, özellikle ülkemizin gündeminde de ele alınan kutuplaşmanın ötesinde, yasal düzenleme çerçevesinde belki ihtiyaç olan eksikliğin giderilmesi noktasında, nefret suçları bağlamındaki sorumluluğumuzu da dikkate alarak kendi aramızda kullandığımız dilin insan hakları misyonuna daha yakışır bir biçimde yürütülmesini, özellikle, şahsen arzu ediyorum. Bu çerçevede üzerime düşen sorumluluğu yerine getirme gayreti içerisinde olacağım.
Bu duygu ve düşüncelerle toplantımızı açmak istiyorum. Toplantımız için yeterli çoğunluğumuz en az 9 üyenin katılımıyla oluşmaktadır. En az 9 üyemiz de toplantıya katılmış bulunmakta. Bu sebepten dolayı yeterli çoğunluğumuzun olduğunu tespit etmiş oluyoruz.
Bundan sonra da gündemimizin ilk sırasında yer alan "Başkanlık Sunuşları" kapsamında sizlere bazı hususlarla ilgili bilgi vermek istiyorum. Bu hususların başında, malum, 24'üncü Yasama Döneminin sonu ve 25'inci Yasama Döneminde İnsan Hakları Komisyonunun oluşamaması sebebiyle burada biriken başvurularla ilgili Komisyonumuzun değerli yasama uzmanı arkadaşlarımız çalışmalarını yürüttüler. Ama Komisyon Başkanlığımızın, Komisyonumuzun oluşmaması sebebiyle birçok başvuruya cevap verilememiş oldu. Bu konularla ilgili sizlere bilgi arz etmek istiyorum.
24'üncü Yasama Dönemi 7 Haziran 2015 tarihinde sona ermiş ve 25'inci Yasama Döneminde üyeleri belirlenemediğinden Komisyon çalışmalarına devam edememiştir. Bununla birlikte Komisyona başvurular gelmeye devam etmiştir. Buna göre Komisyonumuzca işleme alınıp inceleme aşamasında 24'üncü Dönemden 21, 25'inci Dönemden 431, 26'ncı Dönemden 94 adet olmak üzere toplamda 546 adet başvuru bulunmaktadır.
Başvurular arasında ilk sıralarda, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerden gelen başvurular ile yargı mercilerinin kararlarından memnuniyetsizlik konuları yer almaktadır. Bunların yanı sıra başvurular; mobbing iddiaları, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklı emeklilik işlemleriyle ilgili şikâyetler, maddi yardım talepleri, askerlik hizmeti esnasında karşılaşılan onur kırıcı tutum ve söylemler, sağlık hizmetlerinden şikâyet, orman arazilerine ilişkin mülkiyet hakkı ihtilafları konuları ile çevre hakkı, kadın hakları gibi hususları ihtiva etmektedir.
Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerden gelen başvurular genel olarak bulundukları binaların veya odaların fiziki şartlarından şikâyetlere, ceza infaz koruma personeli tutum ve söylemlerinden kaynaklı problemlere, zorunlu ihtiyaçların karşılanması -örneğin sıcak su, havalandırma, yemek gibi- ve sevk talepleri hususundaki sorunların dile getirilmesi muhteviyatına ilişkindir.
Yargı mercilerince verilen kararlardan memnuniyetsizlik içeren başvurular, genellikle yargı mercilerince hürriyeti bağlayıcı cezalara hükmedilmesi sonucunda yine cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler tarafından dosyalarının yeniden incelenmesi veya hükme esas olan delillerin değerlendirilmediği gibi gerekçeler ileri sürülmek suretiyle yargı mercileri kararlarının Komisyonumuzca incelenmesi hususundaki talepleri içermektedir.
Bunun ötesinde, diğer bir husus -yine, onu da sizlere arz etmiş olayım- eşleştirme projesiyle ilgili: Türkiye Büyük Millet Meclisinin insan haklarının korunması ve ilerletilmesindeki rolünün güçlendirilmesi ve TBMM ile AB üye ülkeleri arasındaki diyaloğun kurumsallaştırılması projesiyle ilgili de bilgi arz etmek istiyorum. Özet olarak, eşleştirme projesi olarak ifade ettiğimiz hususta; TBMM Genel Sekreterliği tarafından yürütülen ve önümüzdeki aylarda başlaması planlanan Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi'nin çalışmaları devam etmektedir. Yirmi yedi ay sürmesi hedeflenen projeyle, başta İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinin insan hakları alanında daha verimli çalışması ile komisyonların ve personelin insan hakları perspektifi kazanmaları hedeflenmektedir. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının uygulanmasının izlenmesi mekanizmasının başlatılması da söz konusu projenin çıktılarından biri olarak yer almaktadır. Projenin lideri İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanıdır. Projenin bütçesi 1 milyon eurodur. Bu miktarın yüzde 5'i Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesinden, geri kalanı ise IPA (Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı) bütçesinden karşılanacaktır.
Projenin yapılış gerekçesi olan eksiklikler de şu şekilde zikredilmektedir: Proje, AB ile müzakere fasıllarından Yargı ve Temel Haklar Faslı'nın altında tanımlanmıştır. Avrupa Konseyi 2011 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının uygulanmasında olumlu örnekler olarak İngiltere, Hollanda, Almanya, Finlandiya ve Romanya parlamentolarını sayarken bu parlamentolar arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi yer almamıştır. 2010 yılında Anayasa değişikliklerine uyumlu olarak kamu denetçiliği, kişisel verilerin korunması gibi hususlar başta olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinin insan haklarını koruma mekanizmalarının ve pratiklerinin yeniden tasarlanması gerekmektedir.
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını yeterli düzeyde bugün itibarıyla takip edememektedir. Komisyonun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ve bunların uygulanması konusunda düzenli olarak bilgilendirilmesi gerekmektedir. Sivil toplum kuruluşları ve uluslararası insan hakları örgütleriyle düzenli diyalog daha ileri düzeyde sağlanmalıdır. İnsan hakları alanında Türkiye ve AB parlamentoları arasında tecrübe alışverişinin de ayrıca artırılması gerekmektedir. Bu çerçevede, bu projeyle ilgili gerçekleştirilecek faaliyetler şunlardır: Katılımcıların temel hak ve özgürlükler konusunda eğitilmesi için eğitimler, konferanslar düzenlenecektir. Bu eğitimlerde ve konferanslarda yurt dışı uygulamaları da anlatacak kilit isimlere de yer verilmesi planlanmaktadır. AB üyesi ülke parlamentoları insan hakları komisyonları üyeleri ve uzmanları ile Türkiye Büyük Millet Meclisindeki muadillerini kapsayan çalıştaylar yapılması ve faaliyetlerinin çıktılarının kapsamlı bir şekilde raporlanması planlanmaktadır. Yapılan sunumların ve çalışma gruplarının vardıkları sonuçların Parlamento sayfasında yayınlanması öngörülmektedir. İyi ülke örneklerindeki uygulamaların tespiti için, milletvekillerinin ve yasama uzmanlarının AB ulusal parlamentoları ve uluslararası örgütlerde incelemelerde bulunması planlanmaktadır. AB üyesi ülke parlamentoları insan hakları komisyonlarının sivil toplumla kurdukları ilişkinin kurumsal yapısının incelenmesi ve bu kapsamda Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonunun sivil toplumla ilişkisini geliştirecek kurumsal yapı örneklerinin, düzeneklerinin tespit edilmesi planlanmaktadır.
Evet, çok değerli Komisyon üyeleri; basın mensuplarımıza bilgi verecektim aslında görsel yayınlarla ilgili, özellikle bir iki formel konuyu da ele aldıktan sonra özellikle görsel medyaya izin vermemiz noktasında kendilerine tebliğde bulunacaktım ama herhâlde önceki dönemdeki bilgi ve alışkanlıktan dolayı çıkanlar da olmuş. Bunun ötesinde, diğerleriyle ilgili de tabii, yazılı medya burada ama onun dışında kamera çekimlerinin de bu vakitten sonra durdurulmasını rica ediyorum. Bu konuyla ilgili, arkadaşlarımızın...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Çalışmayı engellemiyorsa mahsuru yok Başkanım. Yani, bence ne kadar özgürlükçü davranırsak o kadar iyi olur. Yani, Meclis İçtüzüğü'nde de böyle bir yasal engel de yok. Yani, sanki kamuoyunu İnsan Hakları Komisyonu...
Kusura bakma, tam dönemiyorum, boynumda bir ağrı var.
BAŞKAN - Estağfurullah, buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani, o açıdan bence sıkıntı olur. Tabii, çalışmayı engellemiyorsa alınsın. Yani, bunu şey hâline getirmemiz, ileride "Bakın, İnsan Hakları Komisyonu bile basına tahammül etmiyor." şeklinde bir sonuç ve algı oluşur ki bence bu da bizim Komisyonumuza bir gölge düşürür.
BAŞKAN - Tamam. Ben teşekkür ediyorum. Zaten yeterince basın mensubumuz burada, dolayısıyla orada bir sıkıntı yok.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani, rahatsız olmamak lazım çünkü basın halkın sesidir, gözüdür, dilidir, kulağıdır.
BAŞKAN - Hiç rahatsız olmuyoruz. Tam tersi, ben sizin rahat konuşmanız için bunu özellikle istiyorum. Daha rahat konuşabilirsiniz inşallah.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yok, sürekli rahatız.
BAŞKAN - Eyvallah. Hani bazen dil sürçmesi olur, belki bazen hani "Biraz şu ifadeyi kullanmasaydım.", "Şu biraz hakarete kaçtı.", "Çok ağır ifadeler oldu." gibi bazı üyelerimizin yaklaşımları olabilir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Üstadım, tüm üye arkadaşlarımız sorumluluklarının bilincinde olan arkadaşlarımız yani hangi dili kullanabileceklerini, hangi cümleyi seçeceklerini bilen değerli üstatlar yani onda bir sıkıntı olacağına ben ihtimal vermiyorum ama baskıcı rejim açısından kötü olabilir belki.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Sayın Başkanım, bu konuda bir şey söyleyebilir miyim ben de?
BAŞKAN - Buyurun da ama zaten bu konuyu...
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Kameraların çıkması gerektiği konusunda bir kanaat belirteceğim.
BAŞKAN - Evet.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Toplantının insicamını bozabilir, bir de kamerasız, daha düzenli, daha şovdan arınmış olarak sağlıklı bir dil kullanacağımızı düşünüyorum ben. Kamuoyuna dönük popülist söylemlerden kaçınabileceğimiz gibi bir avantaj sağlayacak bize diye düşünüyorum. Bu nedenle kameraların çıkmasını diliyorum.
BAŞKAN - Teşekküre ediyorum.
Bu konularla ilgili ayrıca söz almaya gerek yok. Geçmiş dönemde süren uygulamayı ben sürdürmek istiyorum. Bizim alanımız, özellikle insan hakları alanı, bana göre, tamamen popülizmin dışında ele alınmasına özellikle ihtiyaç olunan bir alandır. Bu olmadığı takdirde sadece sansasyonel gündem burada ele alınmakta olabiliyor. Bunun ötesinde birçok mesele kamuoyunun gündemine gelmediği takdirde göz ardı da edilebiliyor. Dolayısıyla, ben bu ortamda popülizmden özellikle kaçınan, daha nitelikli, daha teknik bir dille; özellikle hak ve hukuk temelli bir biçimde meselelerin Komisyonumuzun mevzuatına da uygun bir edayla ele alınması noktasında, hassasiyetin gereği olarak da kamera çekimlerinin olmamasının daha sağlıklı olacağı noktasında, önceki Komisyon başkanlarımızın da uygulamalarını aynen sürdürmek noktasında kararlıyım. Dolayısıyla, bu konuyu oya falan da açmayacağız. Arkadaşlarımız zaten çıktılar. Teşekkür ediyorum. Dolayısıyla, bu şekilde toplantımıza devam edebiliriz.
Evet, diğer bir konumuz: İç Tüzük'ün 35'inci maddesi uyarınca, Meclis Başkanlığına yazı yazılarak Komisyonumuzun Genel Kurulun toplantı saatlerinde de görüşme yapabilmesi için Danışma Kurulundan izin alındığını sizlere ifade etmek istiyorum, bilgi vermek istiyorum.