KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkanım.

Değerli üyeler ve değerli bürokratlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Beş dakika bir zamanımız var bizim ve kısaca değineceğim. Bu Varlık Fonu kurulduğu zaman 2016'da o zamanki Komisyon üyelerimizle beraber bu süreci yakından takip etmiştik ve gerçekten tartışmalı, -kanun metni de şimdi önümde zaten- denetim mekanizması en çok tartışılan noktalardan biriydi Sayın Genel Müdür ve şöyleydi yalnız: Şimdi, 2016 yılında bu kanun teklifiyle bu Fon kurulunca orada bir Bakanlar Kuruluyla ileriki yıllara, işte, nesillere aktarılacak devlet kaynaklarının planlanmasına dönük bir fon, kamu kaynaklarından bir fon oluşturulacak ve amaç da, aslında o günkü dünya örnekleri de tartışılmıştı ve bu şahsına münhasır farklı bir fon olarak ortaya çıktı o zaman ama Bakanlar Kurulu tarafından özellikle Varlık Fonuna aktarılmasına karar verilen kamu kurum ve kuruluşları vardı. Ya, Bakanlar Kurulu ise parlamenter yapı içerisinde Meclis tarafından oluşturulan, gensoru hakkı bulunan, kararlarının denetimi oldukça Meclis tarafından denetlenmesinin yol ve yöntemleri olan bir yapıydı. Şimdi ama bizim bu ileriki nesillerin bugün olan devlet kaynaklarını... Yani bizlerin vergileriyle oluşan gelirler, kaynaklar ileriki nesillere aktarılırken şimdi bu kurumun yönetim yapısı değişti yani kanunla beraber Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle siyasi bir kuruma dönüşen, taraflı bir Cumhurbaşkanı tarafından -ya, teknik değerlendirme yapıyorum- bir yönetim kurulu başkanı atandı ve Cumhurbaşkanının atadığı yönetim kurulu. Bakın, geçen yıl Sayın Genel Müdür, başka bir genel müdür burada sunum yapıyordu ve mart ayında hangi gerekçeyle neden görevden alındı? Ne yaptı yani? Hangi gerekçeyle alındı? Bu yönetim kurulu üyeleri nasıl atandı? Ve bu şirketin yönetim kurulu bugün bizim kaynaklarımızın yönetilmesinin kararlarını veriyor yani kamu kaynaklarımızın, hangi kaynaklar buraya aktarılacak, ne oranda aktarılacak; bir üst alt yetki sınırı yok burada ve siyasileşmiş bir yapı var. Siz, Santiago kurallarından bahsederken oradaki bütün dünyayı ilgilendiren en önemli uyarı siyasi motiflerle kararlar alınamayacak bu fonlardan, oldukça şeffaf yönetişim ve kurumsal yapıları oluşturulacak ama burada böyle bir teknik sorunla karşı karşıyayız biz ve temel sorun da bu zaten. Buna değinmek istedim ben özellikle.

"İstihdam, istikrar" denildi. İşte, istihdam yaratacak... 2016'da kuruldu, Ağustos ayında ve hedef de 2023 hedefleri gösterildi ve ülkemizin dünyadaki ulusal ve uluslararası finansal krizlerden minimum düzeyde etkilenmesi için TL'mizin değerlenmesi, istikrarın, ekonomik kalkınmanın, stratejik sektörler, lokomotif sektörler... Sayın Abdüllatif Şener güzel bir sunum yaptı, zamanı da çok daha fazlaydı tabii. Ya, ne oldu şimdi? Biz hangi stratejik sektörü belirledik? Hangi kaynağımızı, hangi alanı... Bir nevi gelecek nesiller açısından, bu, işte, 2016-2022 arası, bu altı yılda ne yaptı bu Fon? Hangi alanları biz stratejik olarak belirledik ve ne kadar, nereye ülkemizi gelecek nesiller açısından garanti altına aldık? Bugün ülkenin ekonomi tablosu ortada. TL ciddi düzeyde bir değer kaybetmiş. "İstihdam" dediniz; istihdam temel sorun alanımız, fiyat istikrarı temel sorun alanımız. Ya, ülke ciddi bir öngörülemez, istikrarsız, kırılgan ve finansal risklerle ciddi düzeyde karşı karşıya, temel stratejik sektörlerinde ciddi tehlikeler var, işte, tarım en başta. Bu böyle bir ya da değerli madenlerle ilgili alanlarda ciddi bir süre çünkü bu fonlar genelde ülkelerin işte emeklilik fonları ki bu nokta da sorunlu bir alan. Bizde zaten BES'te bakın, devlet garantisini yükseltmesine rağmen sisteme giremiyor insanlar. Bu ülkenin finansal ve tasarruf yapısını artırıcı yapısal sorunları çözme noktasında ne yaptınız? Buna da bir çözüm yok. Bunlara özellikle değinmek istedim özellikle. Sunumunuzla ilgili değineceğim noktalar var, sorularım da var. "Santiago İlkeleri" dediniz ama bakın, daha yeni -takip ediyorsunuzdur mutlaka- Avrupa Birliği raporumuz açıklandı ve burada Varlık Fonuyla ilgili de atıf var. Dikkat ettiniz mi, baktınız mı? En temel alan, mali disiplin, şeffaflık, hesap verebilirlik; Cumhurbaşkanı tarafından atanması, Sayıştay denetimi dışında kalması, Devlet Denetleme Kurulunun üyelerinin, denetçilerinin Cumhurbaşkanı tarafından atanması. Yani bu disiplin noktasında ciddi uyarılarda bulunuyorlar bize. "İlkelerde aşama kaydediyor Türkiye, bir şeyler yapmaya çalışıyor ama bu yapısal sorunu nasıl aşacak?" diye soruyor bize. Siz bu raporda ne yaptınız? Bir değerlendirme yapıyor musunuz? Yani siz "Santiago Raporları" diyorsunuz da biz, diğer taraftan, Kopenhag Kriterlerinde -yani resmi aday ülkesi olduğumuz- ciddi zafiyet içerisindeyiz ve onun ekonomik etkilerini bugün yaşıyoruz. Sayın Genel Müdür, bu ilkeler bir taahhüt niteliğinde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlenizi alalım lütfen.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bunu da merak ediyorum, yasal bir dayanak olarak değil çünkü biz sadece uluslararası kriterlere atıf yapmıştık kanunda. Siz bunları taahhüt olarak ortaya koyuyorsunuz diye düşünüyorum ben.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Özdemir.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bir izniniz olursa Sayın Başkanım, sadece, bir iki soru soracağım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir cümleyle bitirelim lütfen.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Geçen dönem değişen Sayın Genel Müdür şubat ayında şöyle bir açıklama yapmıştı: "Beş yıl içinde proje büyüklüğü toplamda 15 milyar dolar olan projelere başlıyoruz." Ne bu projeler, hangi projelere başladınız? Bunu soruyorum.

TÜRKŞEKER'in henüz satılmamış, 15'i şeker işleme olmak üzere, 23 fabrikasının Varlık Fonuna devredilmesi kararı neden yayınlanmadı? Bunu açıklayacak mısınız?

Yine, TÜRK TELEKOM'la ilgili de ciddi sorunlar var. Bu konuda ciddi, biraz detaylı bilgi verebilir misiniz?