| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 85 Milletvekilinin, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 07 .01.2022 |
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli Başkanım, değerli arkadaşlar; 1'inci maddemiz Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu'nun 40'ıncı maddesinin üçüncü fıkrasına yeni bir bent eklenmesini getiriyor. Ne diyoruz? "Banka nezdinde bulunan yabancı ülke merkez bankalarına ait para, alacak, mal, hak ve varlıklar haczedilemez, üzerlerine ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulamaz." Bu hükmü ilave ediyoruz. Gerekçemiz şu: Merkez bankaları arasında kurulan ilişkilerin işin gerektirdiği diplomatik hassasiyet ve ekonomik güven temelinde yürütülmesini teminen diğer merkez bankalarının banka nezdindeki mal, hak ve varlıklarının haczedilememesini öngörüyoruz.
Biraz önce anlattığım gibi, Sayın Merkez Bankası Başkanımızla görüşmemizde konunun önemli olduğunu vurgulayınca ben de kendisine "Bana bu konuda bir açıklama gönderin." dedim, o açıklama önümde. Bir de dedim ki: "Bu konuda sorulara cevap vermek üzere -ben cevap vereceğim ama- yetkili bir arkadaşımızı Komisyonumuza mutlaka gönderin." Ki geldi, Başkan Yardımcımız burada. Ama ben bana gönderilen açıklamayı sizlerle paylaşayım, ondan sonra eğer Başkan Yardımcımıza sormanız gereken bir soru olursa öyle sorarsınız diye düşünüyorum.
Önümdeki not şu: Merkez bankaları, faaliyetlerinin sonucu olarak diğer merkez bankalarıyla ve mali teşekküllerle milletlerarası boyutta münasebetler kurmakta ve geliştirmektedir. İşte bu çerçevede Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankamız da kurduğu ikili ilişkilerde diğer merkez bankalarının hesap açma talepleriyle karşılaşmaktadır. Yabancı merkez bankaları ülkemizin diplomatik ve stratejik bir güç olmasıyla bankacılık uygulamalarının gelişmiş bulunmasına teveccüh göstererek Merkez Bankamız nezdinde hesap açmak istemektedirler. Böylelikle, teknolojik altyapısı güçlü, ödemeler ve bankacılık alanında gelişmiş, tecrübesi yüksek bir merkez bankasından muhabirlik hizmetleri almayı amaçlamaktadırlar.
Bu yönde uygulamaların ülkemize itibar katacağı, Türkiye'nin diğer ülkelerin güvendiği bir ekonomik merkez olma özelliğini öne çıkaracağı ve rezervlere katkı sağlayacağı izahtan varestedir. Ancak, biraz önce açıkladığım gibi, konuya ilişkin bir tereddüt bulunmaktadır. Yabancı devlet merkez bankaları veya onların diğer kamu kurum ve kuruluşları hakkında çeşitli nedenlerle başlatılan icra takiplerinde, merkez bankaları takip borçlusu olmamasına rağmen ve haberleri dahi olmadan tüm bankalara haciz ihbarnameleri gönderildiği, bu hesaplara bankalarca haciz uygulandığı, paraların uzun süre blokede tutulduğu, itiraz ve şikâyetlerin dikkate alınmayarak hesaptaki paraların icra dosyalarına gönderildiği görülmektedir. Gerçekten de "üçüncü şahıs" sıfatıyla bankalar gelen haciz ihbarnamelerine karşı herhangi bir itiraz ve şikâyette bulunamamakta, hesaba haczi uygulayarak bloke edilen paraları icra dosyalarına göndermek zorunda kalmaktadırlar. Böyle bir durumun merkez bankaları için bir itibar riski yarattığı açıktır. Nitekim, 2004 tarihli Devletlerin ve Mallarının Yargısal Bağışıklığına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin 21/1-c maddesinde devletlerin ticari olmayan mal ve haklarına yargı ve icra bağışıklığı tanınmış, merkez bankalarının malları da mutlak biçimde bu kapsamda kabul edilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Devam edin lütfen.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Onay süreçleri tamamlanmadığı için yürürlüğe girmemiş bu anlaşmayı ülkemiz imzalamamıştır. Konuya ilişkin somut bir millî hukuk örneği vermek gerekirse -istediniz ya- Amerika Birleşik Devletleri'nde Egemen Devlet Yargı Bağışıklığı Kanunu, diğer devletlere icra bağışıklığını da kapsar genişlikte yargı bağışıklığı tanımaktadır. Yine, bu kanun uygulamasında merkez bankaları da söz konusu bağışıklıktan yararlanmaktadır. Daha açık ifade etmek gerekirse, Amerika Birleşik Devletleri'nde teklifimizde öngörülenden çok daha kapsamlı olarak merkez bankaları dâhil diğer devlet kurumları aleyhine icra takibi yapılamamaktadır.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu eyaletler arası...
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Geleceğim.
Örneğin, "Republic of Argentina" davasında da mahkeme tarafından, Arjantin Merkez Bankasının hesabının haczedilmesine yönelik talepler reddedilmiştir. Aynı şekilde, İngiltere'de de 1978 tarihli Devlet Bağışıklığı Kanunu, diğer devletlerin ticari olmayan mal ve hakları için cebrî icra yasağını da içeren bir yargı bağışıklığı sağlamaktadır. Bu kanunun 14/4 maddesi ise merkez bankaları bakımından özellikli bir hüküm öngörerek ticari olsun olmasın, merkez bankalarının mal ve haklarına yargı bağışıklığı tanımıştır. Ayrıca, bugün teklif ettiğimiz hükme benzer bir hüküm, doğrudan Fransa Merkez Bankası Kanunu'nda bulunmaktadır. Fransa'da diğer bazı ülke merkez bankalarının hesapları haczedilememektedir. Avustralya, Hollanda ve Kanada'da da icra bağışıklığı sağlayan diğer örnekler olarak zikredilebilir. Ancak Türk hukukunda aynı yönde bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, uluslararası hukuk örneklerine de uygun olarak en azından Merkez Bankamız nezdinde hesap açmak isteyen merkez bankalarına, hesaplarının haczedilemeyeceğine, ihtiyati tedbire ve hacze konu olamayacağına dair somut ve hukuki bir güvence sunmak, bu konudaki cazibeyi ve öngörülebilirliği artırmak ülkemizin yüksek ekonomik menfaatlerine yöneliktir.
Yine, vurgulayalım ki merkez bankaları yönünden itibar riski hayati önemdedir. Bu hükümlerle, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde hesap açan bir merkez bankasına haciz veya benzeri tedbirlerin uygulanması riskinin önüne geçilmektedir diye bir açıklama yapıyorum.
Evet, bu konuda Sayın Başkan Yardımcımıza da söz verebiliriz eğer arkadaşlar arzu ederse.