| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 85 Milletvekilinin, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 07 .01.2022 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim desteğiniz için.
Evet, Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, değerli bürokratlarımız; öncelikle hepiniz hoş geldiniz.
Evet, yeni bir torba kanun teklifini görüşüyoruz ama getirilen bu torba kanun tekliflerinin ortaya çıkardığı sonuç, ülkenin artık yönetilemediğini ve savrulduğunu daha fazla gösterir durumda. Öncelikle Sayın Cemal Öztürk'e emeklerinden dolayı tabii ki teşekkür ediyoruz, yaptıkları çalışmadan dolayı. Ama içeriğine baktığımızda, neleri getiriyor, neleri çözüyor diye baktığımızda aslında biraz geriye de gitmek gerekiyor çünkü sonuç olarak, gelen bu torba kanun teklifi bir sonuçtur. Neyin sonucu? Özellikle de -yani çok da geriye gitmeyelim aslında, 2002 yılına kadar gidebiliriz ama- son üç-dört aydır uygulamaya çalıştığınız politikaların da bu savrulmanın en iyi göstergesi olduğunu görüyoruz aslında. Şimdi, ne oldu, üç-dört ay içerisinde, üç-dört ay önce? "Faiz sebep, enflasyon sonuç." kabulüyle -özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın- dolarda yaşanan hızlı bir şekilde çıkış ve iniş -önce 7-8 seviyelerinden 18'lere çıkması, arkasından 10 TL'ye düşmesi- ve döviz kurları tahminlerinizin de sizin kalkınma planlarınızda, işte, orta vadeli planlarınızda yerle yeksan olmasına öncelikle sebep oldu. 20 Aralıkta da bu ülkeye bir tuhaflık yaşattınız açık söylemek gerekirse ve bu tuhaflığın sonucunda, bizim, muhalefet olarak ısrarla sorduğumuz bu "Doları 18 liradan satıp 11 liradan alanlar kimler?" sorusuna da ısrarla cevap veremiyorsunuz, böyle bir tuhaflık da yaşadık. Tüm bu yaşanan sürecin, şu kısacık, şu üç-dört ayda yaşanan sürecin ekonomiye katkısı ne oldu? Mesela, vatandaşın alım gücü mü arttı? Hayır, artmadı. Enflasyonun etkisi ve bu yürüttüğünüz para ve maliye politikanız halkın alım gücünü hiçbir şekilde arttırmadığı gibi çok daha fazla gerilere götürdü, gelir dağılımı adaletsizliğini daha da fazla arttırdı. Üretimi arttırdı mı? Üretimi de arttırmadı. Yani aslında bu politikaların vatandaşın sorunlarını çözmeye yönelik değil, işte, şu anda Merkez Bankasının, bankaların, fonların görünümlerini biraz daha düzeltmeye yönelik olduğu görülüyor, getirilen kanun teklifi de bunu gösteriyor. Yani aslında uzun vadeli stratejilerle, planlarla yönetmek durumundayken ülkeyi, şu anda birtakım taktik hareketlerle yönetiyorsunuz. Bu kanun teklifinin de bize getirdiği şey, bu.
En son, işte, kur korumalı Türk lirası vadeli mevduat hesabı, TL mevduatına aslında dolar üzerinden bir garanti verilmesi bu; kanunla düzenlemeden, kanununu çıkarmadan uygulamaya geçirdiniz, böyle de bir terslik. Şu anda yine bu torba kanun teklifi aslında, bu yapılan, hayata geçirilen bu uygulamanın kanuna uydurulmasını getiriyor. Öyle değil mi arkadaşlar? Uygulamaya geçtik, şimdi kanununu yapmaya çalışıyoruz.
Yani, sonuç olarak, sizin bütçeyi harcama tercihleriniz, parası olandan yana, sermayeden yana olana katkı sunmaya devam ediyor. Bu son aldığınız kararla da sonuçlarını önümüzdeki süreçte hep birlikte göreceğiz.
Şimdi, baktığımız zaman, bugünkü durumda vatandaşın durumuna baktığımız zaman da yani üreticiyle tüketici enflasyonu arasındaki fark 44 puan olmuş. 2002'de iktidara geldiğinizdeki tüketici enflasyonu yüzde 29,7 iken bugün -şu enflasyon araştırma grubunun açıklamasını kullanacağım-yüzde 83'leri geçmiş durumda. TÜİK enflasyonuna, TÜİK rakamlarına hiç değinmeyeceğim. Tabii ki bu ortamda bugün konuştuğumuz asgari ücret zammı, memura verilen zam, işte emekliye verilen zam da daha şimdiden eridi; ortada maaş falan, maaş artımı, maaş zammı kalmadı.
Şimdi, değerli arkadaşlar, o yüzden "Böyle bir ortamda, böyle bir kanun teklifinde biz neleri konuşuyoruz?" diye baktığımızda, şöyle birkaç madde üzerinde değerlendirme yapacağım, maddelere geçtiğimizde diğerleriyle ilgili konuşuruz.
Şimdi, madde 1, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında hesap oluşturacak ülkelere, bu paranın haczedilemeyeceği güvencesi vermek için bir düzenleme yapıldığını gösteriyor. Sayın Aydemir de bu konuda yorumda bulundu. İşte, bazı açıklamalar yapıldı, kamuoyuna yansıyan açıklamalar da var.
Açıkçası, ben burada şunu sormak istiyorum: Daha çok, işte karışıklık yaşanan ülkelerden örnekler verdiniz. Bu kanuni düzenleme neden bugün getirildi? Yani yirmi yıldır iktidardasınız, yirmi yıldır birçok ülkede yine karışıklıklar var, acaba bu ülkeler hiç mi ihtiyaç duymadı böyle bir düzenlemeye? Yani eğer bu sorulara cevap veremeyecekseniz... Neden bugün böyle bir şeye ihtiyaç duyuluyor? Neden bir yıl önce duyulmadı böyle bir ihtiyaç, neden iki yıl önce duyulmadı, neden beş yıl önce duyulmadı? Önce bu soruların cevaplanması gerekiyor.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Adı üstünde "ihtiyaç."
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - İşte, niye böyle bir ihtiyaç doğdu, bugüne kadar doğmamıştı da? Şimdi, bu soruya "ihtiyaç" diye bir cevap veremezsiniz, bunun açıklamasını yapmak zorundasınız. Eğer cevap veremiyorsanız da burada şu sonuç ortaya çıkıyor: Biraz önce söylediğim gibi, Merkez Bankasının, bankaların görünümlerini düzeltmek için, döviz rezervlerini yüksek göstermek için sizin aslında bazı ülkelerden talepte bulunduğunuz, talepte bulunduğunuz bu ülkelerin de sizden güvence istediği gibi bir sonuç mu çıkıyor? Bunu da soru olarak sorayım, yorum olarak yapmayayım yani bu soruların cevaplanması gerekiyor.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır, öyle olsa ne olur yani.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Evet, diğer bir konu değinmek istediğim maddeler içerisinde, yine önemli bir konu: Madde 10'da doğal gazla ilgili bir düzenleme getiriliyor ama arkadaşlar, nedir bu? Biliyorsunuz, kademeli tarifeye bir geçiş oluyor, sosyal tarife ve vatandaşlık hakları açısından bunu değerlendiriyorsunuz ama çok yakın bir tarihte elektrikte de kademeli bir tarife getirilmişti. Arkasından, hemen, daha on gün geçmeden zamlar yapıldı ve enerjinin aslında vatandaş için bir temel ihtiyaç olduğu göz ardı edilerek 150 kilovata kadarki ilk dilimde elektrik tüketimine yüzde 50 zam yapıldı, ikinci kademede zam yüzde 125 oldu. Son bir yılda da enerji fiyatlarında evet, belki dünya genelinde artmasından dolayı yüzde 123'lük bir artış oldu ama bu getirdiğiniz kanun teklifiyle, düzenlemeyle biz yeni zamların da yolda olduğunu, bunun bir düzenleme değil, yani vatandaşın lehine bir düzenleme değil, yeni zamların da yolda olduğunu gösteren bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz.
Yine, madde 11'le ilgili de birkaç değerlendirme yapmak istiyorum. Bu maddeyle ne getiriliyordu? İşte, kamu müteahhitlerine inşaat sektöründeki girdilerde yaşanan yüksek fiyat artışlarından dolayı bir fiyat farkının ödenmesiyle ilgili... Şimdi, değerli arkadaşlar, ben, bu maddeyi gördüğüm zaman -ki daha önce de buna benzer bir düzenleme yapılmıştı, değineceğim- açıkçası şunu düşündüm: Hakikaten bu hâle mi geldiniz? Ülkeyi bu hâle nasıl getirdiniz? Bunu niye söylüyorum? Bakın, siz 2002'de iktidara geldikten sonra, özellikle, Türkiye'de üretime dayalı bir politika yerine, inşaata dayalı, betona dayalı bir büyüme modelini tercih ettiniz ve inşaat sektörünü çok desteklediniz. İktidar olarak da büyümenizi aslında inşaat sektörüne borçlusunuz. Bu arada, 5'li çetelerimiz, müteahhitlerimiz oldu; biz bunları çok eleştirdik. Ciddi anlamda kaynaklar aktarıldı müteahhitlere ve hâlâ aktarılmaya devam ediliyor. Bunlar sizin politik tercihleriniz, evet, sizin ülkeyi yönetmede bütçeyi kullanmadaki tercihleriniz. Ama bugünkü duruma baktığımızda, artık, üzerinden prim elde ettiğiniz bu inşaat sektörünü bile çökerttiğinizi görüyoruz. Şu maddeyle, şu düzenlemeyle ortaya çıkanın ben bu olduğunu düşünüyorum. Neden böyle? Müteahhitleri bile mutlu edemediniz getirdiğiniz şu düzenlemeyle.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun Sayın Emecan.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Şimdi, muhalefet olarak yani bir yandan müteahhitlere aktarılan kaynakların aslında işçiye, emekliye, memura, öğretmenlere, gençlere, dezavantajlı gruplara aktarılması gerektiğini ifade ederken, bu eleştiriyi yaparken şu anda, bir anda baktık ki müteahhitler çok zor durumda, sanki müteahhitleri böyle savunacak noktaya gelmiş gibi bir durum çıkıyor ortaya; çok yazık, gerçekten çok yazık. Yani şu madde, ülkeyi getirdiğiniz şu durum, şu çelişki ya, inanılır gibi değil gerçekten. Neden biliyor musunuz?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Müteahhitleri savunuyorsunuz.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Hayır, müteahhitleri savunmak değil. Bu ülkenin evet, kamu yatırımlarına tabii ki ihtiyacı var, tabii ki ihtiyacı var, yapılacak ama işte, yapılan dengesiz harcamalar, dengesiz projeler... Şu anda eğer bu madde hayata geçirilirse, birçok müteahhidin -eğer söylediği gerçek olursa- birçok kamu projesinin yarım kalacağını gösteriyor. Mesela, bize gelen de bilgiler var; şimdi, diyorlar ki müteahhitler: "Tasarının bu hâli dikkate alınarak bir hesaplama yaptığımızda, gelecek olan ilave fiyat farkı uğramış olduğumuz zararı telafi etmeyecek. Bu hâliyle bizim projeleri devam ettirebilmemiz mümkün değil. Bu sebeple biz teminat yapma yoluna gitmeyi seçmek zorunda kalabiliriz. Bunu size bildirmek zorundayız." Eminim ki bunu Hazine ve Maliye Bakanlığına da bildirdiler. "Bu hâliyle sadece altı aylık bir dönem için değil, devamı olacak şekilde ilave fiyat farkını içermesi biz yüklenici taleplerini kesinlikle karşılamıyor." diyorlar. Biraz önce Sayın Aydemir de ifade etti, evet, bir yıllık bir süreçte geçerli olmasını talep ediyorlar.
Şimdi, yüklenicilerin teminatlarını yakarak işlerin feshedilmesi yüklenici açısından daha ekonomik bir çözüm olarak hesaplanmış. Bakar mısınız duruma yani bunu göze almışlar. Böyle bir şey olabilir mi? Gerçekten...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Emecan, iki dakika ek süreniz de bitti.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Hemen, çok kısa, bir şeye daha değineceğim burada.
Şimdi, açıklamalar var, tabii, işte, Türkiye Müteahhitler Birliğinden, İnşaat Mühendisleri Konfederasyonundan. Burada madde görüşülürken eğer temsilciler varsa mutlaka dinlememiz gerekiyor. "20 bin müteahhidin batacağını, 300 bin insanın da işsiz kalacağını öngörüyoruz." diyorlar. Bunlar hakikaten korkunç rakamlar. O anlamda, bu taleplerin karşılanıp karşılanamayacağı... Madde üzerinde konuşuyoruz. Ben sadece bir soru sorarak bu maddeyi bitirmek istiyorum. Etki analizinde bu düzenlemeyle yaklaşık 10,5 milyar TL fiyat farkının olduğu belirtilmiş. Eğer müteahhitlerin talepleri gerçekleştirilirse ne kadar bir maliyeti olacak? Onu da bizimle paylaşırsanız sevinirim.
BES'le ilgili, maddelere geçince konuşacağım ama ağırlıklı olarak baktığımızda, etki analizine baktığımızda ciddi anlamda bir fon birikimi etkisi bekleniyor. Bu düzenlemelerin biraz bunun için, biraz gelir elde etmek amacıyla yapıldığı görülüyor çünkü insanların alım gücü, gelir seviyesi artmadıktan sonra bu sisteme de nasıl girebileceklerini düşünmek lazım.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, teşekkür ediyorum.
Yaklaşık dört dakika ek süre verdim size.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum, anlayışınız için de teşekkür ediyorum.