| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Katar Askeri Hava Aracı ve Destek Personelinin Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında Geçici Konuşlanması Konusunda Teknik Düzenlemenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3669) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 30 .11.2021 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, benim konuşmama atıfla Hasan Bey konuştu. Şimdi, şunu ifade etmemiz gerekiyor, benim söylediğim çok açık ve net, bir tartışma amacıyla da söylemiyorum. Türkiye'nin komşularıyla ve genel olarak uluslararası alanda enerji yataklarına sahip olmaya çalışmasından, doğal uzantılarında enerji meselesini gündem yapmasından doğal bir şey yok, bununla ilgili bir itirazımız da yok fakat bunun yöntemine dair ciddi eleştirilerimiz var. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki pozisyonunun sorunlu olduğunu düşünüyoruz, yürüttüğü dış politikanın sorunlu olduğunu düşünüyoruz. Hem bizi uluslararası arenada çok ciddi bir şekilde yalnız bırakmıştır ki Doğu Akdeniz meselesinde Yunanistan, Fransa, Kıbrıs Rum kesimi ve diğer ülkeler blok olmuşlardır ve Türkiye yalnız kalmıştır. Onun için, bu süreci yürütürken tabii ki Türkiye ve Türkiye halklarının çıkarını gözetecek, onları en üst düzeyde almayı hedefleyecek bir strateji izlenmelidir fakat bu her zaman bir silahlanmayla, her zaman uçak almakla, her zaman tank almakla olmaz, diplomasi birçok kapıyı açar. Bu anlamıyla söylediğimiz açık ve nettir. Paydaşlarla, sınırdaşlarla, doğal uzantıya sınırı olan ülkelerle bu konu müzakere edilmelidir, konuşulmalıdır. Tabii ki Türkiye'nin hakları, menfaatleri savunulmalıdır. Bunda tartışılacak bir şey yok ama biz burada ne yazık ki sorunlu bir politika izlendiğini düşünüyoruz.
Diğer bir mesele, ben buranın milletvekiliyim, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir milletvekiliysem eleştirdiğim şeyleri burada ve bulunduğum komisyonda dile getirmemden daha doğal ne olabilir? Yani ben ABD'de parlamenter olsaydım herhâlde ABD politikalarını eleştirirdim. Yani buradaki muhataplık ilişkisi yahut da yaptığımız her eleştiriye dönüp "Ya ABD burnumuzun dibine gelmiş niye oraya söylemedin?" Nereden biliyorsunuz söylemediğimizi? Biz ABD'nin Türkiye'nin başına bela olduğunu düşünüyoruz, yani dünyanın başına bela olduğunu daha doğrusu, bütün dünya barışını kendi emperyal politikalarıyla işin içinden çıkılmaz hâle getirdiğini düşünüyoruz. Bu başka bir tartışmanın konusu ama bu sizin yürüttüğünüz, şu anda sizin Başkanlığınızda, Hükûmetinizde yürüyen politikaları, iç ve dış politikaları eleştirmeyeceğiz, siz bu eleştirilerden muafsınız anlamına gelir mi? Gelmez. Onun için hakikaten yani bir kere de olsun niyetimizi sorgulamadan ne dediğimizi dikkate almanızı öneririm. Yani biz çok açık ve net bir şekilde söylüyoruz. Evet, bu ülkenin hakları, halklarının hakları sonuna kadar savunulmalıdır. Bunda hiçbir beis yok fakat bunun yöntemi her seferinde silah bulundurmak mıdır? Yunanistan Rafale'yi getirmiş burnumuzun dibine koymuş. Yöntemi gidip Katar'la anlaşma yapıp dolaylı yoldan Rafale uçaklarını getirmek midir? Yoksa gerçekten Yunanistan'la istikşafi görüşmelerle yol almak, gerçekten bölge barışına katkı koyan bir ülke olmak mıdır? Ben ikincisinin daha az maliyetli, daha insancıl ve daha doğru bir politika olduğunu düşünüyorum, partimiz de böyle düşünüyor. Bu da herhâlde bir suçlanma gerekçesi olamaz.
Teşekkür ederim.