KOMİSYON KONUŞMASI

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sonuçta bizim de önergemiz aynı mahiyette olduğu için şimdiden konuşayım. Öncelikle Komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarımızın zaten buradaki uyumlu çalışmaları mevcutta bilinen bir söz konusu durum. Tabii, dışarıdan gelen milletvekillerimizin de konuşma hakkı olduğu gibi diğer komisyonlardaki durumla burayı da belki aynı pozisyonda görüyor olabilirler. Bazen sınırı aşan cümleler oluyor, o anlamda bizler de bunu hoş görüp, sürekli buraya katılırlarsa bu anlamda ağır ağır buranın da mehabetini görürler diye düşünüyorum.

Şimdi, ben Hacı ağabeye birazcık yüklenmek istiyorum. Aslında yüklenmekten kastım şu...

HACI ÖZKAN (Mersin) - Yüklenin yüklenin. Biz, ağır yükü çekmeye her zaman hazırız, biz esnafız, sanatkârız.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Eyvallah. Kendisi Mersin Milletvekili. Herhâlde tantuniciler durumundan memnun, sadece tantunicilere gidiyor olabilir ama diğer esnaflara da giderse zaten işin memnuniyet durumunu görür. Bir yandan da Mersin Limanı'yla ilgili de gitsin bir Mersin Limanı'ndaki olan bitene bir baksın derim.

Şimdi, burada limanlarımızla ilgili durumu zaten genelinde konuşurken bahsettim ama buradaki ana maksatlarımızdan biri de ihracatımızı arttırmak ise muhalefetin de önerileri olsun diye söylediği için Hacı ağabeyim, bu önerilerimizi Demiryollarına falan da aktarır kendisi. Ben, Denizli sanayicisiyle ilgili bu konulardaki sıkıntılarımızdan bahsetmek istiyorum. Denizli sanayicisinin ihracatçı bir niteliği var ve ürettiği malı limanlara ulaştırmakta, nakletmekte sorunlar yaşamakta. Bu anlamda, sanayi bölgelerinden limana doğrudan bağlantılı bir demir yolu hattımız bulunmamakta ama burnunun dibinden de demir yolu hattı geçmekte. 2012 yılında Bozburun Demiryolu Kılçık Hattı ve Yük Merkezi Projesi var, hâlâ tamamlanmadı, topu topu 1 kilometrelik bir demir yolu hattı. OSB içinde, organize sanayi bölgesi içinde bir demir yolu bağlantımız yok, hemen dibinden geçiyor yine demir yolu. Aynı şekilde, İzmir Biçerova ile Aliağa Limanı arasındaki bağlantı da hızlı bir şekilde tamamlanırsa bizim o ihracat ürünlerimiz çok hızlı bir şekilde limanlara ulaşır, dolayısıyla bizim de ihracatımız bu anlamda artar.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Maliyet de düşer.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Bir yandan da maliyeti düşer.

Bunun dışında, limanların sorunlarından kastımız şu: Örneğin, elleçleme süreleri eskiden üç dört gün iken şimdi sekiz dokuz gün zarfına ulaştı. Bunu böyle depo, antrepo tarzında... Çalışanlar bilir, ihracatçılar bilir; oradaki her bir gün ayrı bir ilave maliyet söz konusu. Örneğin, üç dört günde yaptığınız bir maliyet 300-330 dolar civarındayken yedi sekiz güne çıktığında bu maliyet 900-990 dolara kadar çıkabiliyor, dolayısıyla bu da tüketiciye veya ihracatçının maliyetine bir şekilde yansıyor. Tabii, bu konularda cevabı verirken görüş alırsanız sevinirim yani bu konular ciddi konular.

Aynı zamanda, dünyadaki liman işletmelerine baktığımızda, işte Amerika'daki limanları veya Rotterdam'daki limanları da örnek almak lazım. Bir yandan şunu çok açık söyleyeyim: Bu işletmelerin hepsi -daha doğrusu buradaki bizlerin, milletvekillerinin, iktidar veya muhalefet fark etmiyor- babamızın malı değil. Bu 84 milyonun hakkı olduğu için, bu anlamda da o hakkı korumak adına burada biz bu konuşmaları yapıyoruz, yoksa mevcut iktidarın bu yaptıklarını sadece eleştirmek babında konuşmuyoruz. Bu önerileri de bu anlamda dikkate almanızı öneririz.

Kamuoyunda duymuştum ama ne zaman gelir, bilmiyorum. Yakınlarda bir spor yasası gelecek. Alaka kurabilmek adına da söylüyorum: Spor yasasında kulüp başkanlarına kendi dönemleri çerçevesindeki borçlarını bir anlamda sorumluluk üzerinde tutmaya yönelik... Bu, muhtemelen kanunlaştırılacak ve sizler de kabul edeceksiniz. Şimdi, bu anlamda baktığımızda kendi döneminizin dışına taşan, hatta hatta torunlarınızın dönemine kadar sarkan bu devir haklarının geleceğimize, çocuklarımıza ve gelecek olan iktidarlara, hükûmetlere de bir anlamda haksızlık yapılıyor diye düşünüyorum. Yani kendi döneminizde ne kadar borçlanacaksanız borçlanırsınız ama bu dönemden de sizler sorumlusunuz, bunu da unutmamak lazım.

Evet, limanlarımız büyümeli, gelişmeli ama bu konuda devlet olarak elimizdeki hazır olanları başkalarına devretmek değil, kaynaklarımızı, kendi kaynaklarımızı daha çoğaltarak, ihracatımızı artırma çerçevesinde... Limanları sadece o Mersin'deki durum olarak görmemek lazım, hinterlandı iç bölgelere kadar sarkar. O limanlara ulaşımı kolaylaştırırsak demir yolları vasıtasıyla, ihracatımızın artmasına hakikaten katkıda bulunmaya başlarız.

Bu devir sözleşmelerinin içinde ayrıca sadece işletme hakkı kirası mı alıyoruz, yoksa yapılan elleçlemelerin miktarına göre, kapasite miktarlarına göre bir yüzdelik dilim alıyor muyuz, bu konuda da şüpheler söz konusu. Geçmişte yapılan sözleşmelerde buna benzer eksiklikler var diye biliyorum. Sadece ilave, yeni yapılan kısımlarla ilgili yüzde 1'lik vergi dilimi oranında ciro payı söz konusu diye duyuyoruz ama bunların da daha güncel ve revize edilmesi gerektiğini yani yeni yapılacak olan sözleşmeleri de bu çerçevede değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum çünkü limanların içinde işletme türü... Fuat ağabeyim daha iyi bilir, bizler o kadar daha ihracatçı pozisyonuna düşemedik, gelemedik. Ama limanlar iki türlü işletilir: Uluslararası şirketler distribütörlükler alarak oradaki komisyon haklarını, yine önce elde ettikleri geliri yurt dışına çıkarırlar, sonra yurt dışından komisyon hakkı düştükten sonra gelir, burada da amortisman düşerek vergiyi çok düşük gösterir ve vergi üzerinden yüzde 1'lik bir ciro gibi gösterir. Bu konularda da sağlıklı denetimlerin olmadığını...

Aynı zamanda, limanlardaki en büyük sorunlardan biri de gümrük mevzuatlarıyla ilgili. Gümrük mevzuatının nasıl iyileştirilmesi gerektiğini sizler de eski gümrük bürokratı olarak bilirsiniz. Yani oradaki elleçlemeyi en hızlı, en uygun zamanda yapabilmenin ihracatçı için çok önemli olduğunu, onun maliyetine yüklendiğini bilmek lazım.

Teşekkür ediyorum, kendinize iyi bakın.