KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkürler.

Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımıza sunumu için teşekkür ediyorum.

Esasen bütçeyle ilgili bir değerlendirme yapmayı düşünüyordum ama yoğun olarak dile getirildiği için yönetim sistemiyle ilgili görüşlerimizi paylaşacağım. Dünyada demokratik ülkelerin uyguladığı 3 hükûmet sistemi bulunmaktadır: Başkanlık sistemi, parlamenter sistem ve yarı başkanlık sistemi. Her bir hükûmet sistemine model teşkil eden ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler bu sistemlere kendi tarihî şartlarını yansıtmışlardır. Sistemlerin şekillenmesinde özellikle yasama ve yürütmenin yapısı ve aralarındaki ilişkiler belirleyici olmaktadır. Tabiidir ki, her ülkenin sahip olduğu siyasi, sosyal, kültürel ve benzeri şartlara ve farklılıklara bağlı olarak hükûmet sistemlerinin bazı unsurları da farklıdır.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Türkiye'ye özgü, Türk milletinin tarihî ve kültürel dokusuna uygun bir hükûmet sistemi olarak inşa edilmiştir. O nedenle, "Türk tipi başkanlık sistemi" diye adlandırıyoruz. ABD'deki başkanlık sisteminden farklılık arz etmesi bir zayıflık değil güç ve millî karakter göstergesidir. Türk tipi başkanlık sisteminin kaynağı ne Amerika ne Avrupa ne de bir başka yabancı ülkedir, kaynak Türk tarihidir, karar da Türk milletinindir.

Parlamenter sistem yumuşak kuvvetler ayrılığına dayanmakta olup yürütme organı ikili bir yapı arz etmekte, yürütme yasama organı tarafından seçilmekte ve yasama organına karşı sorumlu olmaktadır. Parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı sağlıklı bir şekilde işlememektedir. Hükûmet yasama organı içinden çıktığı için yürütme yasama üzerinde tahakküm oluşturmakta, dolayısıyla kuvvetler birliği hasıl olmaktadır. Nitekim ülkemizde parlamenter sistem döneminde çıkan yasaların tamamına yakını hükûmet tasarılarının yasalaşması şeklindedir. Parlamento çoğunluğunu elde eden hükûmet içinden çıktığı çoğunluk partisinin ya da partilerinin desteğine de sahip olduğu için sağlıklı bir parlamento denetiminden de söz edilememektedir. Yani parlamenter sistemde yürütmeyi elinde bulunduran siyasi güç parlamentoya da mutlak anlamda hâkim olmaktadır. Dolayısıyla, parlamento yürütme organını denetleme işlevini yeterince yerine getirememektedir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ise katı kuvvetler ayrılığına dayanmaktadır. Hem yürütme hem de yasama halk tarafından seçilmektedir. Dünyada başkanlık sistemlerinde uygulandığı üzere Türk tipi başkanlık sisteminde de tek başlı yürütme bulunmaktadır. Doğrudan halk tarafından seçilen tek başlı yürütme başkanlık sisteminin ayırt edici özelliğidir. Başkanlık sisteminin avantajları, doğrudan demokrasiye dayanmasının yanında, temel olarak meşruluğunu doğrudan halktan alan güçlü yönetim, hükûmet krizlerinin olmaması neticesinde siyasi istikrar, hesap sorulabilirliği yüksek olmasından dolayı daha demokratik bir yönetim olarak ifade edilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ülkemiz yönetimde istikrarın, temsilde adaletin temin edildiği bir yönetim sistemine kavuşturulmuştur. Devlet yönetiminde çift başlılık, hükûmet krizleri, yönetim sisteminde tıkanıklıklar ve siyasal istikrarsızlıklar dönemi sona ermiştir. Hükûmet bunalımlarına kilit vurulmuş, hükûmet etme sistemindeki engeller aşılmıştır. Böylelikle siyasi, ekonomik ve demokratik istikrarın yolu açılmış; hızlı işleyen, çabuk karar alan, sorunların çözümüne ve Türkiye'nin gelişmesine odaklı bir yönetim yapısı tesis edilmiştir.

Anayasa'mızla güvence altında bulunan cumhuriyetin temel nitelikleri, millî ve üniter devlet yapımız, Türk millî kimliği, Atatürk, demokratik rejim ve temel insan hakları gibi değerler yeni sistemin de kırmızı çizgileridir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin merkezinde sadece millet egemenliği ve demokratik değerler bulunmaktadır. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle esasen hâkimiyetin millete ait olduğu ilkesinin yasamayla birlikte yürütmede de doğrudan tecellisi sağlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle kuvvetler ayrımı net olarak sağlanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil ve yetki bakımından güçlendirilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama yetkisinin elinden alınması anlamına gelen yetki kanununa dayalı kanun hükmünde kararname çıkarma uygulaması kaldırılmıştır. Böylelikle, yasamanın ve yürütmenin asli fonksiyonlarına döndürülmesi sağlanmış, kuvvetler ayrılığı tahkim edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisine ilk kez Hâkimler ve Savcılar Kurulunun çoğunluğunu oluşturan 7 üyenin nitelikli çoğunlukla seçilmesi yetkisi verilmiştir. Kanun yapımında Meclis iradesi ön plana çıkarılmış, Meclis münhasıran milletvekilleri tarafından verilen kanun teklifleri üzerinde yasama yapmaya başlamıştır. Bakanların "Teklifimizi Meclise veriyoruz." sözleri farklı yere çekilmektedir. Bakanlar ve kamu kurumları ihtiyacı olan yasal düzenlemeleri nereye verecek? Kuvvetler ayrılığı demek, kuvvetlerin birbirine hasım olması demek değildir. Bakanlıkların, sivil toplum kuruluşlarının, halkın kanun tekliflerinin Mecliste bir mekanizma kurularak milletvekillerine ulaştırılması önerilse buna katılırım.

Yürütme Türkiye Büyük Millet Meclisine sadece bütçe ve kesin hesap kanun teklifi sunabilmekte, bütçe kanun teklifini aynen ya da değiştirerek onaylama yetkisi yine Türkiye Büyük Millet Meclisine ait bulunmaktadır. Meclisin bütçe yetkisinin devri asla söz konusu değildir, dört yıldır da örneğini yaşıyoruz. Cumhurbaşkanına bu konuda hiçbir yetki verilmemekte, bütçe ve geçici bütçe çıkarılamazsa Meclisten geçen bir önceki yıl bütçesinin yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanması öngörülmektedir. Bütçesiz kalınmaması amaçlanmıştır. Burada unutulmaması gereken husus yeniden değerleme oranında artırılan bir önceki yıl bütçesinin de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yapılmış olmasıdır.

Meclisin; soru, genel görüşme, Meclis araştırması ve Meclis soruşturması yoluyla denetim fonksiyonları daha da güçlendirilmiş, yazılı soru önergelerine on beş gün içinde cevap verilmesi öngörülmüş, Cumhurbaşkanının her türlü eylem ve işlemleri yasama denetimine tabi hâle getirilmiş, Cumhurbaşkanına cezai sorumluluk yüklenmiştir. Bu amaçla getirilen suçlandırma mekanizması yeni sistemin güçlü bir denetim aracı olarak yerini almıştır. Yürütme, Meclis içinden çıkmadığı ve güvenoyunu bizzat milletten aldığı için de güvenoyu ve gensoru mekanizması kaldırılmıştır. Zira vekil değil, asıl olan millet Cumhurbaşkanını seçmek suretiyle güvenoyu vermiş olmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanının tarafsızlığı ve partili olması sıkça eleştirilmektedir. Cumhurbaşkanının göreviyle ilgili tarafsızlığı Anayasa'mızda zaten vardır. Ant metni değişmemiştir. Cumhurbaşkanı görevinin tarafsızlıkla yerine getirmesi hususunda Türkiye Büyük Millet Meclisinde ant içmektedir.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yerine getiriyor mu andı?

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Cumhurbaşkanının partili olması görevini yaparken tarafsız kalmasına engel değildir.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Allah aşkına, kalıyor mu, kalmıyor mu?

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Parlamenter sistemde Cumhurbaşkanının tarafsızlığının kağıt üzerinde kaldığını hepimiz gördük. Ayrıca, parlamenter sistemde de başbakan partilidir. "Güçlendirilmiş parlamenter sistem" diyerek tüm görev ve yetkilerin başbakana verilmesini önerenlere sormak lazımdır: "Başbakan partili değil midir?"

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Partilidir.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yine, bu bakışa göre başbakan da tek adam değil midir? Görevi sona eren Cumhurbaşkanının aktif siyasete dönemeyeceği dâhi önerilmektedir. Darbeciler gibi siyaset yasağı bile getirilmek istenmektedir. Cumhurbaşkanı dâhil herkesin temel haklarından olan siyasi partiye üye olabilme özgürlüğü engellenmemelidir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine yönelik eleştirilerin birisi de Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yoluyla Meclisin kanun çıkarma yetkisinin elinden alındığı yönündedir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu konuyla tamamlarsanız sevinirim.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Buna gerekçe olarak da Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin madde sayılarının fazlalığı örnek gösterilmektedir. Yürürlüğe konulan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin "3 binden fazla madde içerdiği, Türkiye Büyük Millet Meclisini geri bıraktığı" söylenmektedir. Böyle bir tespitin esasen hiçbir hukuki ve bilimsel yanı bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin madde sayılarının fazla olmasının sebebi, sistem değişikliği sırasında bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının tüm mevzuatının Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yeniden düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple de örneğin, 1 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi 539; 4 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ise 802 maddeden oluşmaktadır. Tek başına bu 2 kararnamenin madde sayısı 1.341'dir ancak geçiş dönemi tamamlandıktan sonra çıkarılan bu kararnameler bu şekilde değildir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Ben bütçelerinizin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.