KOMİSYON KONUŞMASI

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Bu madde üzerinde konuşmak benim için o kadar kolay değil ancak şu kadarını söyleyeyim: Sayın Milletvekilim Cemal Bey'in okuduğu metinde, arkasından Sayın Başkan Yardımcımızın yaptığı açıklamada şu sorunun cevabı yok: 2022 yılının 7 Ocak günü -veyahut da 6 Ocak günü- bir ihtiyaç ortaya çıkmış, bu ihtiyaç nereden çıktı? Yani bu sorunun cevabının önce verilmesi lazım, durup dururken...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Maddeyle ilgili mi?

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Evet, evet; bu ihtiyaç nereden çıktı? Sayın Başkan Yardımcısı dedi ki: "Türkiye bölgenin yıldızı, İstanbul Finans Merkezi olacak; dolayısıyla, Afrika'dan, Orta Doğu'dan, Kuzey Afrika'dan, diğer Uzak Doğu ülkelerinden bizlere talep geldi." Eğer gerçekten Türkiye, İstanbul Finans Merkezi olacaksa -ki olması lazım ama şu ana kadar yapılanlar İstanbul inşaat merkezinden başka hiçbir şey değil, hiçbir altyapısı yok- bu kadar güvenilen bir ülkeye para getirmek isteyen ve bunun için de can atan bir ülkenin merkez bankası getirdiği para için bizden niye teminat istiyor? Ya, bu sorunun cevabının olması lazım, niye garanti istiyor, niye benim paramı... Kimden korkuyor, arkasında ne var?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kim istiyor; istedi mi, istemedi mi?

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Önce, bize, şu ülkelerin merkez bankaları, hangi ülkelerin merkez bankalarıysa onların isimlerini verin; kaç tane talep aldınız bugüne kadar?

Onun dışında, Cemal Bey, okuduğunuz metinde, satır satır gidildiğinde gerçekten üzerinde dikkatlice durup düşünülmesi gereken hususlar var. bir yerde dediniz ki: "Muhabirlik ilişkisi kurmak üzere..." Şimdi, bizim Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının, Türkiye Cumhuriyeti'nin bankalardaki dövizleri, dolarlarımız nerede, eurolarımız nerede, yenlerimiz nerede, sterlinimiz nerede, Avustralya dolarımız nerede? İlgili ülkelerin bankalarında bu paralar. Yani biz şimdi Libya'dan, Afrika'dan, Nijerya'dan veyahut da Uzak Doğu'dan herhangi bir ülkeden merkez bankasıyla muhabirlik ilişkisi kuracağız, onların doları bize gelecek; biz, onların, dolarını ödemelerinde aracılık edeceğiz, SWİFT üzerinden ödeme yapacağız. Bizim kendi dolarımız zaten Amerika'da. İran, zaten şu anda ambargo olduğu için bu ödemeyi yapamıyor. Bu ülkelerin acaba Amerika'daki hesapları üzerinde herhangi bir kısıt vesaire mi var? Yani biz kendi dolarımızı dışarıda tutarken, ödemelerimizi oradaki ödeme sistemi yani o ülkenin -tırnak içinde- EFT'si üzerinden gerçekleştirirken biz başkasının parasına burada muhabirlik ilişkisi yapacağız. Muhabirlik ilişkisi böyle kurulmaz ki yani bu sakat bir şey, yok böyle bir muhabirlik ilişkisi. Muhabirlik ilişkisi ancak şöyle olabilir: Türk lirası itibarlı bir para olur, Türk lirası üzerinden Amerika'daki bankalar, Afrika'daki bankalar, Suriye'deki bankalar, Kuveyt'teki bankalar, Fas, Tunus, Cezair, Rusya; her neyse, dünyanın her tarafındaki bankalar Türk lirası üzerinden -sizin dediğiniz gibi- ticarette ulusal para üzerinden ödeme yapılmasını uygun görerek balans biriktirmiş olabilirler ve dolayısıyla da kendi ülkelerinde tuttukları Türk liraları onlara hiçbir getiri sağlamadığı için... Nasıl bizim ülkemizde tuttuğumuz Amerikan doları bize bir getiri sağlamıyorsa efektif olarak, yen bize bir getiri sağlamıyorsa, sterlin bir getiri sağlamıyorsa, getiri elde etmek için onu Londra'ya, Washington'a, İsviçre'ye, Paris'e, Frankurt'a gönderip döviz hesabımıza muhabirlikle oradan faiz alıyorsak onlar da bunu bu şekilde yapacaklar ama şu anda Türk lirasının itibarı yerde sürünüyor zaten, Türk lirasının geldiği yer belli. Yani dışarıda gerçekten Türk lirası balansı biriktirip de Türk lirasını "convertible" para olarak kendi ülkesinde kabul edip kendi ülkesinin bankalarına "Burada pozisyon tutabilirsiniz." deyip de o pozisyonu Türkiye'de Merkez Bankasıyla anlaşma yapıp "Bu paralar sizde dursun, bizim TL'lerimize muhabirlik işi yapın." diyen bir banka var mı? Yok. Muhabirlikten anlaşılan bu fakat döviz üzerinden bu muhabirliğin hiçbir kıymeti yok. Yani biz döviz üzerinden gidersek, mesela 2007-2008 krizinde dünyada 3A ratingi olan Merkez Bankasının prensibidir bu. "Dünyada 3A ratingi olmayan bir bankada para tutmam." diyor çünkü risklidir ama 2007-2008 krizinde aşağı yukarı bütün bankalar ratinglerini kaybettiler, 3A'lı banka kalmadı, o riski almak istemeyince merkez bankalarına yönelindi, Uluslararası Ödemeler Bankasına yönelindi, paralar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Dolayısıyla, söylediğiniz muhabirlikle ilgili hiçbir ilişkisi yok bu işin. Şu anda bizim bu madde hakkında karar verebilmemiz için bize hangi ülkeden niçin talep geldiğini söylemeniz lazım ki biz buna göre... Eğer bu ülkenin buradan bir çıkarı olacaksa ve yabancı bize para gönderecekse, bunu, İngiltere Merkez Bankasında tutmak yerine, Fransa Merkez Bankasında tutmak yerine, efendim, Kanada Merkez Bankasında tutmak yerine bizde tutacaksa, onların elde edeceği faydayı biz sağlayacaksak elbette bizim buna evet dememiz lazım fakat bunu yaparken de üstlendiğimiz riskin ne olduğunu bilmemiz lazım.

Ve ayrıca, söylediğiniz, yani hukukla ilgili söylediğiniz, Fransa'daki, Amerika'daki o düzenlemeler, yargı bağışıklığının genel bir uygulaması, Merkez Bankasının bizatihi hesap sahibine verdiği bir ayrıcalık değil bu, devletler arasındaki hukukun gereği bir düzenleme bu.

Dolayısıyla, şu ana kadar bir isim vermediniz, gerekçesini de söylemediniz fakat bence, böyle bir düzenleme... Şu anda rezervimizin nereye geldiği belli, dünya âlem bunu biliyor, Türk lirasının itibarının ne olduğunu biliyor. Burada yapılacak yorumu ben yapmayayım ama üçüncü kişiler bu yorumu yapacaktır, "Türkiye köşeye sıkıştı, artık her yerden çare arıyor." gibi bir şey yapacaklar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsanız memnun olurum.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Dolayısıyla bize "kara paracı" da diyebilirler, olmasak bile bu işi yapabilirler, bizi suçlayabilirler ve buradan Merkez Bankası bir itibar kaybeder. Bizatihi Merkez Bankasında çalışanların buna karşı çıkması gerekir diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.