KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri ve bu salonda bize hizmet eden değerli emekçi kardeşlerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; önemli bir bütçe maratonunu geçirdik, bütçe çıktı, hayırlı olsun diyelim ancak Sayın Başkan, ekonomideki bütün dengeler maalesef, sarsılmış durumda. Bugün dolar 17 lira 50 kuruş ve yükselmeye devam ediyor. Faizler, düşecek denilen kredi faizleri yüzde 30'a doğru yükselmekte ve TÜİK'in açıkladığı enflasyon dahi -benim tahminime göre- şubat ayında yüzde 40'ın üzerine çıkacak, halkın enflasyonuysa yüzde 100'e doğru çıkıyor Sayın Başkan. Bu şartlarda Meclisimizin, Plan ve Bütçe Komisyonun da sorumluluk alması gerektiğini düşünüyorum Sayın Başkan.

Bakın, biz, önceki Bakanımızla gidip bir görüşme yapmıştık, Lütfi Elvan'la. Şimdi Sayın Nebati Bakan oldu, Sayın Nebati Cumhurbaşkanıyla birlikte "Yeni ekonomik model" diye bir şey tanımlıyor, Türk tipi bir model olarak tanımlıyor bunu ama bunun ne olduğuna dair inanın ben ikna olmadım. Yani "Kur yükselecek, ihracat artacak böylece enflasyon düşecek." diye bir şey söylüyor ama bu beni ikna edemez çünkü bunun dünyada örneği bir model yok, başarılı olmuş bir model olamaz. Yani fiyat istikrarının olmadığı, kurun her gün yükseldiği, enflasyonun kontrolden çıktığı bir ülkede ekonominin toparlanması mümkün değildir.

Bakın, arkadaşlar, size kısaca şunu söyleyeyim: Şu anda, piyasada fiyat yapabilen hiçbir üretici yok. Yani Sayın Başkan, özellikle iç piyasaya üretim yapan işletmeler üretimini durdurmuş durumda. Hani "stokçu" diyorlar ya, adam şöyle yapıyor: "Ya, satsam, kaça yerine koyacağım bilmiyorum, kaça satacağımı bilmiyorum." diyor. Şimdi, yasa çıkacak "stokçuluk" diye, adama da gidip ceza keseceğiz niye satmıyorsun bu malı diye. "Kaça satacağım bilmiyorum, dolar her gün çıkıyor iniyor." Bu konuda da Sayın Başkan, kısadan söyleyeyim, sorumluluk almalıyız. Hepimiz bu ülkenin yurttaşlarıyız ve hepimiz bu ülkenin milletvekilleriyiz. Bu model önce bizi ikna etmeli sonra tüm sivil toplum kuruluşlarını, iş dünyasını, işçileri, esnafı, herkesi ikna etmeli. Şimdi, hiç kimsenin katılmadığı bir modele... Şimdi, iş dünyası diyor ki: "Bu model işlemez." Çarşıdaki esnafa gidin, çiftçiye gidin "Bu model işlemez." diyor. Tüm paydaşların ikna olmadığı bir modelde 2 kişi ısrar ediyorsa -Sayın Nebati ve Sayın Cumhurbaşkanı- o modelin başarılı olma şansı yoktur ve bu enkazın altında hepimiz kalacağız Sayın Başkan. O açıdan, benim önerim, Plan ve Bütçe Komisyonumuz sorumluluk alsın. Bu konuda, Sayın Bakan buraya gelsin, bir sunum yapsın, desin ki: "Arkadaş, biz, şu şartlar altında bu modeli başarıya ulaştıracağız. Şöyle diyor: "Bize güvenin." Yani şimdi "Güvenin." demekle Sayın Başkan güven oluşmaz. Güven... Verileri ortaya koyarsınız, ikna edersiniz insanları, ondan sonra "Helal olsun ya, bak, bu varsayımlarınız güçlüdür, ben size inanırım." deriz. Ama "Batarsak hepimiz batacağız, çıkarsak hepimiz çıkacağız." diyor Sayın Bakan. Ya, bu bir kumar oynamaktır. Hiç kimsenin güvenmediği bu modelle ilgili, 84 milyon için kumar oynamak hatadır Sayın Başkan. O açıdan, benim önerim, hemen, mümkünse bu hafta bir oturum yapalım, Sayın Bakan gelsin buraya bir sunum yapsın, desin ki: "Bakın, ben bu verilere göre sizi ikna edeceğim, bu yeni ekonomik model başarıya ulaşacak." Aksi takdirde Sayın Başkan, büyük bir sıkıntı var, bu sıkıntıyla ilgili sorumluluk alalım diyorum ve bu konuda size çağrıda buluyorum.

Sayın Başkanım, ikinci olarak, şimdi, bu asgari ücret konusu... Bugün bütün Türkiye'nin kalbi burada atıyor. Yani hepimizi etkiliyor, her ailede asgari ücretli var, çalışan var, kamu emekçisi var ve bugün buradan çıkacak karar herkesi etkileyecek.

Şimdi, geçen hafta Çalışma Bakanımız dedi ki... Yani asgari ücreti, 4.250 lirayı bir müjde gibi sundu Sayın Cumhurbaşkanı. Bence, şu mevcut enflasyon şartlarında asgari ücretin 4.253 lira olması, şu an gitmiştir ve sarmalla birlikte çok yakın bir vadede, ocak ayında göreceksiniz, bu asgari ücret zammı anlamsız hâle gelecek.

Gelelim vergi meselesine, Sayın Başkan, vergi meselesiyle ilgili de Çalışma Bakanımız, biliyorsunuz, şöyle bir açıklama yaptı, dedi ki: "Tüm çalışanlar için -yani bu ne demektir? Tüm emekçiler için- asgari ücrete kadar olan gelir vergi dışı olacak." Herkes de bunu bir müjde olarak algıladı. Ama Sayın İbrahim Aydemir bir teklif getirmiş, 100'e yakın AK PARTİ milletvekili de imzalamış, hepiniz de imzalamışsınız, ben baktım. Çalışma Bakanınıza karşı, onun açıklamasına karşı bir teklife imza atmışsınız Sayın Uğur Aydemir ve İbrahim Aydemir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Garo Bey, usulü halledelim sonra geneli üzerinde bunları hep konuşuruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Usul ama, hayır... Sayın Başkanım, anlıyorum.

Şunu demek istiyorum: Yani, bir kafa karışıklığı var. Şu anda herkes buraya bakıyor ve uygulanabilirlik şartı olmayan bir teklif... Niye? Yani 4.253 lira alan bir işçinin maaşı vergi dışı, bir saat mesaiye kalsa tamamı vergi içi. Böyle bir teklif... O açıdan, Sayın Başkan, bu teklifin tekrar değerlendirilmesi gerekir diyorum.

Bütçe hakkı çerçevesi... Sayın Başkan, biz, aylardır bütçemizi görüşüyoruz. Bütçede nereye para harcanacak, nereye para harcanmayacak belirledik. Ancak, şimdi, bütçe hakkı çerçevesinde BOTAŞ'a bir aktarım öngörüyor bu yasa teklifi ama bunun için bir ek bütçenin gelmesi gerekir diyoruz. Şimdi, iktidar "Benim daha çok param oldu, gelirim oldu." diyor değil mi Sayın Başkan? Yani "Hedeflediğim bütçe açığından daha az bir bütçe açığım var. E, bu para bende kalmasın, BOTAŞ'ın bir açığı var; ona aktaracağım." diyor. Şimdi, Sayın Başkan, bu, torba yasa teklifi içindeki bir maddeyle olmaz. Bu, bütçe hakkıysa ek bütçeyle olur Sayın Başkan. Anayasa'ya aykırıdır, ek bütçe gelmelidir buraya, ek bütçe üzerinden tartışmalıyız. Ek geliri varsa belirtsin Hazine ve Maliye Bakanımız, buna karşı "Ya, şuraya para harcayacağım." desin. Buna göre bir ek bütçe gelmesi gerekir Sayın Başkan, aksi takdirde bu madde Anayasa'ya aykırıdır.