KOMİSYON KONUŞMASI

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - 1'nci maddeden başlayayım fakat 1'inci maddeye geçmeden önce de bütün kamu ihaleleri için genel olan bir hükmü, 4734 sayılı Kanun'un 5'inci maddesinin birinci fıkrasını burada olan bürokrat arkadaşlara özellikle hatırlatmak isterim.

"Temel ilkeler, Madde 5- İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur."

Şimdi, bu temel ilkeden niye yola çıktık? Sonuçta, geçmiş dönemlerde bu liman ihalelerini Kamu İhale Kanunu'nun...

(Uğultular)

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Hatibi dinleyelim ama arkadaşlar, böyle olmaz ki.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Arkadaşlar, müsaade edin.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - ...temel ilkesi çerçevesinde yaptık ve o günkü şartlarda ihaleye giren firmalar, dolayısıyla o dönemdeki şartlara göre maliyet hesabını yapmışlar ve ona göre de fiyat tekliflerini yapmışlardır. Sizlerin, böyle bir zamanda kimine on üç, kimine on dokuz yıllık ihale uzatması vereceğinizi bilselerdi, eminim ki bu ihalelerin fiyatları farklılaştırdı. Dolayısıyla, bu sebeple, özellikle bürokrat arkadaşlar, kamu zararı oluşturduğunun farkındalar mı?

Haricinde, herhâlde bu değişiklikten, eminim ki şu andaki mevcut limanlarımızdan -bu kendileri açısından faydalı olduğu için- özelleştirilen yerlerden bütün hepsi faydalanacaktır, hiçbir tanesinin, bu uzatmayı istemediğine dair bir kanaatinin olduğunu sanmıyorum.

Ahmet Bey kanun teklifini açıklarken içinde şöyle ince bir nokta gördüm orada "...davalar geri çektirildiği takdirde..." diye. Bu firmaların sizlere açtığı, devlete açtığı davalar nelerdir? Aynı zamanda, bu firmalar, uzun süreli bu yatırımlarda vermiş oldukları taahhütleri yerine getirmişler midir, bunlarla ilgili denetim mekanizması doğru çalışmış mıdır, denetim sonuçları nelerdir? Biz bunları merak ediyoruz. Bugün kanun teklifinin bütünlüğüyle ilgili Komisyon Başkanımız güzel açıklamalarda bulundu; evet, dünyada limanlarla ilgili şartlar değişti. Limanlarla ilgili şartlar değişti ama bizim coğrafyamız değişmedi. Coğrafi anlamda şartlar değişmeyeceğine göre Türkiye'deki limanlar da çok daha stratejik ve önemli hâle geldi. Böyle bir ortamda, Covid'den sonra limanların öneminin, navlun fiyatlarının artması ve bunlarla birlikte, liman sirkülasyonunun artmasını da göz önüne aldığımızda; 2007 yılında -Mersin Limanı'ndan örnek verdi Tahsin Bey- 755 milyon dolara vermiş olduğunuz, 2017 yılında yüzde 40'ını 869 milyon dolara -bütününe baktığımızda da 2 milyar 150 dolara tekabül ediyor o hissenin tamamı- devretmiş olan Akfenin... 2017'den bu yana Covid'le birlikte bu rakamın, oranın bugünkü şartlarda bile ne kadar değiştiği belli, malum. Dolayısıyla, böyle bir ortamda, ihale süresinin bittiği zamanda çok daha uygun fiyatlara ihale edilebilecekken bugünden bunun yapılmasını size amiyane bir tabirle örneklemeye çalışayım: Bundan on sene önce Ankara'da, o günkü şartlarda doğru dürüst evi damı ve imarı olmayan bir yerden bir arsa satın aldığınızı, mülkiyet hakkını kullandığımızı veya bir ticarethaneyi devraldığınızı düşünün. Bugünkü şartlarda, emin olun ki orası katbekat büyüdü. Bugünkü şartlarda, o geçmiş dönemdeki, on sene önceki fiyattan orayı devralabilir misiniz? Ve buranın bir on sene sonra daha da büyüyeceğini düşünürseniz, bunu şimdiden devretmeyi düşünür müsünüz? Limanlarımızın durumu bu arkadaşlar. Limanlarımızın devir kira sözleşmeleri bugünkü şartlarda aslında çok komik kaldı. Rakamın o dönemde çok daha büyüyeceği de hepimizin malumu, sizlerin de gerekçe olarak açıkladığınız konular.

Bir yandan Çin lojistik firması bölgede bölgesel yatırımlar yapıyor, 300 milyar euroluk yatırımlardan bahsediliyor. Bir yandan, Hayfa'da dev liman tesis ediliyor, Sina Çölü'nde devasa transfer merkezleri kuruluyor. Evet, o anlamda, Akdeniz'de limanlarımızın önemi çok daha önemli hâle geliyor ama bu limanlarımızla ilgili sözleşmelerin bugünden uzatılmasının... Ki sözleşmesi en yakın bitecek olanın süresi 2027. 2027'yle ilgili şimdiden önlem almak adına şunu derseniz ki amenna: Limanlarda genişletme yapabilecek misiniz? Limanlarda, örneğin yeni bir rıhtım yapabilecek misiniz? Ki limanlarının en büyük sorunlarından biri de yer darlığıdır. Dolayısıyla, bunu da şöyle örnekleyelim: Mesela, Mersin'deki Akfen ilk alındığında 400-450 bin elleçleme yapılırken bugünkü şartlarda 2 milyon elleçleme yapılıyor. Orada yapılan yeni yatırımla, yeni bir rıhtımla 3 milyon 600 bin elleçleme yapılacağı öngörülüyor yani piyasa değerinin katbekat arttığını göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Şimdi 2 tane bağımsız denetim kuruluşu vasıtasıyla yeni fiyatlandırma yapacağınızı söylüyorsunuz. Bunları yeniden ihaleye çıkarsanız ne olur? Bakın bakalım, fiyatlar nasıl değişecek; fiyatların en azından 10 katına çıktığını göreceksiniz. Böyle bir ortamda kamuya bunu alelacele getirdiğinizde ben şunu anlıyorum: Bunun arkasında başka durumlar da söz konusu. Evet, ekonomik yönden bir krizin içindeyiz, dolayısıyla yeni kaynaklar bulmamız gerekiyor; bu kaynakları buradan, limanlarımızın işletme devir hakkını uzatarak almayı düşünüyor olabilirsiniz ama -aklıma geldiği için söylüyorum- Birleşik Arap Emirlikleri'yle, yeni prensle 10 sözleşmeli bir mutabakat yaptınız. Bu mutabakatlardan bir tanesi Birleşik Arap Emirlikleri'nin resmî şirketlerinden olan Abu Dabi Liman Şirketiyle. Dolayısıyla, burada açıkça söyleyin -yani ticari sır anlamında fiyatını sormuyoruz- Abu Dabi Liman Şirketine hangi limanı vermeyi düşünüyorsunuz?

Burada Denizcilik İşletmelerinden kimse var mı bilmiyorum ama... Yani Bakanlık temsilcileri "Var." dediler ama Ulaştırma Bakanlığından kimseyi görmedim, Denizcilik İşletmeleri, Ulaştırma Bakanlığına bağlı.

Var mı?

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Denizcilik İşletmelerinden kim var arkadaşlar?

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Denizcilik İşletmelerinden var mı? Demiryollarını da soracağım.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Arkadaşlar, ayağa kalkar mısınız, bir kendinizi takdim edin.

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI FEVZİ TEZEL - Ben varım efendim, Genel Müdür Yardımcısıyım.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - TCDD'den kim var?

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - TCDD'den kim var?

TCDD GENEL MÜDÜR YARDIMCISI İSMAİL HAKKI MURTAZAOĞLU - Ben varım efendim, Genel Müdür Yardımcısıyım.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Tamam, 2 Genel Müdür Yardımcımız burada Yasin Bey.

Buyurun.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Şimdi, şu anda ihalesi ve işletme devri özel şirketlerde olanların dışında ayrıca, Varlık Fonunda Alsancak liman şirketimiz; aynı zamanda, Denizcilik İşletmelerinin uhdesinde bulunan 7 veya 8, belki de 9 limanımız daha var. Buraları da yeniden özelleştirmeye açacak mısınız? Arkadaşlar, böyle bir ortamın içinde, Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulurken biz limanlarla ilgili kapitülasyonların kaldırılmasının ve Kabotaj Yasası'nın yürürlüğe girmesinin en büyük kazanım olduğunu söylerken emin olun, bu madde burada geçerse vereceğimiz de en büyük taviz olacaktır. Bunun ileride başımıza çok büyük sıkıntılar yaşatacağını da görmemiz gerekir. Evet, dünya piyasasına ayak uydurmak gerekiyorsa bunu devlet olarak kendimiz niye yapmıyoruz? Devlet olarak kendi limanlarımızı kendimizin revize etmesi, modernize etmesi, rıhtımlarını geliştirmesi, genişletmesi daha uygun değil mi?

"PSA bölgeye geliyor." diye söyleniyor, zaten PSA, Mersin'de yüzde 50 var. Ambarlı Limanı'na verdiği yeni fiyat bile rakamların ne kadar büyük olduğunu belirtiyor; yaklaşık 2-2,5 milyar dolar gibi rakamlardan bahsediliyor, sadece bir tek limanımız için. Bunları dikkate almanızı söylüyorum.

Düşünceniz rahmani ise eyvallah ama açık söylüyorum...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şeytani...

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Şeytani iş olmaz bizde.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Şeytani demiyorum ama inandırıcılığınız kalmadı, güvenilirliğiniz kalmadı; sıkıntı o, inandırıcılığınız kalmadı. Böyle bir ortamda burada piyasa şartlarına uymakla ilgiliyse eyvallah ama piyasada güven kalmadığı yerde dış yatırımcının buraya gelirken çok uygun fiyatlarla limanlarımıza el koyacağını da unutmamak lazım.

Diğer maddelerle ilgili de birkaç kelime söyleyeyim. Bu arada 6 tane ana maddemiz var, içinde kabul edebileceklerimiz bile var, bunda sıkıntı yok fakat hepsini böyle torba hâline getirdiğinizde bu defa kabul edilen, kabul edilmesi mümkün olan, hep birlikte oy birliğiyle geçmesi gereken maddeleri de tartışılır hâle getiriyorsunuz. Bu torba kanunun güzelliğine hâlâ devam ediyorsunuz.

Evet, özelleştirme kapsamında bulunan TEİAŞ'a mülga durumdaki kuruluşlarımızın gayrimenkullerinin devrini, ciro düzeltmesi ve TEİAŞ'ın rakamsal boyutta kendini toparlaması pozisyonunda görüyoruz. 6'ncı madde cezai hükümlerle ilgili, stokçulukla ilgili. Arkadaşlar, kanunu hatırlayın, biz bunu Şubat 2020'de -daha bir sene geçmedi, Şubat 2020'de- covid yasası kapsamında yaptık. Covid yasası kapsamında birinci fıkradaki olan cezai hükümler aynı duruyor, ikinci fıkradaki cezai hükümleri artırıyoruz. O dönemde de stokçuluğa ve stokçulukla mücadele kapsamında bu cezai hükümleri yine katbekat artırmıştık ama sizin bu stokçuluktan anladığınız Reisicumhurun üç harflileri suçladıktan sonra sadece üç harflilerle ilgili yeniden bir yasa düzenlemesi yapalım maksadıyla mı yoksa dönem dönem, bir dönem gelecek patatesçiyi, bir dönem gelecek soğancıyı, bir dönem gelecek araç alım satımını... Bir şekilde yine stokçuluk kapsamında cezai hükümlere bağlama noktasında büyük organizasyonları olan ve dağılımı bulunan şirketler için belki 2 milyon ceza çok büyük bir ceza olmayacak ve kapasite olarak kaldırılabilir bir rakam olacak. Ama bunu, güvenilirliğiniz kalmadığı için tekrar tekrar söylüyorum: Ufak bir şirkete böyle bir cezayı verdiğimizde de o şirketi yaşamını bitirmeye yönelik de bir tehdit olarak gördüğünüzü... Madem stokçulukla ilgili bir yasa düzenlemesi yapıyoruz, niye burada sadece cezai hükümlerin artırımını düşünüyoruz? Cezai hükümlerle ilgili baktığımızda Türk Ticaret Kanunu'nda da Rekabet Kanunu'nda da başka kanunlarda da zaten o cezai hükümler söz konusu ve buradaki cezai hükme de rakamsal olarak baktığımızda öyle yadsınacak bir cezai hüküm yok mevcuttaki oranda yani değiştirmeye kalktığınızda. Dolayısıyla, bu kanun teklifiyle ilgili, kanun teklifinin özellikle 1'inci, 5'inci ve 6'ncı maddeleriyle ilgili çekincelerimiz söz konusudur. Maddeler gelince tekrar konuşuruz.

Teşekkür ederim.