KOMİSYON KONUŞMASI

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli Bakan Yardımcılarım, Komisyonumuza katılan sivil toplum örgütlerinin değerli temsilcileri, değerli basın mensupları, değerli çalışanlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Uzun bir maratondan sonra, bütçe görüşmelerinden sonra bu, haftanın ilk gününde yine Plan ve Bütçe Komisyonunda Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere bir araya geldik. Tabii, Plan ve Bütçe Komisyonunun kaderi bu; gerçekten zor zamanlarda, önemli konularda kanun teklifi görüşmeleri Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılıyor. Ben de milletvekili olduğum günden beri, altı yılı aşkın bir zamandan beri Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunuyorum. Hakikaten burada, âdeta bir akademi gibi hepimiz istifade ediyoruz; Türkiye'nin önemli konularını, kanunlarını, bütün bürokrasiyi, bakanları burada ağırlıyoruz; bu, bizim için de büyük bir kazanım oluyor, dostluklar oluşuyor. Zaman zaman hararetli tartışmalara şahitlik ediyoruz elbette, bugün de onlardan biri oldu, buna alıştık biz.

Değerli milletvekilleri, tabii, İbrahim Bey'e teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum, önemli bir kanun teklifini gündemimize getirdi. Tabii ki yıl bitmeden bunların kanunlaşması lazım. Özellikle ekonomik hayatımızı düzenleyici, kolaylaştırıcı, vatandaşlarımızın da beklediği kanunlar bunlar. Tabii, arkadaşlarımız gündeme getirdi, son günlerde olağanüstü günler yaşıyoruz, ekonomide bir dalgalanma olduğu bir gerçek. Tabii, bundan bütün toplum kesimleri gibi hepimiz etkileniyoruz ve sorumluluk sahibi insanlar olarak bu konuda da düşüncelerimizi gündeme getiriyoruz.

Malumunuz, Türkiye üretim odaklı, ihracatı önceleyen yeni bir ekonomi modeline geçme kararı aldı; bu modeli uygularken para ve maliye politikalarında köklü değişikliklere gidiliyor. Bu modeli uygularken yine, para ve maliye politikalarının tüm araçlarının etkin bir şekilde kullanılacağını Sayın Maliye Bakanı yazılı açıklamasında da şöyle ifade ediyor, diyor ki: "Bu modelle, üretimin ithalatla olan bağlılığı -bağımlılığı- nedeniyle büyümenin yüksek gerçekleştiği dönemlerde yüksek cari açık verilmesi ve büyümenin düşük gerçekleştiği dönemlerde düşük cari açık verilmesi sarmalından çıkılacaktır."

Şimdi, değerli arkadaşlar, Türkiye, cumhuriyetin kuruluşundan sonra, özellikle tek parti döneminden yani 1946'dan sonra İkinci Dünya Savaşı'yla yeni bir döneme girdi. Kapitalist ekonomiyle yani Batı dünyasıyla entegrasyon için ilk, 1947'de Marshall yardımıyla Türkiye'de yeni ekonomi modelleri uygulanmaya başlandı ve 1948'deki devalüasyon, ardından, Demokrat Parti iktidarı, 1958 devalüasyonu -o arada yapılan devalüasyonları saymıyorum- 1960 darbesi, 1971 darbesi, 1980 darbesi, efendim, 28 Şubat darbesi, o arada tabii, 1994 yılındaki 5 Nisan Kararları, 1998-1999 global krizi, 2001 Türkiye krizi derken yaklaşık 1945 sonrası Yalta Konferansı'yla ardından Marshall yardımıyla Türkiye'ye bir gömlek biçildi; ben bunun, bu kısa sürede tarihi analizini yapacak değilim, iktisat tarihini bilen arkadaşlar iyi bilir ama psikolojide -biliyorsunuz- bir öğrenilmiş çaresizlik sendromu var, Türkiye'ye bu gömlek giydirildi. Şimdi, bu gömleğin esası şuydu: İşvereni batırmak -tırnak içinde söylüyorum- emekçileri işsizliğe mahkûm etmek, devleti vergisiz bırakarak borca mahkûm etmek yani benim anlayışım bu ve biz hep bu sarmaldan kurtulamadık bir türlü; her on yılda bir hem siyasi kriz hem ekonomik kriz Türkiye'de baş gösterdi. Neydi temel felsefe? Efendim yüksek faiz, düşük kurla üç beş sene nefes al, tekrar tüketime dayalı bir ekonomi, tüketime dayalı bir büyüme, yalancı baharlar, saman alevi gibi dönemler gelip geçiyor. Kaç yıl oldu? 1947, elli üç sene oradan, yirmi bir de buradan; ne oldu? Yetmiş dört yıl, neredeyse yetmiş beş yıl; üç çeyrektir yani neredeyse bir yüzyıla yakın. Bu sarmaldan kurtulmamız gerekir. Yani fikrinamusu olan, azıcık iktisat bilen insanlar... Tabii ki bize öğretilmiş iktisat teorisinin dışında Sayın Paylan dedi ki: "Böyle bir şey yok dünyada." Doğrudur, ben de katılıyorum. Ben de iktisat eğitimi aldım, işletme eğitimi aldım, yüksek lisansını, doktorasını... Özellikle maliyet muhasebesi üzerinde yüksek lisans yaptım. Yani neticede öğrenilmiş bir çaresizlik sendromu içindeyiz. Sadece biz değil arkadaşlar, gelişmekte olan ülkeler bir türlü gelişemiyor. Gelişmekte olan, gelişmekte olan... Ben elli yıldır biliyorum, gelişmekte olan, az gelişmiş ülkeler kategorizasyonundan Türkiye çıkamıyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kore çıktı.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Kore çıktı, nasıl çıktı? Kore'ye Marshall yardımının dışında da özel yardımla Kore işgal edildi. Bakın, Kore bugün Amerikan veya batı sermayesinin büyük şirketleri tarafından işgal altındadır. Adı ünlü firmaların bakın, sermayesinin çoğunluğu, en azından yüzde 50'den fazlası batılı büyük şirketler tarafından alındı. Bakın, biz 1990'lı yıllarda -olayı biraz daha büyütmek istemiyorum ama- Türkiye'yi de gördük. Sermayesinin yarıdan fazlasını batılı şirketlerle paylaşmayan holdinglerimiz bu konuda bedeller ödedi -isim vermiyorum- canlarıyla ödeyenler oldu. Yani kapitalist sistem bir şekilde para vererek, faiz alarak veya gelip sıcak para getirip yatırımlar adı altında plasman yatırımları ya da kâğıt yatırımları yaparak ülkemizdeki büyük şeylere ortak olarak... Bütün dünyada böyle yaptılar.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Seni de sosyalist yapacağız Cemal Bey.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Cumhurbaşkanım radikal bir karar vererek Hükûmet... Bakın, bu siyaseten tartışılabilir, siyaseten biz de kendi aramızda bunu tartışıyoruz ama Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çok ciddi bir paradigma değişikliği kararı verildi. Ben, sizden ve bütün Türk halkından bu değişikliğin arkasında durmasını beklerim. Şöyle ki: Biz bu deli gömleğini çıkaramazsak... Bakın, bu çok iddialı bir şeydir yani Sayın Cumhurbaşkanı küresel sermayeyle âdeta savaşa kalktı. Bunu başarmak zorundayız. Bunu hem Türkiye için hem Türk halkı için hem bütün mazlum milletler için başarmak zorundayız.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Zırdeli gömleği...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi bakın, yetmiş dört yıldır, yetmiş beş yıldır, 1947 Marshall yardımından beri Türkiye'ye verilen ödevlerin dışında bir karardır bu, ciddi bir değişikliktir.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Çok ilginç şeyler söylüyorsunuz Cemal Bey.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bence de ilginç, dinleyelim.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bayağı ilginç.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama sürem yetersiz olduğu için ben son günlerde, özellikle cuma günden beri piyasada dolaşan bazı dedikoduların yanlış olduğunu, Sayın Cumhurbaşkanının dün akşamki 2021 İlim Yayma Akademi Ödülleri töreninde yaptığı konuşmadan alıntılarla ifade etmek için süremi öyle kullanacağım. Sayın Cumhurbaşkanı o konuşmasında şöyle diyor: "Türk ekonomisi, serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun şekilde yoluna devam edecektir."

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Stokçuluk yasası getiriyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - O ayrı şey ama. Çok farklı ikisi.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bir kere bu çok önemli, bu çok önemli. Türkiye'nin ekonomide olağanüstü hâle ihtiyacı olabileceği değerlendirilmesinin akıl karışıklığının ötesinde bir durum olduğunu vurguladı. Çünkü bazıları böyle diyordu, piyasayı karıştırdılar; manipülatörler, spekülatörler türedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi, bakın... Bizim için bu önemli, çünkü bu politikanın sahibi Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, hepimizin Cumhurbaşkanı ve bu geminin kaptanı, ne diyor?

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Siz inanıyor musunuz Cemal Bey, bu programa inanıyor musunuz siz?

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - İnanıyor, inanıyor.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - "Bu ülkeyi emperyalistlerin çizdiği haritaların cazibesine kapılıp bölmeye çalışanların silahlarından çıkan kurşunlara terk etmedik ve etmeyeceğiz. Bu ülkeyi bir dolar karşılığında vatanlarını satanların ellerine de bırakmadık, bırakmayacağız..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Beş dakikada toparlarsanız.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Toparlayacağım Başkanım.

Teşekkür ediyorum.

"...İnşallah bu ülkeyi döviz kuru üzerinden yeniden şekillendirmek isteyenlere de teslim etmeyeceğiz. Bu vesileyle, sorumsuz açıklamalarla milletimizi karamsarlığa sürüklemek, yalan yanlış haberler yaparak piyasaları korkutmak isteyenlere itibar edilmemesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum." ifadesini kullandı.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Vatandaşlığı bile satıyorsunuz, ne anlatıyorsunuz ya?

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Yani kamu-özel iş birliği ödemeleri dövizle çelişmiyor mu Sayın Öztürk, bunu söyler misiniz? Cumhurbaşkanı kendisiyle çelişiyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar...

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Söz isteyeceğim sonra.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Öyle bir usul yok.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Konuşacağım. Çelişiyor, doğru değil.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok öyle bir usul.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanı aynı konuşmasında -çok uzun bir konuşma ama- şunu da vurguladı, Türk ekonomisinin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun şekilde yoluna devam edeceğini belirttikten sonra "Döviz kurundaki istikrarı, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız." dedi.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şirketler yabancılara geçtikten sonra.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bunu niye söylüyorum? Son günlerdeki manipülasyonların hepsinin manipüleden ibaret olduğunu belirtmek için söylüyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kim yapıyor?

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Kim?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Spekülatörler yapıyor, manipülatörler yapıyor, yerli, yabancı.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Bunun gereğini yapın.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ne spekülatörü? Asıl spekülatör sizsiniz ya, vallahi sizsiniz!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, Cemal Bey'e müdahale etmeyelim, sıra size geldiğinde fikirlerinizi söylersiniz, lütfen.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bakın, bir iki konuyu daha ifade etmek istiyorum, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi şu, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan dünkü konuşmasında şunları da söyledi ayrıca: "Aynı şekilde kontrollü kambiyo rejimi gibi zırvalıkları gündeme getirenleri de asla masum görmüyoruz." Bakın, son günlerin manipülatörlerinin bir ifadesi de böyle. Sayın Garo Paylan dedi ki: "Kontrollü kambiyo rejimi." "Böyle bir şey yok." diyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yazdı.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Döviz kurundaki istikrarı, bu tür zırva yöntemlerle değil, biraz önce ifade ettiğim gibi piyasanın kendi işleyişinde sağlayacağız.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yazana mı söyleyene mi bakacaksınız? İşine gelene bakıyorsun, işine gelene!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Söyleyene bakacağız, söyleyenin kim olduğu önemli.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Uğur Bey, lütfen...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, Cemal Bey'in insicamını bozmayalım, rica ediyorum.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - "Ekonomide bir kural vardır: Dere yatağında akar ve bizim de şu anda takip ettiğimiz yol budur." ifadeleriyle bu kontrollü kambiyo rejiminin de zırva olduğunu ifade etti.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Dereden sel geliyor, sel!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dere, yatağından çıktı!

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli arkadaşlar, tabii, değişim sancılı olur, her değişim sancılı olur.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Peki böyle mi olmalıydı? Bu kadar büyük bir değişim anlatılmamalı mıydı?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bakın, ben bu konuda anlıyorum yani her değişim sancılı olur. Türkiye öğrenilmiş çaresizlik...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sıra size geldiğinde fikirlerinizi ifade edersiniz, rica ediyorum. Böyle bir şey yok, böyle bir usul yok.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Başkanım, içimizde kalıyor, ne yapalım? Söyleyelim istiyoruz biz de.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hayır, yok öyle bir usul.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Arkadaşlar, bitireyim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Enflasyon...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Garo Bey, rica ediyorum, lütfen.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Türkiye, bu öğrenilmiş çaresizlik sendromundan kurtulmak zorundadır. Bize yetmiş beş yıldır öğretilen "arz, talep, faiz, döviz, borsa" gibi kavramlar. Tabii, mikroekonomiyi, makroekonomiyi, bunları hepimiz okuduk, kapitalist zihniyet bunu bize verdi ama çare değil arkadaş. AK PARTİ yirmi yıldır bu politikayı uyguluyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çare sosyalizm.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yeni bir dönem. Sayın Cumhurbaşkanı çok radikal bir risk aldı -seçime şunun sırasında bir sene kalmış- bunu başka bir lider yapamazdı.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bence de, kesinlikle bunda haklısınız (!)

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bize düşen şu: Bu deli gömleğini yani kapitalizmin bize giydirdiği deli gömleğini çıkarıp üretime yönelik bir ekonomiye geçmemiz lazım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sosyalizme geçmemiz lazım.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli arkadaşlar, benim tavsiyem şu: Üretmekten başka çaremiz yok. Eğer geçmişte olduğu gibi tüketerek büyürsek tasarruf düşer, faiz ve enflasyon artar, ithalat patlar, ihracat azalır, cari açık yükselir, işsizlik artar.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ya, ithalata bağlı bir ülke...

CAVİT ARI (Antalya) - Ne ürettiğinizi bir görebilir miyiz? Ne ürettiğinizi öğrenebilir miyiz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, sırası geldiğinde fikirlerinizi söylersiniz, rica ediyorum. Farklı fikirlere lütfen saygı duyalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Saygıda kusur etmiyoruz ama ülkeyi batırdılar. Çiftçiyi, esnafı, halkı perişan etti bu yöntem, bu uygulama.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Buğday üretecek ham madden yok, buğdayın yok ya!

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama üreterek büyürsek tasarruf artar, faiz ve enflasyon düşer, ithalat azalır, ihracat artar, cari açık düşer, işsizlik azalır ve son sözüm şudur: Düşen ve düştükten sonra kalkan hiç düşmeyenden daha güçlüdür.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İthalat yaparsan... Gıda ürünün yok, gıda! Fasulyenin kilosu olmuş 30 lira!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, lütfen...

Rica ediyorum...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Arkadaşlar, paramızın değeri yakında toparlanır merak etmeyin.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ya, nasıl toparlanacak? Fasulyenin kilosu 30 lira olmuş, simit olmuş 3,5 lira.

CAVİT ARI (Antalya) - Ülke, yağmalanan bir ülke hâline geldi.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama yeter ki insan olarak bizim değerimiz düşmesin.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mikrofonunu açmadığım arkadaşların ifadeleri tutanaklara geçmiyor. O yüzden, sırası gelince söz ve fikirlerinizi ifade edersiniz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Tutanağa geçsin diye söylemiyoruz, haberi olsun, belki haberi yok. Simit 3,5 lira oldu, fasulyenin kilosu 30 lira oldu. Nerede üretim?

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Alice Harikalar Diyarı burası.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bitirdiniz mi Cemal Bey?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bitti.