KOMİSYON KONUŞMASI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Geri kabul anlaşmasını da biz demin söylediğim gibi 1 Haziranda üç aylık bir deneme şeyine sokuyoruz. Eğer vize kalkmazsa biz de bunu durduracağız, hatta geri kabul anlaşmasını her anlaşma içinde yer alan bir maddeye göre fesih imkânımız var.

Şimdi, "72 beklenti nedir?" şeyi baktığınız zaman oradan çıkan vecibelerdir aslında. Bir tanesi kişisel verilerin korunması kanunu. Bu gerçekten her halükarda çıkması gereken bir kanun. Burada şöyle bir anlayış olmaması lazım: Yani "Devlet kişilerin verilerin sahip çıkmak için mi bu kanunu çıkartıyor?" gibi bir soru yanlış bir soru. Zaten bu veriler var. Önemli olan bu verilerin, özellikle sağlıkla ilgili bilgilerin kötü amaçlı kullanma temayülündeki insanların eline geçmesin diye bunların korunmasına yönelik bir mekanizma kuruluyor ve bu sayede de... EUROPOL gibi çok önemli mekanizmalarla şu anda iş birliği yapamıyoruz. Hem terörle mücadele ediyorsunuz hem mülteciler şeyi var hem daha çok Avrupa'dan katılımlarla ilgili iş birliği yapmamız gereken şeyde... Bu kanunla birlikte birkaç Avrupa Konseyi sözleşmesi de birlikte telakki ediliyor. Aşağı yukarı 9 beklenti bu kanun ve o sözleşmeler onaylandığında yerine getirilmiş olacak. Yani size örnek olarak veriyorum.

Diğeri cezai konularda adli yardımlaşmaya ilişkin kanun, kolluk gözetim komisyonu kurulması hakkında kanun, Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu'ndaki bazı değişiklikler, siyasi etik kanunu, siber suçlarla mücadele konusunda yasal düzenleme, ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kanunu ve suçtan kaynaklanan gelirlerin aklanması, araştırılması, ele geçirilmesi, el konulması ve terörizmin finansmanına ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin iç hukuka aktarılması için gerekli yasa. Bunları hepsi vize kalksın kalmasın, aslında bizim ülkemiz için iyi olacak, ülkemize yarar sağlayacak kanunlar. Onun dışında bazı ikincil düzenlemeler var. İnsan ticaretinin önlenmesi ve mağdurların korunmasına ilişkin yönetmelik, Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun uygulanmasına ilişkin yönetmelik. Bu kanun çıktı biliyorsunuz ve onunla ilgili de Göç İdaresi Genel Müdürü çok önemli çalışmalar yapıyor. Ülkemizde geçici korumadan yararlanan Suriye vatandaşlarının iş piyasasına erişimlerini sağlayacak Bakanlar Kurulu kararı. Türkiye-Yunanistan-Bulgaristan arasında üçlü temas merkezi anlaşmasına ilişkin sözleşme gibi yaklaşık 10 kadar da sözleşme var.

Şimdi, bu yasaları ayrı ayrı değil, bir paket hâlinde getirmeye planlıyoruz ve Sayın Başbakanımız da, bütün parti liderleriyle buna yönelik olarak görüşme yapacak. Ana muhalefet partisi liderimiz randevu verdi. HDP ve MHP Başkanlarından da randevu istendi. Amacımız, "Bu Türkiye'nin yararına olan bir pakettir, bunu hep birlikte çıkaralım." şeklinde bir talebimiz olacak ki vize de bunun sonucunda kalksın diye. Bu şekilde.

Şimdi, 3 milyarla ilgili sorunuzda... Biz bir rakam telaffuz etmedik. Yani başından itibaren hani "Şu kadara ihtiyacımız var." hiç demedik ama Avrupa Birliği böyle bir rakam telaffuz etti ve bunun da -deminki, hanımefendinin sorusunun da cevabı- Avrupa Birliği hiçbir kuruşunu kimseye kaptırmaz, yani kesin bu kuruş kuruş incelenir. Burada mekanizmalar Avrupa Birliğiyle ortak denetlenecek, tabii ki her türlü şeffaflık olacak. Ama "3 milyar nereden?" derseniz, bu yıl için, bir yıl için 3 milyar ve ihtiyaca göre, gelişmelerin seyrine göre de sonraki dönemler için ne olacağı kararlaştırılacak.

Şimdi, burada öyle bir durum var ki Suriye'deki gelişmelere bağlı olarak mülteci krizi başka veçhe alabilir. Yani, şu anda diyoruz ki: Türkiye'de 2 milyon 400 bin misafirimiz var. Ama Suriye'de öyle bir gelişme olur ki yeni bir hareketlenme olur, belki 1,5 milyon daha, belki 2 milyon daha Türkiye sınırlarına canlarını korumak için bir baskı oluşturabilir. O zaman belki bu 3 milyarın daha değişik biçimde kullanılması zarureti ortaya çıkabilir veyahut da işler iyi gidebilir, Suriye'de olumlu gelişmeler olur. Belki orada yeni konutlar inşa edilerek güvenli bölgelerde veyahut, işte, yıkılmış şehirlerde buradaki misafirlerimizin bazılarının Suriye'ye intikali sağlanabilir. O zaman belki başka bir tabloda harcanması söz konusu olabilir.

Ama şu anda, eski milletvekilimiz Murtaza Yetiş koordinasyonunda, Başbakanlıkta bir mekanizma olacak, bunun içinde bütün ilgili bakanlıkların temsilcileri olacak ve bu tablolar Avrupa Komisyonuyla ortak bir komisyonda önce değerlendirilecek. Bu komisyonun kurulması Başbakanımızın son katıldığı bu Fikirdaş Ülkeler grubunda kararlaştırıldı, 4 Ocaktan itibaren devreye giriyor. Türkiye-Avrupa Birliği göç çalışma grubu gibi bir yapı ortaya çıkıyor. Burada değerlendirilecek. Biz diyeceğiz ki: "Bunların şuralara harcanması doğru olur." Avrupa Birliği de diyecek ki belki: "Ya, şurayı da ilave et." Olabilir veyahut da biz diyeceğiz ki: "Hayır, oraya gerek yok." Neticede, bu tabloda bir mutabakat sağlanacak ama bizim tablomuz ve harcamalar da ona göre yapılacak. Yani, aslında şimdiye kadar biz 4,5 milyar euro Avrupa fonu kullandık; 4,7 milyar euro daha kullanacağız. Hiçbir şekilde de bunun harcanmasında bugüne kadar en ufak bir sıkıntı olmadı, kuruş kuruş takip edilir çeşitli mekanizmalar. Onun için, bu da aynı şekilde değerlendirilecektir. Ama burada Türkiye'nin üyeliği için kullanılacak fonlar bu 3 milyarın içinde yok, yani tamamen ayrı bir fon. 500 milyon dolarını Komisyon sağlıyor, geri kalan 2,5 milyar euro için de 24 Kasımda bir Komisyon önerisi Resmî Gazete'de yayınlandı 8 Aralıkta ülkelerin millî gelirlerinin yüzde 1'i oranında katkı sağlamasının çağrısını yapıyorlar. Yani mesela İngiltere 400, Almanya 500 milyon euro gibi bir katkı yapacak, Kıbrıs'ın bile bir katkı yapması öngörülüyor. Parayı toplayacaklar, ona göre de bu harcama şeyi yürürlüğe girecek.

Bilmiyorum sorularınızın cevabı oldu mu?