| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Askerî Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2663) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 30 .11.2021 |
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Başkanım, ben de birkaç şey söyleme gereği duydum biraz dayanamayarak.
Şimdi, Gülüstan Hanım'ın bize sunduğu tablo tozpembe bir tablo. Ben de çocuklarım için öyle bir dünyada yaşamak isterdim ama öyle bir dünyada yaşamıyoruz. Savaşın artık böyle, her yerde ayyuka çıktığı, "Ta burnumuzun ucuna kadar girmiş, ne işi var diyeceğimiz, bir sürü ülkede, her yerde cirit attığı bir dünyada yaşıyoruz; katliamların, yani Afrika'dan Asya'ya birçok şeyin, birçok operasyonların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir dünyada, Türkiye'nin, coğrafyanın da gerektirdiği şekilde hazırlıklı olması lazım. Gerektiği şekilde her tür hazırlığı, tabii ki, diplomatik anlamda, barış anlamında her tür girişimi yapıp, aynı zamanda çocuklarımız da bunu yapmamız lazım. Bizim çocuklarımızın da ileride, bizden sonra, Türkiye olarak, böylesi bir dünyada her tür hazırlığıyla, güçlü bir şekilde, ülkelerine güvenerek yaşamaları ve bunu görmeleri lazım; bu anlamda yapılan her şey, millî, yerli yapılmaya çalışılan her şey çok çok kıymetli; bu anlamda, bunun kıymeti zaten anlaşılıyor, anlaşılacaktır; o anlamda, hiç kimsenin şeyi olmasın.
Bu Sırbistan'la ilgili meseleye gelecek olursak, bilmiyorum, Srebrenitsa katliamının olduğu bölgelere gittiniz mi, oradaki insanlarla ne kadar ilişkiniz var? Yani şahsen, elimden geldiğince ve belli vesilelerle görüşüyoruz ve gittim 2 defa. Oradaki insanların bize söylediği şey şuydu: "Eğer Türkiye, bu katliam olduğu zaman daha güçlü, şimdiki gibi güçlü bir Türkiye olsaydı biz bu katliamı yaşamazdık." diye kendileri dile getiriyor bunu çünkü Türkiye'nin varlığı, o gücü, ortaya koyduğu politikalar, görüşmeler... Yakın zamanda, biliyorsunuz, Sırbistan'da yine bir hareketlilik oldu, yine farklı farklı oluşumlar... Orada da ağırlığını koyup onun önüne geçen yine Türkiye oldu; bu anlamda, ülkemize güvenmemiz lazım. O gücü... Mazlum coğrafyalarda, her yerde savaşın -Allah korusun- tekrardan yaşanmaması için her şeyi yapıyor. Kaldı ki aslında "Barış Gücü" diye giden ülkelerin neler yaptığını da biliyorsunuz, Hollanda askerlerinin göz yumduğu o katliamları biliyorsunuz. Bizim ülkemiz, öyle şeyleri aralamayacak, bir daha öyle şeylere izin vermeyecek şekilde hazırlanıyor, çocuklarımızı da böyle bir geleceğe hazırlıyor. Güçlü olacağız, her zaman barış kapıları açık olacak ama güçlü olacağız. Biz hiçbir zaman hiçbir şeyden geri kalmayacağız yani hazırlıklı olacağız, bunu söylemek istedim.