ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Arkadaşlar, burada, hepimiz belki farklı bakış açılarından, pencerenin farklı yönlerinden bakıyoruz ama her birimizin baktığı yer milletimizin, halkımızın yararı olmalı. Fikrimiz tabii ki ayrı olacak ama amacımız tek. O yüzden birbirimizi kırmak yerine birbirimizi anlamamız lazım. Üslup hatalarımız olabilir, birbirimize kızabiliriz ama bu, ülkemizin ve vatandaşlarımızın, yurttaşlarımızın çıkarını hep birlikte düşünmeyeceğiz anlamına gelmemeli. Haddimi aşmamak için, eğer açtıysam da kusura bakmayın, uzatmayayım çok da...

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli Komisyon üyeleri ve saygıdeğer bürokratlar; burada, ben, bir hukukçu olarak -tabii, şu an herkesin belki de insicamı bozuldu, biraz daha sakince tartışmalara devam etmek gerekiyor- neden bu kanundaki bazı maddelere karşı söylem geliştirdiğimizi veya karşı olduğumuzu anlatmak istiyorum. Teknik olarak burası Sanayi ve Ticaret Komisyonu, burası tabii ki bir Anayasa Komisyonu ve Adalet Komisyonu değil. Ama kanun yapılırken mutlaka kanunların öncelikle Anayasa'ya uygun olmasını bekliyoruz. Ben 1'inci maddenin, Anayasa'daki şirketlerle ilgili veya bir ihaleye gireceklerle ilgili anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söylemek istiyorum. Bu madde, bu şekliyle Anayasa'ya aykırı.

Benim seçim bölgem Mersin. Mersin iliyle ilgili bir şey söylemek istiyorum. Mersin Limanı, 1960'larda yapılan, Türkiye'nin dışa açılan en güzel limanlarından biri ve bu liman, derinliği anlamında da Türkiye'nin en büyük konteyner limanı olabilecek bir liman. Değerli milletvekilleri, Mersin'de, şu an MIP tarafından işletilen limanın hemen doğusunda, daha önce projelendirilmiş, yapımı düşünülen ve gerçekten Türkiye'ye büyük bir katkısı olacak bir konteyner aktarma limanı projesi var. Bunun bir an önce yapılması gerekiyor. Biz, burada, Mersin Limanı'nın anlaşması otuz altı yıllık -yirmi üç yıl kalmış galiba- on üç yıl daha eklemek için bir kanun çıkartmayalım. Daha çok yatırım yapılması için özel sektör de olabilir, kamu-özel iş birliği de olabilir; bu yatırımlara yol açalım, yer açalım. Buradan daha da çok gelir elde edilir ve Türkiye'ye kalıcı eserler olabilir. Ayrıca, Mersin'den örnek vermeye devam edeceğim, Mersin Limanı'nın doğusundaki konteyner aktarma limanı yapılmadıkça bu elleçleme fiyatları da artacak; rekabeti de engellemiş oluyoruz. Madde 1, bana göre, Anayasa'ya aykırı, rekabeti engelliyor ve daha önce ihaleye giren insanların haklarını da çiğneyecek.

Kısaca, 5'inci madde... Bakın, 5'inci maddede, kamu mallarının daha önce özelleştirilen şirketlere devri söz konusu. Burada kamu zararı doğacak. Bu malların kamuda kalması, eğer özelleştirilecek ise bir bedel karşılığı özelleştirilmesi gerekiyor. Biz onları şirketlere verdiğimiz zaman hiçbir bedel ödenmeden, bunlar belki daha sonra özelleştirilecek şirketlerin aktiflerine geçecek herhangi bir para verilmeden. Buna dikkatinizi çekmek istiyorum.

Son olarak da 6'ncı madde... Benim ailem Mersin'de yüz yıldır ticaretle uğraşan bir aile, ticaret hukukçusuyum. Madde 6 zaten daha önceden olan para cezalarını artırıyor. Ama eğer biz Türkiye'de gerçekten stokçuluğu engellemek istiyorsak... Türk Ceza Kanunu'nun 240'ıncı maddesi var; 240'ıncı maddede kamu için acil ihtiyaç maddelerinin stoklanmasından bahsediliyor. Biz, bu, 6'ncı maddenin o ceza hükümlerini getirirken 18 maddeyi değiştiriyoruz. Böyle bir açılım yapmamızda yarar var. Eğer gerçekten ciddi olarak arabada stokçuluk yapılıyorsa, belli mallarda stokçuluk yapılıyorsa, bunları da engellemek için, Türk Ceza Kanunu'nun 240'ıncı maddesindeki suçun maddi unsurlarındaki unsuru getirip burada uygulamanın yararlı ve objektif olacağı kanısındayım.

Hepimizin amacı ülkemize hizmet etmek ise, biz burada özel şirketlerden daha çok halkımızı ve halkımızın çıkarlarını düşünelim diyorum.

Sayın Başkan, söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Sayın Komisyona da çalışmaları için başarılar diliyorum.