| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Google Reklamcılık ve Pazarlama Limitet Şirketi Hükûmet İlişkileri ve Kamu Politikaları Yöneticisi Erkan Kaptan, Hükûmet İlişkileri ve Kamu Politikaları Müdürü Zeynep Güven ve Google Bilgi Teknolojileri Limitet Şirketi Avukatı Gönenç Gürkaynak'ın, Google Türkiye ekibi olarak Türkiye'de gerçekleştirdikleri projeleri, politikaları, YouTube hizmeti ve 5651 sayılı Kanun'a uyum çalışmaları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 02 .12.2021 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Ben de aynen onları söyleyecektim, çok teşekkür ediyoruz buraya geldiğiniz için, bilgiler verdiğiniz için.
Biz tabii, biraz burada olaya daha genel bakacak olursak bir kere dünyada bir internet altyapısı oluştu, bu altyapıyı kim yaptı? Devletler yaptı. Kimin parasıyla yaptı? Halkın parasıyla yaptı. Şimdi, bunun üzerinde Google da bir uygulama yapıyor sonuçta bakacak olursak. Dolayısıyla, Google ülkelerin kaynaklarını kullanıyor mu? Kullanıyor. Sadece Google değil tabii, hepimiz kullanıyoruz ama burada ülkelere karşı Google'ın bir sorumluluğu oluşuyor mu? Bence oluşuyor etik olarak, yasal olarak değilse bile, çünkü dünyada bir kaynak kullanılıyor.
Şimdi ama dünyada iletişim artıyor, internet artıyor, bu artışın bir sonucu olarak da dünyada otoriterlik eğilimi artıyor. Özellikle ülke yönetimleri daha otoriterleşmeye başlıyorlar, terörizm artıyor, dengesizlik artıyor, göçmenlik sorunları başlıyor, bunların hepsini biz de yaşıyoruz. 2005 yılıydı galiba, ben Amerika'ya bir gitmiştim, "tilki haberleri" diye Türkçe'ye çevireceğim Fox News kanalında yani on beş dakikada bir sarı alarm, işte "New York'ta şey oldu." Kırmızı alarm "Burada bir şey oldu. Terör tespit edildi." veya işte "Terör olasılığı çok yüksek." filan gibi. Ben dedim ki ya ben bu ülkede yaşasam yani bir hafta sonra bütün yabancılara düşman olurum yani öyle bir tehdit ve tehlike oluşuyor ki insanların kafasında. Şimdi, bilgiye ulaşmak kolaylaşıyor ama hükûmetlerin bilgiye ulaşması daha da kolaylaşıyor. Dolayısıyla hükûmetler şu anda bilgiye çok sahip olmak istiyorlar, özellikle otoriterleşmek yönündeki hükûmetler. Onlar kendi amaçlarını gerçekleştirmek için uluslararası şirketleri de kullanıyor olabilirler yani sol görüşlü olan benim bazı arkadaşlarım bu şirketleri belki batı kaynaklı olduğu için emperyalizmin bir parçası gibi görebilirler ama Allah'tan TikTok da çıktı da belki biraz daha denge oluştu diyebiliriz. Yani burada hükûmetler acaba sizi kötü emellerine alet etmek istiyorlar mı, isteyebilirler mi? Yani onun için burada Google'a çok haksızlık yapmayalım. Burada esas olarak öğrenmek istediğimiz: Google ülkeler arasında politikasında farklılık gözetiyor mu? Yani Türkiye'yi diğer ülkelerden ayırıyor mu? Türkiye'ye eşit davranıyor mu? Şirket politikası olarak, özel olarak bizim ülkemizde kısıtladığı bazı şeyler var mı? Diğer konuda da...
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Yani "Çifte standart var mı?" diyorsunuz değil mi?
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Var mı? Yani o soruyu bir sormamız lazım.
Türkiye'de vergiler temsiliyet konusunda, işte yasaların uygulanması konusunda şey olabilir. Bu konuda çok sıkıştıklarını hissediyorlar mı? Yani dünyada hiçbir ülkeden "Ya biz artık o ülkeye servis vermeyelim." dedikleri ülke var mı? Yani bunun karşılığı da var tabii, bazı ülkeler bu tür şirketleri yasaklıyorlar. Dolayısıyla burada dengeyi de tam tutturabiliyor muyuz?
Bu unutulma hakkı konusunda da ben şey yapmak istiyorum. Burada bir ölçü olması lazım, kamuoyunun da, özellikle kamuoyuna mal olmuş kişilerin de unutturulmaması lazım. Kişisel verilerde de benzer şekilde. Benim, bugün, hepimizin, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olarak annemizin adı, babamızın adı, doğum tarihimiz yazılı, açık. Şimdi, biz buna "Ya benim kişisel bilgilerim nasıl yayınlanıyor?" diyemeyiz çünkü biz bu işe gönüllü girdik, bu bilgileri açmak şartıyla girdik, dolayısıyla artık kişisel veriler olamaz. Şimdi, benim başıma da geldi Ravza Hanım, benim başıma da geldi, Gmail'den benim hakkımda bir şekilde iftira haber yazmış benim arkadaşlarıma birisi. Ben de savcılığa gittim, Google'a da haber verdim. Google dedi ki "Tamam, siz başvurun savcılığa, ancak savcılıktan gelirse biz işlem yaparız." Yani bu kişi soruşturması, savcıya götürdüm, savcı "Tamam." dedi ama soruşturmaya gerek görmedi. Şimdi, savcıyı da mı kapatacağız? Yani Türkiye'de her şeyi çok düzgün yaptık da hukuku güzel güzel işlettik de yani sorunu tamamen Google'a veya başka şirketlere atmayalım, kendi hukukumuzu da öncelikle düzeltelim derim. Yani işin kolay tarafı işte çabukça işi emperyalizme atmak, yok işte "Yabancı şirketler çok kazanıyorlar, yabancı şirketler bunu yapıyorlar." İyi de biraz da önce kendi kapımızın önünü temizleyelim, önceliği oraya verelim. Dolayısıyla ben bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak öncelik vereceğimiz konuları belirleyelim diyorum.
İçerik kaldırma konusunda, topluluk kurallarına aykırılık konusunda ülkeler arasında bir fark gözetiyor musunuz veya mahkeme kararlarının uygulanması konusunda ülkeler arasında bir fark gözetiyor musunuz veyahut size gelen mahkeme kararları sıralamasında Türkiye'nin yeri nedir? Başka ülkelerle kıyaslandığında yer nedir? Bununla ilgili sizin bir görüşünüz var mı?
GOOGLE LLC VE GOOGLE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ LİMİTED ŞİRKETİ AVUKATI GÖNENÇ GÜRKAYNAK - Talep sayısı bakımından mı efendim?
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Talep sayısı bakımından.
Sonuç olarak, ben bu konuda biraz daha şeffaf olunması, şirket politikasının daha açık olması ama bizim de Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak demokratikleşmeye, halkın haber alma özgürlüğüne ve bilgilerin daha kolay yayılmasına imkân sağlamamız gerektiğini düşünüyorum.
Saygılarımı sunuyorum.