| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4031) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .12.2021 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle herkesi selamlıyorum.
Evet, çok sıkıntılı bir dönemin içerisindeyiz. Aslında ben içinde olduğumuz bu durumu -artık hani çeşitli tanımlar kullanılıyor- "ekonomik deprem" olarak tanımlamak istiyorum. Şu an uygulanan bu yeni ekonomi modeliyle yani TL'yi değersizleştiren, itibarını düşüren yeni ekonomi modeliyle bir ekonomik deprem yaşandığını söylemek, ifade etmek istiyorum. Sonuçları ne oluyor? Sonuçlarını zaten yaşıyoruz yani toplum olarak yaşıyoruz. Aslında ülke çok kısa bir süre içerisinde kelepir ülke hâline geldi. Niye böyle diyoruz? Bakın, basını takip edin, sosyal medyayı takip edin; Türk lirasıyla dalga geçen turistleri görüyoruz, TL'nin değer kaybından dolayı neler yaşandığını görüyoruz. Ülkemizin değerleri, ülkemizin şirketleri, kaynakları gittikçe değersizleşiyor ve ucuzlaşıyor yani bu ekonomik modelin bir karşılığının alınması bekleniliyor ama uygulanan bir şeyin bedelinin ne olacağı da acaba hesaplanabiliyor mu? Yani bu uyguladığınız modelin bedeli ne olacak, bunu hesapladınız mı arkadaşlar? Bu ağır bedel... Şu anda yaşanan bedel: Gelir dağılımı adaletsizliğinde gittikçe artan çıta; zengin daha zengin, yoksul çok daha fazla yoksul olmaya başladı. Marketlere baktığımızda deterjanın bile taksitle satılmaya başladığını görüyoruz artık.
Çocuklara kulak vermek gerekiyor şu dönemde Sayın Aydemir, çocuklara. Dinliyor musunuz çocukları? Yani bu ekonomik bunalım artık çocukların düzeyine bile indi, onların bile dilinde artık yaşadıkları. En son 13 yaşında bir çocuk "Acıkmamak için, karnımı doyurmak için ben fazla su içiyorum." diyor. Böyle açıklamalarla karşılaşır olduk.
Yani bu dönemde de bir asgari ücret belirlendi. Alım gücünün bu kadar düştüğü süreçte, yüksek bir asgari ücret belirlenmesi noktasında, bu belirlenen miktarı elbette eksik bulsak da düşük bulsak da yine de kabul ediyoruz yani en azından bu kadarını yaptığınız için "Yetmez ama evet." mi diyelim, nasıl diyelim bilmiyorum. Çünkü inceleme yaptığımızda, getirilen asgari ücretin alım gücü bakımından yine yetersiz olduğunu görüyoruz. Küçük bir örnek, 1 Ocak 2021'de dolar... Yok, dolar üzerinden gitmeyelim, başka bir şey söyleyeyim: 1 Ocak 2021'de asgari ücretle 4 tane çeyrek altın alınabiliyormuş, şu anda bu yeni açıklanan asgari ücretle, Başkanım, ancak 2,6 çeyrek altın alabiliyoruz. Ya, alım gücünün ne kadar düştüğünü, asgari ücret yükseltilmiş olsa bile yarıya düştüğünü buradan anlıyoruz aslında.
Şimdi, bunun yanında, evet, asgari ücret görüşmesi yapıldı, bir mutabakata varıldı, ondan sonra şaşkınlığımız daha da arttı. Neden arttı? Mutabakattan sonra -bu asgari ücretin en azından dengeli olması açısından- tüm işçilerin ücretlerinin, tüm ücret gelirlerinin asgari ücrete kadar olan kısmından gelir ve damga vergisinin kaldırılması şeklinde kamuoyuna yansıtıldı yani bunu Sosyal Güvenlik Bakanı bu şekilde açıkladı, "Kaldırılacak. dedi ama bir baktık ki -eminim, asgari ücret görüşmesine katılan sendika temsilcileri de şaşırmışlardır bu duruma- aslında öyle değilmiş sadece asgari ücret üzerinden kaldırılıyormuş. Tabii, bununla ilgili çok ciddi şekilde kamuoyunda da bir değerlendirme yapıldı.
Sonuç olarak, bu asgari ücretle ilgili getirilen maddenin ben içeriğinin düzeltileceğine inanmak istiyorum açıkçası yani bu şekilde Komisyondan geçmeyeceğine inanmak istiyorum çünkü çalışma barışını, iş barışını da bozacak bir düzenlemedir arkadaşlar bu. Asgari ücret üzerindeki ücretlerde asgari geçim indirimi uygulansa bile işveren bakımından vergi yükümlülüklerine katlanma oranının artması, çalışanların asgari ücret düzeyindeki alacakları ücretlerin daha doğrusu ücretin asgari ücret düzeyine düşmesinin artması, kayıt dışılığın artması gibi risklerin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bu kayıt dışılığın artmasının, mesela Sosyal Güvenlik Kurumu gelirlerinin de azalmasının bir sebebi olacağını sendikalar, odalar öngörüyorlar.
Başkanım, zannederim, madde görüşülmeden önce tarafların görüşlerine biz dinleyeceğiz, bu maddeyi değerlendirmeden önce. Onların görüşlerini dinledikten sonra bu konuyla ilgili de daha detaylı konuşacağımızı düşünüyorum.
Şimdi, diğer maddelere bir bakacak olursak kanun teklifindeki 1'inci madde konutların çatı veya cephelerine elektrik enerjisi üretim tesisi kuranların muafiyet sınırı 10 kilovattan 20 kilovata çıkarılıyor. İbrahim Bey, bu uygulamanın nedenleriyle ilgili madde üzerinde konuşurken biraz daha detaylı bilgi alırsak seviniriz. Onun dışında, hepsine değinmeyeceğim maddelerin.
Madde 6; evet, BOTAŞ'ın mali yapısında oluşan açıkların kapatılabilmesi için gümrük müdürlüklerine olan borçları hazineden olan görevlendirme alacaklarına mahsup ediliyor, böyle bir karar var. Şimdi, konu BOTAŞ olunca... Tabii çok önemli bir kurum BOTAŞ. Türkiye Büyük Millet Meclisinde geçen ay geçen torba teklifle de BOTAŞ ve bağlı ortaklıkları, yurt dışında kurdukları şirketler Kamu İhale Yasası kapsamından çıkarılmıştı. Şimdi, bu şekilde borçlarının silinmesi, borçlarının hazine tarafından üstlenilmesi, 7'nci maddeyle bağlantılı olarak Cumhurbaşkanına verilecek olan yetkiyle karşılanması gibi konular göz önüne gelince özelleştirme öncesi bir düzeltme, temizleme, cilalama mı yapılıyor diye de sormamız gerekiyor. Bu çok önemli bir konu. Şu anda, Türkiye'nin çok önemli kurumlarının özelleştirilerek nasıl batırıldığını hep birlikte gördük, izledik; BOTAŞ'ın da bu şekilde aynı kaderi paylaşmamasını diliyorum ben.
Madde 7, Cumhurbaşkanına ek bütçe yapma yetkisi veriyor. Burada da 2021 yılı genel bütçe ödeneklerinin gelir tahmininden fazla yapılan tahsilatlar kadar artırılmasına olanak sağlanıyor ama Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe yapma hakkının aslında Cumhurbaşkanına yine bir devrini içeriyor bu, uygulamada. Ne getirir bu şekilde uygulanması? En başta Anayasa'ya aykırılığının yanında şeffaflığın da önüne geçecektir. Bu gelirin nasıl kullanılacağıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisinin karar vermesi ve ek bütçe olarak getirilmesi gerekmekte. Verdiğiniz rakamlarda yaklaşık 280 milyar TL'lik bir gelirden bahsediliyor anladığım kadarıyla, doğru mu? 280 milyar gibi beklenen gelir ve tahminî verdiğiniz rakamlara baktığımız zaman. Bu gelirin nasıl kullanılacağı da önemli ama en önemlisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi kapsamında bu çalışmanın ek bütçeyle yapılmasıdır.
Şimdi, diğer bir konu, büyükşehir belediyelerinin toplu taşıma hizmeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere ücretsiz veya indirimli yararlanma karşılığı gelir desteği verebilmelerine olanak sağlanıyor. İbrahim Bey, Bülent Kuşoğlu Başkanımız bu maddedeki uygulamayla ilgili özellikle "ücretsiz" veya "indirimli" teriminin bazı durumları kapsam dışı bıraktığını söylemişti, ben de aynı şekilde... "Özellikle denizde çalışan özel şirketlerin, deniz taşımacılığında çalışan özel şirketlerin indirimli ve ücretsiz biniş sübvansesi yeterli olmamaktadır." diyor belediyeler. Belediyelerle bu konu görüşülerek mi bu madde hazırlandı? Öncelikle onu sormak istiyorum ve "ücretsiz" ve "indirimli" tanımının yerine, aslında tamamını kapsayacak şekilde düzenleme olmasını öneriyorum.
Diğer bir konu, yine "elektronik biletle ücret toplanarak" ifadesinin aslında bu teklife dâhil edilmesini teklif ediyorlar belediyeler. Bu konuda size gelen bir bilgi oldu mu? Daha kontrollü bir şekilde toplanan ücretlerin üzerinden bir sübvanse yapılabilmesi için...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sürem mi bitti Başkanım?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz bitti, maddelerde de detaya girebilirsiniz. Son cümlelerinizi alalım.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Son cümlelerim: Bunun dışında, bu maddeyle ilgili maddeler üzerinde biraz daha detaylı konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.
Ben teşekkür ediyorum. Maddelerde tekrar söz alacağım.