KOMİSYON KONUŞMASI

İFFET POLAT (İstanbul) - Sayın Başkan, çok kıymetli Komisyon üyelerimiz, Bakan Yardımcılarımız ve değerli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Ben de bu kanun teklifiyle ilgili görüşlerimi beyan etmek istiyorum bazı maddelerle ilgili olarak.

Türkiye ticaretinin can damarlarından olan limanlarımızda yatırım ve genişlemelerin idamesi için mevcut teknolojiyi iyileştirme, hızlı ve güvenilir bir lojistik imkânı tanımak adına yatırımcıların süreçlerini uzatmanın doğru bir karar olacağını düşünüyorum. Ayrıca, dünya ticaretinin yavaşladığı pandemi döneminde, ticaretin âdeta durduğu bu dönemde inkıtaya uğrayan ticarete rağmen yatırımlarına devam eden liman işletmecilerimizin zararlarının da bir nebze telafi edileceğine inanıyorum.

Şimdi, tabii ki muhalefetteki arkadaşlar kategorik olarak her şeye karşı çıkıyorlar.

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - 2'nci, 3'üncü ve 4'üncü maddelere taraftarız.

İFFET POLAT (İstanbul) - Peki, sizi tenzih ediyorum o zaman Hocam.

Hem serbest piyasayı savunmak hem serbest piyasanın içerisinde var olmak hem de bir demir perde ülkesi gibi kanun yapmayı istemenin de doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü özellikle birçok milletvekilimizin, birçok Komisyon üyemizin bahsettiği üzere, limanların ileride Abu Dabi'ye, Katar'a peşkeş çekileceğine dair bir niyet okuyuculuğu yapıyorlar ve ben, bunu, şahsen doğru bulmuyorum.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Mevcutta öyle zaten.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Doğru bulmadığınıza, gelin, beraber karşı olalım.

İFFET POLAT (İstanbul) - Nedense İslam ülkelerine ve Orta Doğu'dan gelen yatırımcılara karşı çok mesafelisiniz. Yani İngilizlerin, Almanların, Hollandalıların getirdiği para para da yani gelip Katarlılara veyahut da Birleşik Arap Emirlikleri'ne niye karşı çıkıyorsunuz? Ben bunu anlayamıyorum şahsen.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Bizim limanlarımızı almasınlar, yeni yapsınlar. Satmayalım, yeni yapsınlar.

İFFET POLAT (İstanbul) - Yeni de yaparlar çünkü yatırım sürekli olan bir şeydir Sayın Vekilim, tamam mı?

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Satmayalım, yeni yapsınlar.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Arkadaşlar, konuşmacının sözünü kesmeyelim lütfen.

İFFET POLAT (İstanbul) - Yani, bakın, biraz evvel Çetin Osman Bey şöyle bir şey söyledi, ben de UNCTAD'in yani Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansının verilerine göre baktığımda, ROI'si yani bir liman yatırımının dünyada dönüşü ortalama otuz beş yıl, yirmi beş yıl değil. Bir de pandemiyi, birtakım ticari durgunlukları eklediğinizde bu sürenin daha da uzun olacağını, liman yatırımı...

ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) - Otuz beş yılda kendini amorti eder, ben onu demedim.

İFFET POLAT (İstanbul) - Ben, o zaman...

ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) - En fazla yirmi beş yıl kiralanmalı dedim.

İFFET POLAT (İstanbul) - Pardon, özür dilerim ama...

ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) - Yoksa otuz beş yılda da kendini amorti etmez, daha fazla.

İFFET POLAT (İstanbul) - Yani, onun için, bu sürelerin uzatılmasının da bence ticareten yatırımcıların yatırımlarının geri kazanımları açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

Diğer bir husus ise, ülkemizin enerji arzıyla ilgili tüm girişimleri, yatırımcıları desteklemek ve süreçlerini iyileştirmek adına tüm düzenlemeleri yapmanın ve yatırımların desteklenmesi, kapasitelerinin artırılmasını desteklemenin kanun yapıcılar olarak bizim için önemli bir görev olduğunu düşünüyorum. Bu noktada da LPG depolama alanlarının rafinelerin kendi alanlarının dışına taşınmasının da böyle bir alternatifin sunulmasının da çok isabetli olduğunu düşünüyorum.

Bunun dışında, Sayın Başkan, Türkiye'nin elan ve gelecekte en önemli tesislerden birisi enerji arzı ve iklim değişikliğinin getirdiği zaruretleri, enerji kaynaklarımızı yenilenebilir ve çevreye zarar vermeyen kaynaklara yönlendirmek olmalıdır. Enerji üretme teknolojilerinde devletimizin de katkı vermesi ciddi bir destek olacaktır. Yerli aksamın teşvik edilmesinin hem enerji üretim sektörünün hem yan sanayinin gelişmesine hem de maliyetlerin, tüketici maliyetlerinin düşmesine ve ilintili, sektörlerin de gelişmesine canlılık getireceğine inanıyorum.

Bir diğer husus da dünyanın yaşadığı pandemi ve iklim değişikliğiyle, gıda ve temel ihtiyaç maddelerinin arzında dünyada bir kriz yaşanmaktadır. Avrupa'da ve Amerika'da da gıda enflasyonu ciddi rakamlarla artmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerin de bu tür olumsuz değişimleri daha sert hissetmesi, maalesef, olmaktadır. Birtakım fırsatçıların, stokçuluktan kaynaklanan arz ve fiyatlarının manipüle edilmesinden kaynaklanan sıkıntıları gidermek ve stokçuluğu engellemek adına caydırıcı bir ceza sisteminin altyapısını kurmamız bir görevdir bizim için. Bu noktada da bu kanun teklifinin çok ciddi bir yaptırım altyapı için gerekli olduğunu düşünüyorum.

Ben Komisyonumuzu, herkesi saygıyla selamlıyorum.