| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4031) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .12.2021 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, aslında tabii, üniversitelere bağışta bulunmak veya üniversitelere destek olmak çok anlamlı. Fakat sorunun gerçek nedenlerine eğilmediğimizde çözüm bulamamış oluruz. Şimdi, "pandemi" dedik, geçen yıl da "pandemi" demiştik, bu yıl da "pandemi" dedik, belki de hepimizin şunu ele alması lazım: Üniversite hastaneleri Türkiye'de giderek eğitim ve bilim aşamasında ne aşamada ve neden geriliyor, neden istediğimiz düzeye gelmiyor? Yani, burada da açıkladığımız gibi biz daha çok bir işletme mantalitesiyle düşünüyoruz. Yani bugün, medikal firmalar üniversitelere ürün vermek istemiyor, daha pahalı veriyorlar. Eğitim, bilim konuşulmuyor; üniversitenin faturaları konuşuluyor: "Para bağışlayalım, para alalım." gibilerinden... Ve bugün üniversitede bazı ameliyatlar yapılamıyor şu anda; protez malzemeleri yok, kardiyovasküler cerrahide malzemeler yok, stent yok; ürün alamıyorlar. Bizim bunları konuşmamız lazım. Bir seferlik, iki seferlik yapacağımız kısmi çözümler bizi uzaklaştırır ve bu sadece hazine ve maliyeyle ilgili kısmı ve getirdiğimiz aşamada SGK'yle ilgili. SGK hem tekel hem de hizmet alanıdır, SUT'la ilgili... Yılın başında fiyat belirliyor, yılın sonuna kadar. Üniversiteler artık bilim ve eğitimden değil, resmen mali müşavirler, bir muhasebe birimi... Hangi kurumu nasıl denkleştirecek, hangi borcu nasıl denkleştirecek; böyle bir düzeye geldi. Bu, hepimizin sağlığını teslim ettiğini, bilim insanlarının yetişebileceği, sağlık ortamının gelişeceği bir yerde tümüyle uzaklaştırmış oluyor. Ve böyle baktığımız sürece, üniversitelere 1 milyarlık, 5 milyarlık şeyler destek olamaz.
Bir diğer konu, hangi üniversite hastaneleri? Hangi üniversite hastaneleri ne düzeyde? Nitekim Sayıştay kendi denetimlerinde diyor ki: "Üniversite hastanelerindeki bu gidişat sürdürülebilir değil." Sayıştay bunu söylüyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Daha yapısal reformlar düşünelim." diyorsunuz.
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Kesinlikle. Bu olmadığı sürece üniversite hastaneleri kendilerini bir işletme gibi düşünecek, işletme gibi düşündüğü zaman da giden hastayı müşteri gibi düşünecek ve çalışan hocayı, çalışan bir birey gibi düşünecek ve performansa dayatmış; iş yap, tetkik iste... Öğrenciyi zaten unutmuş olacak, asistanı unutmuş olacak ve şu anda Sayın Başkan, siz de biliyorsunuz, birçok üniversite hocası hem üniversitede görünüyor hem muayenehanesi yok hem de özel hastanede ameliyat yapıyor, diyor ki: "Dört ay sonra gel." Biz bunları ele almadığımız sürece, biri ikisi beşi köklü çözüm değildir ve bunun asıl şeyi, sağlıktaki dönüşümün giderek olumsuz tabloları burada çıkmaktadır. Şimdi, SGK yetkilileri de var; hangi kurumda denetleniyor ki yüzde 200'den daha az fark alınıyor? Yüzde 200 değil, yüzde 1.000 fark alınıyor; hiç kimse ceza kesmiyor, denetim de yapmıyor. Biz yurttaşı giderek daha zor, sağlıksız ortama getirdik. Bir diğeri de yeni bir kılıf pandemi, yeni bir kılıf pandemi. Yani siz Diyarbakır'ı çok iyi biliyorsunuz, üniversitenin pandemiyle bir ilişkisi yoktu, Gazi Yaşargil Hastanesiydi. Birçok yerde kamu hastaneleri pandemiye kurban edildi, özel hastaneler ayakta durdu. Bunlara köklü yaklaşmak lazım, yaklaşmadığımız sürece 1 milyar, 5 milyar çözüm bulmaz ve giderek bilimden uzaklaştırır bizi.